-2-

71 11 5
                                    

Cennete, tanrının yanında ise işler çok daha karmaşıktı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Cennete, tanrının yanında ise işler çok daha karmaşıktı.

Tanrının oğulları -melekler- mutluluk ve sevgi içinde cennetin o güzel bahçelerinde gülüp oynayarak geçirirlerdi günlerini. Cennette asla kötü duygular olmazdı. Melekler neredeyse her gün gürül gürül akan şelaleye gider saatlerce oynarlardı birbirleriyle.

Melekler kötülük, kıskançlık, hüzün nedir bilmezlerdi. Bir tanesi hariç. Lucifer her zaman kıskanç bir oğul olmuştu tanrı için. Elbette bunun bir sebebi vardı. Başlarda ilk yaratılan melek, ilk evlat olduğu için yüce babasının bütün sevgisinin ve ilgisinin üstünde olmasını isterdi. Kardeşlerine kötü bakar, onlarla asla oyunlar oynamaz, konuşmazdı. Daha sonra bu kıskançlık hissi çok başka bir şeye dönüştü. O aşık olmuştu. Hem de bir meleğe, kardeşine. Aşktan gözü kör olmuştu zavallı Lucifer'in. Yanaşmaya çalışıyordu içten içe aşık olduğu oğlana fakat o kadar uzun zamandır kardeşleriyle konuşmamıştı ki varlığından bile habersizdi diğer oğlanlar. Kendisinden başka herkesin aşkı olan çocukla konuşuyor olması onu öyle büyük bir kıskançlığa sürüklüyordu ki artık onun tarafından görülmemeye dayanamıyordu. Elbette tanrının bu duygulardan haberi vardı.

Bir gün yine bütün melekler şelalede neşeyle oynarken Lucifer daha fazla dayanamamıştı ve büyük kanatlarıyla bir meleği esir almıştı. Sevdiği, aşkıydı kollarının arasındaki. İlk defa kollarının arasındaydı. İşte şimdi Lucifer cenneteyim diye düşündü. Meleğin boğazını sıkı sıkı kavramış ve göğe yükselmişti. Şelaledeki oğlanlar ise ne yapacaklarını bilemediler ve şelaleden çıkarak ormana kaçıştılar.

"Ey büyük tanrı! Neredesin yüce babamız!" Diye bağırıyordu Lucifer esir aldığı melekle yükseklere uçarken. Ağlıyordu esir aldığı melek. Yerdeki oğlanlar ise şaşkınlıkla bakıyorlardı kardeşlerine. Ağlamak nedir bilemezdi bu üryan olan oğlanlar.

Tanrı hiddetle gürledi gökte. "Lucifer, oğlum! Nedir bu yaptığın?" Diye sordu hayretler içinde.
Alaycı bir gülüş bıraktı Lucifer. "Soruyor musun? Yüce babamız göstersene kendini!" Çığlık çığlığaydı. Lucifer de kucağındaki üryan çocuk da.

"Derdin her neyse halledebiliriz oğlum. Kardeşine zarar verme." Dedi o ulu ses şefkatle. Lucifer'i böyle sakinleştirebileceğini düşünmüştü. Fakat yanılmıştı. Aksine daha da öfkelenmişti Lucifer.

"Sakın bana o şefkatli ses tonunu kullanma! Sakın!" Diye gürledi fakat bu yaptığı elleri arasındaki güzel oğlanı daha çok korkutmuştu.

"Lucifer!" Diye inledi yer gök. Ormanda ağaçların ardına sığınmış güzel oğlanlar da ağlıyorlardı artık.

"Sevilmek istedim! Senin tarafından, aşkım tarafından sevilmek istedim! Olmadı. Ne sen sevdin beni ne de kollarımın arasındaki dünyam sevdi." Diye bağırdı. Kollarının arasındaki cenneti de ağlıyordu, kendisi de.

Ağaçların arkasına sığınmış oğlanlar ilk defa duydukları kelimelerle şaşırıyorlardı. Aşk mı? O da neydi öyle?

"Sen aşk nedir bilmezsin, bilemezsin oğlum." dedi tanrı, hala ikna etmeye çalışıyordu oğlunu.

Fallen/JikookWhere stories live. Discover now