17

8.7K 705 848
                                    

"Jennie bak şu kapıya."

Gözlerimi ovuşturarak yattığım yatakta doğruldum. Kaldığımız odanın kapısı sürekli olarak çalınıyordu. Saatin sabahın körünü gösterdiğine eminken kapımızı çalanın kim olduğunu tahmin edemiyordum şu an.

Lisa yastığı alarak başını kapattı biraz daha uyumak için. Ben de ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıtıp terliklerimi giydim. Saçlarım tepemde topuzdu. Altımda saten siyah bir şort varken üzerimde takımın askılısı duruyordu. Uyku sersemi olduğum için bu detayı atlayarak yüzüme bile bakmadan direkt kapıyı açtım. Gördüğüm kişiyle yüzüme su serpilmiş gibi ayılmıştım.

"Taehyung?"

Beni geceliğimle gördüğü için direkt bakışlarını kaçırmıştı. Yüzüme ve üzerime bakamıyorken ben de kapının arkasına sokuldum hafifçe. Cidden mi ya? Yüzümü yıkamayı bıraktım kontrol bile etmemiştim.

"Şey... Şey diyecektim."

"Ne?" diye sordum ona bakmaya devam ederken. Yere bakarak konuşuyordu ve aşırı tatlı gözüküyordu. Ona olan tüm sinirimi alıp götürmüştü. Ben bu çocuğa kin beslemeyi bırak adam akıllı sinirlenemezdim de.

"Biz kahvaltıya iniyorduk da size de haber verelim dedik."

Başımla onu onayladım fakat bana değil yere baktığı için doğal olarak görmemişti.

"Tamam. Biz hazırlanıp yarım saate ineriz aşağıya."

Sonunda bakışlarını bana çıkartıp gözlerime odaklandı. Öyle bir bakıyordu ki kapıyı kapatamamıştım. Diyeceği vardı ama başlayamamıştı. Dudakları aralanınca gözlerim çok kısa anlığına dudaklarına kaydı.

"Ben dün gitmedim Jennie. Yani kıza olumlu bir cevap vermedim. Haberin olsun istedim."

Büyük ve keskin gözleri bir kedi yavrusunun gözlerine dönmüştü. Yüzü çok masumdu. Bebeksiydi. İçim gidiyordu. Yanımdayken ona sarılmamak için onu öpmemek için çok zor tutuyordum kendimi.

Başımla onu onaylayınca baş parmağıyla arkayı işaret etti. "O zaman ben gidiyorum."

"Tamam." dedim mırıldanarak. Son kez beni süzdükten sonra derin bir iç çekti ve hızlı adımlarla asansörün olduğu yere ilerlemeye başladı. Ben de kapıyı kapattığım anda ayna bulup direkt yüzüme baktım.

"Güzelsin merak etme."

"Uyandın mı sen?"

Lisa beni başıyla onaylayarak ayağa kalkmıştı. Birkaç saniye gerindi sonra ise yanıma geldi. "Sana bir şey söylemem gerekiyor." dediği anda yüzüm istemsizce düşmüştü. Sesi çok üzgün gelmişti. Yugyeom ile kavga mı etmişlerdi ki? O burada değildi çünkü yazıldığı kulübün bu hafta maçlardı vardı. O da doğal olarak gelememişti.

Ona sorarcasına bakarken bir anda gülerek beni ittirdi ve kendisini direkt banyoya atıp kitledi. Gerçekten oltaya gelmiştim.

"Kötüsün." diye bağırdığım zaman gülüş seslerini duymuştum.

Derin bir nefes vererek elbise dolabının önüne attım kendimi. Dışarısı soğuktu ama ben özenmek istiyordum şu an. Bu yüzden üşümeyi göze aldım. Kot rengi kısa eteğimi çıkartıp onun üzerine siyah boğazlı bir kazak tercih ettim. Hafif bir makyajla gayet hoş durabilirdi. Acaba o sarışın şırfıntı ne giyecekti? Başımı olumsuz anlamda sallayarak alnıma bir tane şaplak attım. Gittikçe kafayı yiyordum.

Geçen dakikalardan sonra Lisa duştan çıkmıştı. Ondan sonra ben de girerek kısa zaman diliminde işimi hallettim. Çıktığım zaman Lisa üzerini giyinmiş saçlarını kurutuyordu. Hızlı davranarak ben de üzerimi giyindim ve o makyaja geçerken saçlarımı kuruttum. Saçlarım kabarmadığı için şanslıydım. Bu yüzden sürekli doğal hâlde bırakıyordum. Yüzüme hafif bir makyaj yaparak kırmızı tonlarında olan rujumu sürdüm.

The Lie, taennie Where stories live. Discover now