Bölüm 52: Final

Start from the beginning
                                    

Kliniğe girdiklerinde orada çalışanlar Murat ve Rana'yı gülerek karşılayıp takılmışlardı. Beş haftadır her hafta aynı gün buradaydılar.

Rana sedyeye uzanıp karnını açtı ve Murat her zaman ki yerine geçip Rana'nın elini tuttu.

"Hadi bakalım ufaklık. Bu sefer de göstermezsen bir daha bende bakmayacağım. Doğduğunda öğrensin annen, baban." Dedi gülerek doktor. Rana ve Murat heyecanla birbirine bakıyordu. Ve doktor genişçe gülümsedi.

"Bebeğimiz sonunda inadını bırakmış." Dedi doktor.

"Ne?" dedi Rana heyecanla.

"Oğlunuz olacak." Dedi doktor ve ikisinin gözüne sırayla baktı. "Sağlığı da gayet yerinde." Dedi ama Rana o sırada ağlıyordu. Son günlerde iyi kötü her şeye ağlıyordu gerçi. Murat eğilip Rana'nın saçlarından öptü.

"Senin gibi yakışıklı oğlumuz olacak." Dedi Rana ağlarken.

"Üzüldün mü şapşal niye ağlıyorsun?" dedi Murat gülerek ve Rana'nın gözyaşlarını sildi.

"Hayır. Babası gibi mükemmel bir karakteri olacak, onun gibi yakışıklı olacak diye mutlu oldum." Dediğinde Murat bulunduğu ortamı önemsemeden eğilip Rana'nın dudaklarına bir öpücük bıraktı.

Sonrası ise tatlı bir telaşla devam etmişti. Bebeklerinin odasını hazırlamışlar, anne - baba olmakla ilgili videolar izleyip kitap okumuşlar. Doğum egzersizlerine başlamışlardı.

Dokuzuncu ayı tamamladıklarında bir sabah Rana sancıyla uyandı. Yavaş şekilde yataktan doğrularak banyoya doğru ilerledi. Hemen Murat'ı uyandırmak istemiyordu. Son aylarda bunu çok yaşamıştı. Gaz sıkışması çok yaşıyordu ve son zamanlarda yalancı sancısı da çok olmuştu. Doktoru rahmin kendini doğuma hazırladığı için bu sancıların olabileceğini söylemişti. Eğer sıklığı ve şiddeti artarsa o zaman başvurmasını söylemişti. Birkaç dakika sonra sancı tamamen azaldığında Rana da tekrar yatağa oturdu.

"Canım iyi misin?" dedi Murat uyanarak.

"İyiyim canım. Acıktım bir şeyler atıştıracağım." Dedi ve aşağı indi Rana. Bir bardak süt alarak bahçeye çıkmıştı. Çıplak ayakla toprakta geziyordu ve bu onu çok rahatlatıyordu. Haziran ayının sonlarına gelmişlerdi ve havalar artık iyice ısınmıştı. Rana eliyle karnını okşayarak oğluyla yaptığı klasik sohbetlerini yapmaya başladı. Bebeği doğduktan sonra yapmayı planladığı hayallerini anlatıyordu. Bazen ilk günlerle ilgili planlarını anlatırken bazen okul zamanına gidiyordu. Bazense yıllar sonrası için oğlunu evlendirdiği zamanlarla ilgili hayallerini anlatıyordu. Bazen sadece basit bir ninni söyleyip bazense Muratla olan komik anılarından bahsediyordu. Bu onu o kadar mutlu ediyordu ki zamanın farkına varmıyordu. Kendini öyle bir kaptırıyordu yanına gelip onu dinleyen Murat'ı fark etmiyordu ve anlattığı şeyler Murat'ın da hoşuna gidiyor o da dinliyordu.

Rana ikinci sancıyı hissetmeyince bunun da yalancı sancı olduğunu düşünüp rahatlamıştı ama bir buçuk saat sonra tekrar bir sancı daha gelmişti. Gerilerek evin içinde yürüyüş yapmaya başladı. Bir buçuk saat sonra tekrar bir sancı geldi. Ve belinde artan bir ağrı hissetmeye başladı.

Akşama doğru ağrı sıklığı yarım saatle bir saat arasına düşerken Rana Murat'a söylemeye karar verdi.

"Canım benim sancılarım var." Dedi Rana. Kalbi korkuyla atarken bir yandan inanılmaz heyecanlıydı.

"Yalancı sancı değil, değil mi? Ne kadar süredir var?" dedi Murat hızla ayağa kalkıp. Rana, Murat'ın gerilmesini önlemek için rahat bir şekilde koltuğa oturdu.

"Sakin ol canım. Sabahtan beri aralıklı devam ediyor. Doktorumuzun söylediği gibi sancı süresi arttı aralıklar azaldı. Şu an sancım yok ama hastaneye gitsek iyi olur." Dedi tebessümle. O sırada belinde artan ağrı oturmasını engelliyordu. Bebeğin doğum kanalına iyice yerleşmeye başladığının göstergesiydi bu.

SESSİZLİK (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now