Bölüm 33: Bekleyiş

29.1K 1.6K 146
                                    

NOT: YENİ BÖLÜM GELDİİİ :))) HATTA İKİ YENİ BÖLÜM GELİYOR. İYİ OKUMALAR. 

SEVİLİYORSUNUZ :)


Eğer zamanı kontrol etme şansı birine verilseydi hiç kuşkusuz o hakkı Murat kazanırdı. Bunun için varını yoğunu ortaya koyardı.

Hastane ve havaalanı aynı yakada olduğu için şanslıydı. Eğer bir de karşı tarafta olsaydı muhtemelen taksi de kafayı yerdi. Saat sekize beş vardı ve taksiden daha yeni inebilmişti. Yaklaşık beş dakika önce Efe'den mesaj gelmişti. 'Rana ameliyathaneye indiriliyor.' yazıyordu. Ameliyathanenin kaçıncı katta ve blokta olduğunu da eklemişti. Murat koşarak hastaneye girdi. Birilerine çarpıyordu koşarken ama kime çarpıyordu farkında değildi. Heyecan, korku, özlem, panik... Tüm vücuduna yayılmıştı. Yürümekle asansöre binmek arasında ikilem yaşarken karşısında ki asansörün kapısı ona açıldı. Hızla içine girdi. Ve kapının kapanması ile gerçek ile yüz yüze geldi. Asansör aşağı iniyordu. -1'e indiklerini görünce bağırdı.

"Ne? Hayır, yukarı çıkmamız lazım." Diyerek asansörün duvarına sert bir yumruk attı ve asansör sarsıldı.

"Ne yapıyorsun kardeşim?"

"Asansör de kalacağız."

"Çıkar şimdi yukarı, sabret." Dibi cümleler etrafında dolanırken sinirle baktı. Asansör -2'ye geldiğinde dişlerini sıkıyordu. Neyse ki başka inecek kat yoktu ve asansör yukarı doğru çıkmaya başladı.

Rana, Gamze'ye bakarak cümlelerini bitirdiğinde ağlıyordu.

"Gidebiliriz artık." Demişti hemşirelere dönerek. "Sizi seviyorum." Deyip el sallamaya başladı ve sedyesi ameliyathaneye girdi.

Ameliyathane kapısı yavaşça kapanırken, Murat'ın bulunduğu asansörün kapısı açılmıştı. Murat koşarak çıktı ve gözü ameliyathanenin bulunduğu bloğu aramaya başladı. Biraz ilerledikten sonra 'Ameliyathane' yazısını görmüştü. Koşarak oraya gitti. Yaklaştıkça gerçekle yüzleşiyordu. Annesi başını babasının omzuna yaslamıştı ve muhtemelen ağlıyordu. Gamze, Efe'ye sarılmıştı. Ayla hanım bir kenarda oturuyordu. Mete koltuklardan birinde oturmuş başını ellerinin arasına almıştı ve tanımadığı dört kişi daha vardı. Yavaş adımlarla oraya yaklaşırken pişmanlık duygusu kalbini sarmıştı. Canı yanıyordu, özlemi daha da büyümüştü. Tek bir saniye de olsa görmek istiyordu Rana'yı. Tek bir saniye. Ameliyathanenin kapısını yumruklamak istiyordu. Birden ameliyathanenin kapısı açıldı ve herkes oraya döndü. İki hemşire elinde boş sedye ile çıkmıştı.

"Tekrardan geçmiş olsun." Demişlerdi ve onlar uzaklaşırken Mete'nin sesi ortam da bomba etkisi yaratmıştı.

"Abi?" dediğinde Murat olduğu yerde kaldı ve herkes o tarafa döndü. Murat herkese göz gezdirirken, Gamze sinirlerinin bozukluğunu belli eder şekilde gözünde yaşlarla büyük bir kahkaha patlattı. Murat ise onlara doğru yürümeye başlamıştı. Murat'ın da gözleri yaşlıydı, hafif terlemişti. Zayıflamıştı ve berbat gözüküyordu. Lale hanım oğluna kızsa mı yoksa karşısında gördüğü yeni kişiden dolayı endişelense mi bilememişti.

"Neredesin sen Murat?" dedi Kemal bey. Sesinde tüm duyguları barındırıyordu ve Mona Lisa tablosu gibi ne hissettiğini anlamak imkansızdı. Murat tamamen yanlarına geldiğinde ameliyathane kapısına döndü.

"Rana. Ne zaman girdi, ne zaman çıkacakmış?" dediğin de Gamze sinirle omuzlarından itti. Gözlerinden yaşlar hızla akıyordu aslında Murat da öyleydi. Gamze'nin itmesiyle hafif geriye sendelemişti ama çokta etkilemiş gibi durmuyordu.

"Çok mu umurunda Rana?" dedi alayla. Yüzünde sahte gülümseme vardı ama gözlerinden öfke akıyordu. "Üç aydır ortada yok bir bakıyoruz pat diye ortaya çıkıyor. Hem de ameliyat günü!" demişti. Son cümlede sesi yükselmişti.

SESSİZLİK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin