15

12.5K 878 230
                                    

*İyi okumalar

Eve geldiğimde aklımdan bugün olanları geçirmeye başladım. Deniz'le ilgili öğrendiğim tek şey sandığımdan daha sosyal olduğu ve gittiği mekanlarda tanınmasıydı. Başka bir şey öğrenememiştim. Yani bugün amacıma uygun gitmemişti. Onu etkilemem oldukça zor olacaktı. Tepkilerini de yorumlayamıyordum. Kıskanç biri değildi. Sahiplenici olduğunu da sanmıyordum. Yaptıklarıyla bunu göstermişti. Gerçi şu an aramızda hiç bir şey yoktu ama yine de Deniz'in, normalde de böyle olduğuna emindim. Onun hakkında hiç iyi bir izlenimim olmamıştı. Onun da benim hakkımda olmadığını biliyordum. Eve geldikten sonra o gereksiz kızla kavgam defalarca zihnimde canlanmıştı. Şimdi de utanç içindeydim.

Keşke Deniz'le buluşmaya en başından gitmeyip okulda görüşmeye devam etseydim. Gözünde okuldaki başkan imajım da kesin sarsılmıştı. Beni, kızla saç baş kavga eden mahalle cazgırı olarak görüyor olmalıydı.

Oflayıp makyajımı sildim.

1.30 gibi eve gelmiştim. 3'e kadar durmak bile onun için az olur derken erkenden ayrılmıştık. Üstelik onu da peşimdem sürüklemiştim.

Sandalyeden kalkıp kendimi yatağa attım. Sürükleme kısmı beni çok ısrarcı bir kız olarak gösteriyordu kesin. Ona yapışkan geliyor olabilir miydim? Sonuçta ona kalsa beni korumasıyla eve gönderecekti. Dikkatini çekemiyor muydum? Beni ilk gördüğü zaman gözleriyle yemişti. Sonradan bir kaç kez daha yılışıkça konuştuğu olmuştu. O zamanlar yüz vermemiştim.

İtiraf ediyorum bu hoşuma gitmişti. İlgisi ya da davranışları, her neyse... Sadece bana karşı olmadığı için onu tersleyip duruyordum. İlk dönem bittikten sonra ise o da bunu kesmişti. Bana daha normal davranmaya başlamıştı. Konuşma tarzı hep ukalaydı ama yavşamıyordu. Hatta şimdi fark ediyordum da o zamanlar benden uzaklaşmıştı.

Hiç yakın olmamış olabilirdik ama karşılaştığımız zaman sohbet edebiliyorduk. Bana yavşamayı kestiğinde benimle konuşmayı da kesmişti. Disiplin komitesiyle ilgili durumlarda dadaşıyorduk sadece. Belki de o, kızlarla sadece flört etmek için konuşan bir tipti. Bu ona karşı yine küfretme isteğiyle dolmamı sağladı.

Keşke o zamanlar ona karşılık verip peşimde köpek etseydim.

Pislik, yavşak domuz.

Kendimi yastıkla boğdum. Saat 2 olmuştu ve ben onu düşünmekten uyuyamıyordum. Sabah derse zombi olarak gidecektim.

Bana mesaj atmasını beklediğim için aptaldım değil mi?

Ne bileyim 'Seni eve bırakmayı ilk başta teklif etmediğim için çok özür dilerim. Öküz ve erdemli davranışlardan uzak bir şerefsiz olduğum için bunu yanlış olduğunu fark edemedim. Bir daha olmaz istersen beni vurabilirsin.' gibi bir mesaj alsam gönül rahatlığıyla uyurdum.

Gerçekten bu günün iyi hiç bir kısmı olmamıştı. Yeni elbisemi giyip dışarı çıkıp, eve girmiş gibi hissediyordum. Ara zamanda da ağzıma edilmişti.

"Çükü olsa çükünü keserdim!" diye söylendim.

Kapının arkasından "İzel sen hala uyumadın mı?" diye bir ses gelince hızlıca yerimden doğruldum.

"Dur sakın girme odaya!"

Abim kapıyı zorlamıştı neyse ki girdiğimde kitlemişti. Hızla kalkıp yerdeki elbiseyi ve topuklu ayakkabıyı dolaba kaldırdım. Abim olacak davar beni hiç duymamış gibi kapıyı zorlamaya devam ediyordu. Kitli olduğunu anlayamıyordu herhalde.

Gidip kilidi açtım. Kapıyı açtığımda direkt kafasını içeri sokmuştu.

"Evde biri yok değil mi?"

"Abi ne saçmalıyorsun?"

"Kendi kendine mi konuşuyordun?"

Yüzüme sertçe bakınca "Evet." dedim.

Bu biraz delice gözükebilirdi.

"Telefonunu ver bakayım."

Şokla yüzüne baktım. Bunu demiş olamazdı.

"Abi şaka mısın?"

"Bu saatte kiminle konuşuyorsun?"

"Kendi kendime dedim ya!"

Yüzüme sertçe bakınca, aynı şekilde karşılık verdim. Abimin odasının kapısı açılınca oraya döndük. Okan abi uykulu gözlerle bize bakıyordu. Beni gördüğünde "Yakalandın mı?" diye dudaklarını oynattı. Abim neyse ki bunu görmemişti.

"Okan abi abime bir şey söyle. Saçmalıyor."

"Kızım beni delirtme!"

"Saatin farkında mısınız?"

Okan abi esneyerek sormuştu. "Mine uyanacak. Sessiz olun biraz."

"İzel bu saatte gizlice telefonla konuşuyor."

Abim gerçekten ruh hastasıydı.

"Öyleyse ne olmuş!"

"Sevgilin mi var senin!"

Ya sabır, gerçekten bugün hiç iyi geçmemişti. Keşke uyumak için hap atsaydım. Sınandığım şeye bakın.

"Tarık şaka mısın abi? Kız, arkadaşıyla konuşuyordur."

"Bu saatte."

Göz devirip ofladım. Kimseyle konuştuğum da yoktu.

"İzninizle uyuyacağım." deyip kapıyı kapatmak için ittim. Abim tuttuğunda ona tersçe baktım.

"Benden gizli işler çevirdiğini fark edersem-"

"Ne yaparsın? Okuldan sonra direkt eve geliyorum zaten ne çevirebileceğimi düşünüyorsun?"

Abim derin bir nefes verip çekildi. Sinirle kapıyı kapattım. Kendimi yatağa attığımda 'ona yumruk atmalıydım' düşüncesi beynimde dolanmaya başladı.

Gizli işler çevirmekmiş. Bugün evden kaçtım ağla.

Yatağın üstünde sırt üstü dönüp derin bir nefes aldım. Ben mi fazla abartıyordum yoksa hayatım gerçekten mi berbat durumdaydı?

Ailem, okul... Peki itiraf etmeliyim arkadaşlarım mükemmeldi. O yüzden bunun çekinebilirliği vardı. Yarın okulda onları görecektim neyse ki. Bir de Deniz'i... İkinci kısım hariç mükemmel diye düzelttim kendimi.

Karmakarışık Kız (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin