6. ʕ •ᴥ•ʔ Çarpışma

340 171 320
                                    

Selamun aleyküm kuzularım. İyisiniz direk umarım. (Aklıma akraba konuşmalarındaki yuvarlanıp gidiyoruz kalıbının gelmesi ve benim ailecek yokuş aşağı yuvarlanmamızı hayal edişim ndkdbnssb)

Bir konuya değinmek istedim. Bilmiyorum, belki aklınızın ucundan dahi geçmedi ama benim aklıma bir şey takıldı. Genelde insanlar her şeye ağlayan kitap karakterlerini sevmezler.

Keza ben de öyle ama bizim cappucino sever kızlarımız biraz duygusal. Tabii bunda yaşadıkları olayların etkisi de büyük. Ayrıca ben de her halta ağlayan bir insanım. Bunu yengeç burcu olmama bağlıyorum şahsen.

Karakterlerim istemsizce kendime benziyor. Benim huylarımı gösteriyorlar. Her ne kadar karakterlerimde biraz daha güçlü bir profil çizmek istesem de pek başarılı olamıyorum sanırım. Bu konuda affınıza sığınıyorum.

Geçen bölümde bir okuyucum ithaf istemişti sanki bildirimdeki yorumlarda öyle görmüştüm. Sonra baktım fakat bulamadım. Okuyucumu da hatırlayamıyorum maalesef. Şimdi bu pasajın altına ithaf isteyenleri alayım o zaman.

Bu bölümü kankişime ithaf etmek istiyorum.

DilekBedir3

Bir de ilk bölümde de bahsettiğim isim babişkomuza ve bir diğer kankişime bfmdbsks

istasyoninsanlari_

Okunma 80
Yorum 150

Beyza'dan

Gözlerimle cappucino beyleri gösterdim. Yusuf'un yanında başka kızları gördüğümde sinirden ağlayacak dereceye geliyordum.

Boş veremiyorum. Onun benim olmadığını, olmayacağını bile bile kıskanıyordum. Okuldaki tüm kızlar onlara düşerken onun bana bakması fikri her ne kadar saçma olsa da umut etmeyi bırakmıyordum.

Hem benimki sadece düşmek değil ki. Benimki ölmek, yanmak, sevmek.. Deli divane aşık olmak benimki.

Sinirli bir nefes verip bulutlara baktım.

"Hadi bulutları bir şeye benzetmece oynalım. Bu arada oyunun gerçek adını bilmiyorum."

Kızların üçü de aynı anda 'tamam' diyince Eylül de çimlere uzandı. Hepimiz gökyüzüne bakmaya başladık. Hava çok güzeldi, pamuk şeker gibi yumuşacık görünen bembeyaz, bir sürü bulut gökyüzünü süslüyordu.

Benim kalbimin kapkara bulutlarına inat bu beyaz bulutlar kocaman gülümsüyordu.

"Bakın şu bulut buluta benzemiyor mu?" Nisan'ın benzetmesine hepimiz önce göz devirsek de sonra gülmeye başlamıştık. Gülmemiz kesildiğinde Eylül işaret parmağını kaldırıp büyük bir bulutu gösterdi.

"Bence bu bulut cappucino dolu bir fincana benziyor."

"Aa evet, fincana benziyor ama cappucino dolu mu bilmem." Neva kendi kendine gülmeye başladığında ona anlamaz gözlerle baktık.

"Ne oldu kız? Delirdin mi yoksa?"

"Ya düşünsenize cappucino beyler dev bir fincanın içine girmiş. Ne komik olurdu."

"Hayal edemiyorum. Karizması çizilmiş cappucino bey, cappucino beylikten çıkar bence."

"Kesinlikle" Biz oyunumuzu oynamaya devam ederken Yusuf'un sesi kulaklarımı doldurdu ve tabii ki kalbim de depar atmaya başladı.

"Yeter vallahi. Sıkıldım. Bu ne be sülük gibi yapıştın. İstemiyorum diyorum sana, anlamıyor musun?" Sinirlendiği yüksek çıkan sesinden ve alnındaki ve boynundaki damarların belirginleşmesinden anlaşılıyordu.

 Cappucino BeylerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin