İzanami Misakil BÖLÜM 4 : Taksi

37 5 10
                                    

"TAKSİ"

İçimi bir ürperti kapladı.Telaş içinde olsam bile gülümsedim.
Derince nefes alıp tek bir cümle söyledim;
-Bir savcı olarak adalete inanmıyorum.
* * *
Bu söz benim savcı olma nedenime tersti.Savcı olmadan önce cidden adaletin varlığına inanıyordum.Oysa 'adalet' dediğimiz şey yasal intikamdan başka bir şey değil...Ben "bu" dünyada adaletin sağlanamayacağını düşünüyorum.Çünkü herkesin bildiği bir şey var ki;İnsanlar eşit doğmadı.Ve doğduklarında 'eşit' haklara da sahip değildiler.Adalet sistemine ve hakimlere şunu hatırlatmalıyız;"Her insan aynı ortamda doğmaz ve insanları doğdukları ortamdan cezalandıramayız"
Bunun hakkında buraya yazamyacağım kadar uzun bir felsefem var.
* * *
Son sözlerimi dedikten sonra güldü ve:
-Göründüğün kadar aptal değilmişsin,dedi.
Kapıyı kapattım ve ayaklarıma batan dikenli bitkileri görmezden gelerek fabrikadan uzaklaştım.Yol kenarına vardığımda telefonumdan New york taksi numaralarına baktım ve hemen bir tanesini aradım. O an beni bir kaşınma sardı. Karşı konulamaz bir istekle bacaklarımı kaşımaya başladım. Dişlerimin arasından "lanet olası bitkiler!" Diye söylendim.Bacaklarım dikenli bitkiler yüzünden çizilmiş ısırgan otundan da kaşınıyorlardı.Fabrika'ya girmeden önce kapının önünde onlardan görmüştüm.Girerken olmasa bile çıkarken farketmeden onlara değmiş olmalıyım.Öfleye pöfleye görünüşümü düzeltmeye koyuldum.Gömleğimin yakalarını düzelttim.Eteğimi tozlu olmamasına rağmen silktim.Ve saçlarım...Ah! gerçekten berbat hâldeydiler.Parlak buklelerim bozulmuş,kahverengi saçlarım aralarında kavga eden kardeşler gibi birbirlerine girmişlerdi.Saçlarımı parmaklarımla düzeltmeye çalışırken ' bir domuz ölüyormuş gibi'(garip bir benzetme kabul)sesler çıkardım.5 dakika sonra taksi geldiğinde, hala saçlarımla garip savaş nidaları çıkararak boğuşuyordum. Şoför kornaya basana kadar "UgH,AH!!"
sesleriyle umutsuzca saçlarımla savaştım. Kafamı verdiğim savaştan kaldırdım ve özür dileyerek taksiye bindim. İçimde
sıkıntı kalbimde korkuyla kafamı cama elimi yanağıma
dayadım. İç çektim. Araba hatekete geçti. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bir sıkıntı olduğunda genellikle bunu görmezden gelirim ve o da kendi kendine çözülür ama bu sefer ki...oldukça büyüktü ve kendi kendine çözülecek gibi de durmuyordu.Tanrım ne yapmıştım ben böyle?! Evden önce karakola gitsem iyi olacaktı.Taksi bir taşın üzerinden geçince araba şiddetle sarsıldı, bu da kafamı cama komik bir şekilde çarpmama sebep oldu. Bir "Ah!" sesiyle kafamı ovuşturdum. O an bir çıt sesi geldi,sürücü siyah bir evrak çantasını kapatıyordu.Şoföre ters ters bakarken gözlerim korkuyla açıldı.
Bir dakika...Ben ne zaman adresi söylemiştim?!
Hayır,ben hiçbir zaman gideceğim yeri söylememiştim.
Yoksa ben...kaçırılıyor muydum?
Nefesim kesildi. Nasıl daha önce 'şoförün ' hiç de şoföre benzemediğini fark edememiştim?! Yola baktım. Gelişte olduğu gibi düz değil aksine taşlıydı. Böyle bir zamanlama...
Bu bir tesadüf değildi suçlusunu savunmayı reddettigim yakuza örgütü olan Yamaguchi Gumi'nin planıydı. Ah!Ne kadar da aptalım!Böyle bir mafya örgütüne bulaşmışken en azından eve güvende gidebileceğimi düşünmüştüm. Kalbim hızlıca atmaya başladı. Elim, koltuğun üzerinde olması gereken cüzdanı aradım eğer içindeki telefonuma ulaşabilirsem...ama orada yoktu. Cüzdanım içindeki telefonla beraber gitmişti. Tüm bedenimi panik kapladı. Korku içinde cüzdanım için arabaya bakındım.O an sağ ön koltukta siyah bir iş çantası gözüme çarptı. Kafamı carptığım sırada o çantayı kapatıyordu...Belki de kafamı çarptığımda cüzdanımı o çantaya koymuş ve hiçbir şey olmamış gibi geri kapatmıştı?
Sakin olmaya ve bir 'kaçış' planı yapmaya çalışıyordum ama... telaştan beynim durmuş gibiydi.Gözlerimi sımsıkı kapadım ve sadece kaçış yollarına odaklandım.Bu benim daha rahat düşünmemi sağlayan bir teknikti. Bir anda her şey yok oldu ve sadece şoförün oturduğu koktuk kaldı.Eğer arabayı hayır sürücünün sürmesini engelleyebilirsem...O zaman arabayı ben sürerdim ve telefonuma ulaşabilirsem de nerede oldugumu bulabilirdim.

Adaletin Kanlı  DavasıWhere stories live. Discover now