19

12K 879 491
                                    

*iyi okumalar

Bir kaç gündür Deniz okula gelmemişti ve her öğlen onun isminin yazılı olduğu izin kağıdını dosyaya geçiriyordum. Okulu ekmesine alışıktım ama normalde tamamen gelmemezlik yapmazdı. O, gelip giden biriydi. Normalde izin de almazdı.

İzinli olduğu için ne arayıp soracak ne de mesaj atacak bahanem vardı. 'Bir şey mi oldu?' diye de düşünmüştüm. Sonradan sınıfından bir kıza sormuştum.

'Takılıyordur bir yerlerde.' demişti.

Bana da öyle geliyordu zaten.

Yerimden kalkıp dosyayı rafa kaldırdım. Sefa "Birlikte çıkalım mı?" dediğinde "Sen git." dedim.

Düzenli olarak eve geç gitmeme rağmen kibarlık olsun diye soruyordu. O da çıktıktan sonra odada tek kalmıştım. Ulus'a ve Miray'a da önden gitmelerine dair mesaj attım.

Sandalyede arkama yaslanıp gözlerimi kapadım. İstediğim huzura ulaşmıştım değil mi? Deniz artık benim için sıkıntı değildi. İzin kağıdı aldığı için azar da yemiyordum.

O zaman niye rahatlamış hissetmiyordum? Hatta sıkıntım daha da büyümüştü. Çünkü onu görmek isteyen yanım, bahanelere sığınamıyordu. Aklım fikrim Deniz'le doluydu ve ben onu atamıyordum.

Eğer onu görsem belki düşüncelerimi toparlayabilirdim ama hanımefendi okula da gelmiyordu.

Saate baktığımda okul biteli 20 dakika olduğunu gördüm. Acaba bir çılgınlık yapıp takıldığı mekanlara falan gidip tesadüfen karşılaşmış gibi mi yapsaydım? Bu saatlerde barlar açık olmadığı için başka bir yerde takılıyor olmalıydı.

Bu düşünce gerçekten aklıma yatmıştı. Yerimden kalkıp çantamı aldım. Odadan çıkarken 'sonuçta ben de onun takıldığı mekanlara gidiyor olabilirim' diye düşündüm.

Okuldan çıktığımda onun takıldığı mekanları bilmediğim aklıma geldi. Ne yapabilirim diye düşünürken aklıma gelen 'Melek' ismiyle telefondan numarasını buldum. Ulus beni almaya geldiğinde belki ihtiyacın olur diye vermişti. Bu kadar çabuk ihtiyacım olmasını beklemiyordum.

En son ayrılırken onun hakkında izlenimlerim pek iyi olmasa da Deniz'e düşen Melek'e sarılabilirdi. Numarasına tıklayıp telefonu kulağıma götürdüm. Bir kaç çalışta açmıştı.

"Melek selam ben İzel. 6 gün önce buluşmuştuk hani."

Hışırtı seslerinden sonra "Selam İzel." diye sesini duydum.

Okulun merdivenlerinden inip çıkışa yürümeye başladım.

"Sana sormam gereken bir şey vardı."

"Dinliyorum."

Neyse ki sesi soğuk gelmiyordu. Ayrılırken kötü ayrılmıştık ve 'sen ne alakasın' dese 'haklısın' deyip kapatırdım.

"Deniz'in nerelerde takıldığını biliyor musun?"

"Neden?"

Derin bir nefes verdim. Kıskanıp söylememe ihtimali vardı. Bu yüzden doğruyu boşverdim.

"Acil bir şey vermem gerekiyor."

Onu görmek istiyorum diyemezdim.

Melek "Evinde olabilir." dediğinde bunu hiç düşünmediğimi fark ettim. Direkt dışarda bir yerdedir diye düşünmüştüm. Çünkü Deniz 'benim evim bar' diyen biriydi.

"Ah tamam." dediğimde "Değilse bağdat leo kafeye bak. Görüşürüz." deyip kapattı telefonu.

Telefonu kulağımdan çektim. Geçen düşündüğüm kıskançlık konusunda yanılmış olabilir miydim? Çünkü benle gayet normal konuşmuştu. Neyse bunu şimdilik boşverecektim.

Karmakarışık Kız (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin