"Kimsin sen?" Tehditkar biçimde konuştun. "Polis mi?"

"Durman gerekiyordu." Kepçe kulak konuştu. "Kendi ölümüne yürüyordun. Evinin önünde bir Özel Harekat Ekibi seni bekliyor. Altı gündür seni izliyorlar."
"Sana neden inanayım ki?"

Ve işte profesörle böyle tanıştım. Taşaklarına silah dayayarak.

"Bir saniye izin verir misin?" Kepçe tekrar konuştu ve kamerasını gösterdi. "Lütfen."

İlişkilerin iyi tarafı, nasıl başladıklarını zamanla unutmanızdır.

Kamerasını almasına izin verdiğinde sana bazı fotoğraflar gösterdi. Gerçekten de annenin evinde bir ekip vardı. Şaşkınlıkla fotoğraflara bakıyordun.

"Sana bu yüzden yardım etmeye geldim. Sana bir iş teklifim var. Bir silahlı soygun. Benzeri olmayan bir soygun. Kaybedecek bir şeyi olmayan insanlar arıyorum. 2.4 milyar Euro kulağa nasıl geliyor?"

İşte şimdi ilgini çekmeyi başarmıştı. Hiç kimse bu kadar para kaldırmamıştı daha önce. Ne New York'ta, ne Londra'da, ne Monte Carlo'da. Yani fotoğrafım tekrar haberlere çıkacaksa, en azından bu, tarihteki en büyük vurgun için olacaktı.

_________________

Profesör denen kepçe kulak, tahtaya Hoşgeldiniz yazıp size döndü. İspanya'ya gelmiştiniz. 8 kişi, sıralarda oturmuş Profesör'ün dediklerini dinliyordunuz.

"Hepiniz hoşgeldiniz." Profesör konuştu. "Ve, iş teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkürler."

Arka sıraların birinden bir gülme sesi duyuldu.

Profesör devam etti. "Önümüzdeki birkaç ay boyunca burada yaşayacağız. İnsanı delirten o kalabalıktan uzakta."

İçinde bulunduğunuz çiftlik evini kastediyordu. En yakın yerleşim yerinden arabayla 20 dakika uzaktaydınız.

"5 ay boyunca soygunu nasıl yapacağımıza çalışacağız."

"5 ay derken? Sen çıldırdın mı Öğretmen?"
Yanındaki sırada oturan uzun boylu, sarışın çocuk konuştu. Bir yandan da senin kıçına bakıyordu.

Profesör ona döndü ve cevapladı. "Bak, insanlar maaşlı bir işe girmek için yıllarca okul okur, bu en iyi senaryoda bile boktan bir maaşla çalışırlar. Bunun yanında 5 ay dediğin nedir ki? Bunu uzun zamandır planlıyorum, çok daha uzun zamandır. Ve bunun sayesinde bir daha çalışmak zorunda kalmayacağım. Siz de öyle. Çocuklarınız da öyle. Pekala, devam edelim. Birbirinizi tanımıyorsunuz. Ben de bunun böyle kalmasını istiyorum. İsimlerinizi ya da kişisel şeyleri birbirinize söylemek yok. Elbette özek ilişkiler de olmayacak. Hepiniz bir isim seçeceksiniz. Basit bir şey. Sayı olabilir, gezegen, şehir ismi olabilir."

"Yani Bay 17 ve Bayan 23 gibi falan mı?"  Az önce gülen çocuk sordu. "O zaman bir sorunumız var çünkü ben daha telefon numaramı hatırlamıyorum."

"Gezegen olabilir." Dedi kapüşonlu ve tatlı bir yüzü olan çocuk. "Ben Mars olurum," önünde oturan güleç çocuğu gösterdi. "O da Uranüs olur."

"Hayır, unut bunu. İçinde anüs geçen bir isim istemiyorum ben."

Profesör gözlerini devirdi ve konuştu. "Şehirleri kullanacağız."

Money Heist | BBH OC |Where stories live. Discover now