Gün 31

13K 714 48
                                    

Bir gerçek vardı ki onu özlemiştim.

Belkide onu bu kadar hızlı ve çok özlememin sebebi o sarılmamızdı.

Ya da zaten bu böyle olacaktı.

Evet evet onunla hiç konuşmamış olsam bile aynı şekilde özleyecektim.

Onun sesini, kokusunu, yüzünü.. Her şeyini özlemiştim ve sarılmamış olsam bile deli gibi özleyecektim.. Beril olmak, ah pardon, Egehana aşık Beril olmak bunu gerektirirdi.

Ve bilin bakalım dudaklarımı kemirirken sabahın bu saatinde telefon elimde ne yapıyordum.

Onu arayacaktım.

Ama bunun için kendime cesaret vermekle meşguldüm.

Hemde yaklaşık 1 saattir..

Rehbere girdim ve tam Egehanın numarasına tıklayacağım sırada telefonum öttü. Mesaj atmıştı.

Egehan: Günaydın :)

Kalbimin hızı mümkünmüş gibi daha da arttı. Elim ayağım titreyerek sohbet kutusuna girdim ve mesajını yanıtladım.

Beril: Günaydın :)

Aramaya olan cesaretim iyice azaldığında derin bir nefes alıp verdim ve bir mesaj daha attım.

Beril: Nasılsın?

Çevrimiçiydi ama mesajıma bakmadı. Belki bir işi vardı. Yoksa bakardı. Yani bence bakardı. Bakmalıydı..

Arama hayallerim tamamen suya düştüğü sırada telefonum öttü. 12 dk geçmişti ve bir mesaj atmıştı. Salak gibi anında sohbete girdim.

Egehan: İyidir sen

Beril: Bende iyiyim

Anında mavi tik oldu ve cevap yazdı.

Egehan: Tatil nasıl

Beril: Bazen güzel bazen sıkıcı.

Egehan: Neden bazen sıkıcı?

Çünkü seni çok özlüyorum diyemeyeceğim için öylece attığı mesajı izledim. Ve bir mesaj daha yazdı.

Egehan: Keyfini çıkarsana Beril

Beril: Çıkarmaya çalışıyorum.

Egehan: Vallaha bi garipsin ha

Egehan: Neyse

Egehan: Benim çıkmam gerek sonra görüşürüz

Neden diye sorabilmeyi çok isterdim..

Beril: Tamam görüşürüz, kendine iyi bak.

Egehan: Sen de öyle :)

Telefonumu kenar attığım sırada aklımı kurcalayan tek bir soru vardı. Ne işi olduğunu çok merak ediyordum çünkü söylememişti ve bende soramamıştım. Çünkü bunu sormaya hakkım yoktu.

İnstagramda yaptığım stalklara rağmende bir şey bulamayınca geriye ufacık bir ümitle beklemek kalmıştı.

Günümün ve saatlerimin nasıl geçtiği hakkında bir fikrim yoktu. Ama saat gece yarısını geçmesine rağmen ondan bir mesaj gelmemişti.

Sanırım ağlayacaktım.

Neden bu hale gelmiştim?

Neden onunla aramın kötü olmamasına rağmen çıkma sebebini söylemedi diye bu hale geliyordum?

Her şey tahmin edemeyeceğim kadar iyi olmaya başlamışken neden onun hayatına olan merakım bu denli artmıştı?

Evet, kaybetmekten korkuyordum.

Ondan gördüğüm o ufacık ilgiyi kaybetmekten deli gibi korkuyordum.

Tıpkı şu an yaptığım gibi..

×

Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir, elimden geldiğince yazmaya çalışacağım. Sizi beklettiğim için özür dilerim. Ama okulum bile 1 hafta önce bitti.. Sizleri seviyorum, yeni bölümde görüşürüz. Kendinize iyi bakın.




Asansörde 90 GünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin