Böyle güzel gülünür mü?

Daha sonra bir sessizlik oldu ve sonrasında ise taksi durdu. Gelmiştik. Ağaçların arasında bir yerdi ve etraf boştu. Güzel bir restauranttı.

Egehan taksi parasını öderken ben dışarı çıktım ve restauranta doğru adımladım.

Egehan yanıma geldiğinde ise şaşırmış bir şekilde konuştum.
"Böyle bir yerin varlığından haberdar bile değildim Egehan"
Suratımı incelerken güldü ve
"Bu şaşırmaların daha başlangıç"
Dedi.

Kalpten gitmemi mi istiyordu?

Aniden
"Seni seviyorum"
Dediğimde şaşırma sırası ona geçmişti.
"Senin içinde öyle"
Diyip göz kırptım.
"Manyaksın"
Diyerek güldüğü sırada restauranta adımlıyorduk. İçeri girdiğimizde ise birden kulağıma eğilip
"Bende seni"
Diye fısıldadı ve yanımıza gelen garsonun yönlendirdiği yere doğru ilerlemeye başladı.

Bense aptal aptal gülümseyerek onu takip ediyordum.

Şu durumdan kendimden başka hiçbir şey beklemezdim zaten.

Göl ve yeşillik manzarası eşliğinde kahvaltı ettik. Kahvaltı boyunca güldük ve havadan sudan konuştuk.

Kalp krizi geçireceğim bir şey yaşanmaması beni iyice rahatlatmıştı. 2 yakın arkadaş gibi sohbet etmiştik ve bu tüm gerginliğimi almıştı.

Onunla birlikte gülmek ve onu güldürmek harikaydı.

Kahvaltı hesap ödeme konusunda tartışma yaşamıştık.

O asla bana ödetmeyeceğini söylüyordu.

Bense paylaşmaktan yanaydım.

Ortada buluştuk ve ben de para verebildim.

Şükür.

Restauranttan çıktığımız sırada ise sırf bu yüzden somurtuyordu.
"Egehan kendine gel"
Dediğimde derin bir nefes aldı ve bakışlarını gözlerime kitledi.
"Sırf daha fazla tartışmak istemediğim için izin verdim"
Dedi ve konuşmama izin vermeden devam etti.
"Bir daha böyle olmayacak Berilcim"

Şu an ona el hareketi çekmemek için kendimi çok zor tutuyordum.

"Aynen evet kesin öyledir"
Dediğimde gözlerini kıstı. Şu an bunu konuşmanın manası yoktu. Sonra tartışırdık. O yüzden konuyu değiştirmem en mantıklı seçenekti.

"Şimdi napıcaz"
Gülümsedi ve yürümeye başladı. Ben onu takip ettiğim sırada
"Biraz yürüyeceğiz"
Dedi. Hiçbir şey demedim ve yanına geçip yürümeye başladım. İlerde ne olduğu hakkında pek fikrim yoktu. Çünkü tek gördüğüm ağaçlar, göl ve tek bir yol idi.

5-10 dakika geçti ve Egehan birden beni durdurup kendine çevirdi.

Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu ama kalbim deli gibi atıyordu.

Bakışlarıma gülümsediği sırada elini cebine attı.

Evlenme teklifi mi edecekti lan!

Çok erken değil miydi?

Daha küçüğüz, daha birkaç gündür sevgiliyiz!

Ben saçma düşüncelerimle heyecan içinde boğulurken beni dürtüp adımı seslenmesiyle kendime geldim.

Elinde ince uzun fular tarzı bir şey sallıyordu.

"Şimdi gözlerini kapatacağım"
Dediğinde tek kaşımı havaya kaldırdım. Noluyordu?
"Niye?"
Derken yüzümün hizasında tuttuğu fuları inceliyordum.
"Çünkü"
Dedi ve kocaman gülümseyip devam etti.
"Sıra sürprizime geldi"

Asansörde 90 GünWhere stories live. Discover now