PİKNİK

3.3K 146 5
                                    

6 yıl sonra

Nur'dan

Yıllar çabuk geçmişti. Çocuklar 7 yaşına girecekti 2 gün sonra. Selim lise sınavına girecekti bu sene. Ve biz bu sürede Mardin'e taşınmıştık. Ben okulumu bitirmiştim. Lise matematik öğretmeni olmuştum. Bir kızım olmuştu ve 5.5 yaşındaydı. Bir kaç ay sonra 6 yaşına girecek Narin. Miran ise şirketin başına geçmişti. Miranların konağında yaşıyorduk. Mehmet babalar, Savaş falan hep buraya taşındık. Hep beraber aynı konakta. Savaş ile Sude'nin de bir erkek birde kız çocukları olmuştu. Sina 3 yaşında, Aras 6 yaşındaydı. Savaş'ın zoru ile Sina olmuştu. Çünkü kız çocuklarına aşırı düşkün. Şuan Mert'in seslenmesi ile düşüncelerimden çıktım.

Mert : Anne geç kalıyoruz hadi gidelim.

Ben : Tamam oğlum. Abin ile kardeşin hazır mı?

Mert : Evet anne hadi.

Ben : Sen in geliyorum bende.

Şuan hepimiz hazırlandık yaz bitmeden pikniğe gidiyorduk. Çantamı alıp çocukların odasına girip onlara hazırladığım küçük çantayı ve Narin'i kucağıma alıp aşağı indim. Herkes salonda bekliyordu.

Savaş : Yenge valla ağaç olduk. Kök salacaktık az daha.

Ben : Sen sal umrumda olmaz valla. Baba kusura bakma biraz beklettim.

Mehmet baba : Sorun değil kızım. Hadi çıkalım.

Başımızı sallayıp çıktık. Boğak dağına gidecektik. Miran ile ne zaman yalnız kalmak istesek oraya giderdik. Arabalara önce çocukları bindirip kemerlerini taktık. Sonra bizde binip yola çıktık. Giderken çocuklar sıkılmasın diye hareketli müzikler açtım. Onlar da maşallah her şarkının sözünü ezbere biliyorlar. Hem eşlik edip hemde oturdukları yerden dans ediyorlardı. Onların bu haline gülerek bakıyorduk.

Miran : Aynı analarına çekmiş bu çocuklar yaa.

Ben : Ne var canım ışte ne güzel. Hareket edip eğlenmesini biliyorlar.

Miran : Aslında sen başka şeylerle eğlenirsin diye düşünüyorum güzelim.

Diyerek göz kırptı.

Ben : Çocukların yanında yapma bari. Hem ben seni deli ederek eğleniyorum.

Diyip kahkaha atmaya başladım.

Selim : Evet baba. Annem sürekli seni deli ediyor bilerek ve sende hemen sinirleniyorsun. Annem senin hep sinirli halinin daha yakışıklı olduğunu söylüyor.

Diyip gülmeye başladı.

Ben : Hani aramızdaydı beyfendi.

Selim : Unuttum anne. Özür dilerim.

Ben : Tamam aşkım zaten biliyor baban. Demi hayatım?

Diyerek gözlerine baktım.

Miran : Tabi biliyorum oğlum. Ben annenin herşeyini biliyorum. Mesela geçen benden habersiz alışverişe gittiğini de biliyorum.

Ben : Sen nerden biliyorsun?

Miran : Bilemediğim yok karıcım.

Diyerek göz kırptı. Allah'ım bu adam peşime adam mı takıyor. Her hafta gidiyorum diye yasak koymuştu. Bende gizlice gitmiştim. Evet sonunda geldik piknik alanına. Çocukları indirip direk malzemeleri indirdik. Miranlar mangal işini halledeceklerdi. Bizde etleri onlara verip salata yapacaktık. Savaş mangal işini sevmediği için Miran'a kaldı. Savaş çocuklar için 4 tane hamak kurdu. Bende Sude'ye yardım etmeye başladım. İşim bitince Miran'ın yanına gittim. İlk kızaran eti bana verdi. Verirken de diğer elini belime koymayı ihmal etmedi. Tam o sırada Narin ağlayarak yanımıza geldi. Eti bırakıp Narin'i kucağıma aldım.

