2. ʕ •ᴥ•ʔ Telaş

672 267 887
                                    

İki gün içinde hemencicik 70 oldu. Herkese çook teşekkür ederim.

Ya aklıma ne geldi, dün akşam oturdum içinde adımın geçtiği şarkıları araştırdım. 23 tane buldum ya! Hayretlerdeyim şu an. (Bu arada adım Derya)

Neysem herkeslere keyifli okumalar. Bu bölümün okunması 90 olduğunda yeni bölüm gelecek. İnşallah hemennn olur da yayımlarım yeni bölümü.

Bu arada multimedya güzel mi?

⋆ ˚。⋆୨୧˚ ˚୨୧⋆。˚ ⋆

Eylül'den

Karşımdaki beden bana gittikçe yaklaşırken nefes almakta zorlandığımı hissettim. Nefesi boynumu huylandırıyordu.

"Neden bu kadar güzelsin?" Ağzımdaki elinden dolayı sesim boğuk çıksa da konuştum.

"Sanane be?"

"Yapma böyle güzelim. O şortu giyecek cesaretin varsa bir geceye de cesaretin vardır bence." Gözlerimden yaşlar boşanırken ellerimi karşımdaki adamın göğsüne koydum. Tüm gücümü kullanmama rağmen yerinden bir santim bile kımıldamamıştı.

"Hadi ama güzellik. Tüm gücün bu kadar mı? Bence sen daha iyisini yaparsın. Hadi, dene."

"Eğer kolumu bırakmazsan başına geleceklerden ben sorumlu değilim." Birkaç defa cık cıklayıp devam etti. "Senin gibi güzel bir kızı ağzına bu sözler hiç yakışmıyor. Hadi ama, biraz cici kız ol." Kollarımı elleriyle duvara sabitleyip boyuma gelmek için biraz eğildi. Dudakları boynuma değdiğinde midem bulanıyordu.

Gözlerimi kapatıp bir süre öylece bekledim. Daha önce bir defa bile görmediğim bir adamın bana sahip olmasına ya da bana zarar vermesine izin verecek miydim? Asla!

Şu an salya sümük ağlıyordum fakat ağlamak güçsüzlük müydü ki? Değildi! Ve ben şu an bunu herkese gösterecektim. Sarı kuşağım vardı benim bir kere!

Birkaç saniye bekledim. İnsan gücünün %100'ünü ancak ölüm korkusunu hissettiğinde kullanabilirmiş. Şu an ölüm korkusundan daha büyük bir korkuyu yaşıyordum. Bir adam tarafından zorla sahip olunan birçok kadın ölümü yaşamaya yeğliyordu ne de olsa.

Adamın bileğinden destek alıp son gücümü kullanarak malûm bölgesine dizimi sertçe geçirdim. Garson iki büklüm yere uzanırken keyifle gülümsedim. Çek bakalım doğum sancısından iki kat büyük sancıyı.

Kapının birden kırılmasıyla yerimde sıçradım. Kapıya baktığımda gözlerim bir çift kehribar rengi gözle karşılaştı. Ateş saçan gözleri bir anlık yumuşama da garsona baktığında tekrar sertleşti.

Buğra birkaç saniye öylece bekledi. Ardından hızlı adımlarla garsonun yanına gitti. Gezegen bey garsonu öldüresiye döverken ben kılımı kıpırdatmadan onu izliyordum.

Sayamadığım kadar çok yumruk attıktan sonra gelip hemen önüme oturdu. Yüzümü avuçlarının arasına aldı.

"İyi misin? " Kendimde cevap verecek gücü bulamıyordum. Sesim bir yerlere kaçmış, saklanmıştı. Aslında söylemek istediğim çok şey vardı. Ve ona etmek istediğim bir teşekkür.

Konuşamayacığımı anladığımda hafifçe doğrulup kollarımı boynuna doladım. Ellerini belime yerleştirdiğinde kendimi çok iyi hissetmiştim. Akıttığım gözyaşlarım tişörtünü ıslatmıştı. Kolundaki ıslaklığı hissettiğinde benden ayrıldı.

Hızla doğrulup kapıya gitti. Çıkmak üzereyken arkasını dönüp bana baktı.

"Arkadaşların dışarda seni bekliyorlar. Ağlamayı kesip onların yanına gitsen iyi olur."

 Cappucino BeylerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin