04 last days in the new york city

18 1 0
                                    




Düzenlendi🧚🏻‍♀️

April| 5 Aralık 2017

Sevgili Danny,

Bazen düşünüyorum da, Bu sandığımdanda zor olacak. İki gün sonra taşınıyoruz. Ve ben hazır değilim. Onca güzel ve kötü şeylerin ardından buradan gitmeye hala hazır değilim. Annem her zaman ki gibi şaka ile karışık her şeyin güzel olacağını, orada kendime sevgili yapacağımı, bir çok yeni arkadaşlar edineceğimi söylüyor. Bende arkasından tabi tabi diyorum. Ya babam? Babam her konuda beni savunurdu. Ama bu sefer annemi savunuyor, üstelik aşırı derecede korumacı olmasına rağmen. O da anneme katılıyor ve herkes gibi benim ve bütün aile için her şeyin iyi olacağını söylüyor. Ve ben bundan şimdiden sıkıldım. Ve sırf bunun bitmesi için şu iki günü iple çekiyorum.

Kafedeki kavgadan sonra yaklaşık iki hafta geçti. Ve biz tabi ki de ceza aldık. Corbyn ile görüşmeme cezası. Ama tabiki de biz bunu umursamadık. Hep LA'e gideceğimizden bahsettik ve son kez NY'ı gezmek istediğimizi. Ve evet her gün tam böyle dedik. İki gün geçtikten sonra zaten hiç umursamadılar. Evdeki eşyaları toplamak ile uğraştılar.

Bugün Besson ve bizim evimizdeki eşyaları kamyona yükledik, Los Angeles'a gitmek üzere. Bugün annemler son bir kez burada yemeğe gideceğimizi söylediler.

Bizde yemekten sonra Ash, Sam, Corb ve ben plan yaptık bir yerlere girmek için. Aslında bu akşam ilk ve son kez NY'ta kardeşlerimiz ile birlikte dışarıda bir şeyle yapacaktık.

Saat yediye yaklaştığında altıma kot pantolonumu ve üstüme t-shirt'ümü giydim ve ayağıma da nike air'lerimi.

Yemek bittikten sonra Central Park'a oradan da Times Square'e gitmeye karar verdik.

Central parkta dondurmalarımızı Corbyn, Times Square'de de içeceklerimizi Sam ısmarladı. Biz de Ash ile keyfini çıkardık.

Bu akşam sadece yapabileceğimiz şey bol bol son kez NY'ta gezmek ve bunları güzel anılarımızın içine eklemekti.

Akşam on gibi sinemaya gittik ve oradan da evlerimize.

Geldiğimiz de saat 12 olmuştu. Annemler eve gelmişti ve bize yarın son günümüz olduğunu şimdi hemen yatıp uyumamızı yarın da eşyalarımızı bavullara koymamızı söyledi.

Bugünlük bu kadar. Gelişmelerden haberdar olunca yazarım.

-April Mae Wilson

5 Kasım 2017
02.36

Defterin kapağını kapatıp Corbyn'i Görüntülü aramaya karar verdim.

Nerd Alien🤓'a FaceTime yapılıyor...

"April, bütün akşam gezdik sen yorulmadın mı?"

"Hayır."

"Ama benim çok uykum var. Annem yarın bavulu toplamamı falan söyledi. Ay bir de yerde yatıyoruz. Ben yatağımı özledimmm!!"

"Bende. Sen şimdi uyuyacak mısın?"

"Evet, Ap. Sen uyumayacak mısın?"

"Evet. Ben şimdiden bavulumu toplamak, son kez odamda ki tavana bakıp düşünmek ve belki de sabaha karşı çatı katına çıkıp gün doğumunu izlemek istiyorum."

"Vay, planlara bak neyse beni de gün doğumu için ara hem erken kalkmış olurum hem de birlikte izleriz."

"Tamam. İyi geceler efendim."

"İyi geceler, Mae."

FaceTime sonlandırıldı...

Gece boyunca gerçekten de Corb'a ne söylediysem onu yaptım. Müzik açıp bavulumu topladım.

Battaniyenin üstüne yatıp ve tavana uzunca bakıp düşündüm. Buradaki anlarımızı ve LA'de beni, bizi nasıl bir şeyler beklediğini. Geleceğimi yine her zaman ki gibi Corbyn ile geçirdiğimi görüyorum ama belli olmaz belki önümüze birileri çıkar.

Odama vuran günün ilk ışıkları ile güneşin çıkmaya başladığını anladım. Telefonumda snapchat'e girerek video çekmeye başladım. Bu bazen yaparım anılarım benimle birlikte sonsuza kadar kalmış olur.

"Hey, bugün 5 aralık 2017 yarın taşınıyoruz. Hem de los angeles'a bugün son günümüz ben de dedim ki neden buradaki son gün doğumumu ölümsüzleştirmeyeyim." Merdivenleri birer birer çıkarak çatı katının kapısını açtım."

"İşte- wow şuna bakın- ben- inanılmaz. Her. Zamanki. Gibi." Her kelimeyi bastırarak söyledim. Ta ki uzaktan bir yerden adımın seslenildiğini duyurarak.

"APRIL!?"

"Bu corbyn mi?" Kamerayı kendime çevirip konuştum. Onların bir sokak öteki binasına doğru baktığımda Corbyn'in ellerini havaya kaldırarak ilgimi çekmeye çalıştığını gördüm.

"Aman tanrım, şu salağa bakın!" Kamerayı çevirip corbyn i videoya çekerken videonun süresi doldu ve kaydedip corbyn'e döndüm. Birisi aradığı  gördüğümde de beni aradığını anlamam uzun sürmedi.

Nerd Alien 🤓'dan Facetime...

Kabul Et | Reddet

"Geç kaldın." Dedi bana kendimi gösterirken.

"Kendimi görmek yerine seni görmeyi tercih ederim." O kamerayı kendine çevirirken bende yere oturdum.

"görünüşe göre birileri bana yalan söyledi. Uyuyamadın mı?" Ekledim.

"Evet, aslında kısmen bende senin yaptıklarının aynısını yaptım. Ama arayamadım belki halinden rahatsındır diye."

"Teşekkürler ama beni her zaman arayabileceğini biliyorsun." Kafası ile beni onaylayıp gün doğumunu izlemeye devam etti. Bende aynısını yaptım.

Artık güneş tam gün yüzüne çıkmıştı.

"Hey Corb! Bugün ne yapalım yorgun musun?"

"Hayır, yarın uçakta uyurum." Dedi aslında yorgun olduğunu gözlerinin altında ki morluktan anlayabiliyordum.

"Tamam ne yapalım?"

"Bugünü ailelerimizle birlikte geçirsek? Gel pastaneye gidip simit, doughnut alalım." dedi.

"Oof onun yerine bizimkilerin uyanmasını beklesek sonra da beraber şu Central Park'taki hep giymek istediğimiz yere gidip kahvaltı etsek?" Ayağa kalkıp merdivenlerden aşağıya inmeye başladım."

"Aslında harika fikir! Bizimkiler uyanınca ben sana yazarım. Bye"

"Görüşürüz matthew."

-

"Baba, Ray; anne, Carolina bize buraya getirdiğiniz için teşekkürler. Son günümüz harikaydı. Ne desem az." Dedim bütün masanın ilgisini kendime çekerek.

"Önemli değil kızım ne dersiniz son günümüzü de New York'ta gitmediğimiz yerlere gidere geçirelim? Ne dersin Ray?" Ekledi babam.

"Bu harika olur!" Ashley heyecan ile ekledi.

"Tamam, o zaman ne bekliyoruz?"

-

Eve geldiğim gibi pijamalarımı giyip yattım. Tabi ki de yere! Yarın sabah on bir deki uçağımızdan dolayı eve erken geldik ama ben dün uyumadığım için hiç erken kalkabileceğimi bilmiyorum.

Yarın gidiyoruz, bu hayatımın dönüm noktası olabilir, kim bilir?

𝒔𝒐𝒖𝒍𝒎𝒂𝒕𝒆𝒔Where stories live. Discover now