Ben : Noldu annecim?

Narin : Babam sana sarıldı. Sana ben sarılıcam sadece.

Diyip boynuma sarıldı.

Miran : İstediğimi yaparım kızım. Annene sarılmasam devamında siz olmazdınız.

Göz devirdim.

Narin : Baba banane yaa. O benim annem.

Ben : Tamam annecim sadece sen sarıl bana.

Babasına nispet yapar gibi daha sıkı sarıldı.

Ben : Ama sen neden babana böyle yapmıyorsun da bana yapıyorsun bakalım.

Narin : O hep abimler ve ablamla maç oynuyor. Sadece sen benimle bebeklerle oynuyorsun. Babam sevmiyor bebeklerle oynamayı.

Dudağını sarkıtarak konuştu. Sonra Miran kucağına aldı ve konuştu.

Miran : Kızım oynarız. Abilerin ve ablan çağırıp oynayalım diyo. Sende gel de oynayalım diye oynarız birtanem.

Narin : Gerçekten mi baba?

Miran : Evet kızım. Hadi gel.

Diyip boynundan öptü. Hepimizin kokusunu koklayarak öperdi. Narin'i alıp bebeklerle oynamaya gidince mangal bana kaldı. Kızaranları alıp yenilerini koydum. Herkes çok mutluydu iyi ki böyle bir ailem oldu. Etler olunca masaya götürdüm ve çocukların yanına gidip çağırdım. Herkes oturunca sadece 5 kişinin eksikliği vardı. Annem, babam, abim, Ayşe ve Mehmet Can'dı. Yemekler yendi topla oynandı, ip atlandı, saklambaç oynandı. Herşey güzel oldu ve çocuklar çok yoruldu. Çocukların üzerini değiştirip yola çıktık. Eve gidene kadar bizimkiler uyudu bile. Tebessüm ile baktım.

Ben : Çok yoruldular.

Miran : Evet ama değdi.

Yol sonunda bitti ve eve geldik. Korumalar çocukları odaya götürürken bizde eşyaları mutfağa götürdük. Çalışanlar toplarken bende odaya çıktım. Miran duşa girip çıkmıştı bile. Bende hızlıca kısa bir duş aldım ve giyinip yatağa attım kendimi. Yorulmuştum bayağı. Ama uykum yoktu. Miran ile sarılı yatarken odasının kapısı açıldı. İçeriye ağlayarak Narin geldi. Hemen ayağa kalkıp yanına gittim.

Ben : Noldu kızım?

Narin : Anne ben kabus gördüm. Çok korktum seninle yapabilir miyim?

Kucağıma alıp yatağa Miran ile arama koyup üzerini örttüm.

Ben : Sormana gerek yok annecim. Gel benim güzel kızım.

Diyerek saçlarını okşamaya başladım. Sonra Miran'da elini okşadı. Narin böyle uyurdu genelde. O sıra bende mayışıp uyuya kaldım.

Miran'dan

Nur uyuyunca hem kızımı hem onu izledim. Onlarsız ben bir hiçtim. Bu aralar çok tedirginim çünkü bir ihale yüzünden baş düşmanım aileme zarar verebilir. Bu yüzden Nur'a dışarı habersiz ve tek çıkmasına yasak koydum. Inşallah tekrar gizlice çıkmaz ve başlarına birşey gelmez. Bunları düşünürken uyuya kaldım.

Diğer bölümde 200 okuma olunca paylaşacaktım dedim ama bekleyenleri daha fazla bekletmek istemedim. Zamanları hızlı geçiyorum finale yetişmesi için. Yoksa 80 bölüme kadar yazıcam. Okuyanlara çok teşekkür ederim. Şimdiden size iyi okumalar oy vermeyi unutmayın...

ÇOCUKLUK AŞKIM  ( BERDEL )  TAMAMLANDIOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz