*11*

281 26 0
                                    

Özdemir Erdoğan-Bana Ellerini Ver

Bir süre sonra elindeki boş kutuyla geri dönünce terasta Yıldız'ı göremeyince içeri girdi.

"Yıldız"

Yıldızın, köpeği Pablo ayağına dolanırken eğilip sevdi. Tüylerinin çokluğu ona aşırı tatlı bir hal katarken gülmeden edemedi.

"Anne nerde Pablo"

O sırada arkasından gelen ses ile ayağa kalkıp üzerini düzeltti.

"Burdayım"

"Terasta göremeyince merak ettim."

Genç kadın, Kuzey'e yaklaşıp aralarında bir adımlık mesafe bıraktı.
Çok şey geçiyordu dilinden ama söylemek pek mümkün değildi. Yıllar ona konuşmayı unutturmuş, acısını azaltmıştı. Şimdi yüreğinden dökülen bir teşekkür ne içindi? Bırakıp gittiği için mi yoksa geri dönüp hemen dibinde yaşamaya başladığı için mi, Yoksa geçmişini tekrar karşısına çıkartıp yarasına tuz bastığı için mi, hangisi?

"Teşekkür ederim"

"Önemli değil. Ben gideyim artık"

Kalsa ne olurdu, konuşurlar mıydı eskileri? Kadına, ben senden hoşlanıyor gibiyim ama emin değilim
diyebilir miydi? Yarasına tuz basıp emin olmadığı bir şey için yıllardır gözünden eksik etmediği inci tanelerini tekrar döktürür müydü? Yapar mıydı? Yapardı. Kuzeydi bu,en çok göğünde parlayan yıldızı yakardı. Yakardı ama yaktığı kadar yanacak mıydı? Orası meçhul...

"Ben kahvaltı hazırlamıştım zaten istersen gel beraber yapalım"

"Aslında, ne zamandır güzel bir kahvaltı etmemiştim. O zaman sen içeri geç ben çay demlemiştim onu alıp geleyim"

Eli ile genç kadını içeri geçirirken o da peşinden kendi evine doğru gitti. Sobanın üzerinde duran demliği dikkatli bir şekilde alıp dış kapıyı ayağıyla örttü.

***

Güzel ve sessiz geçen kahvaltıdan sonra Yıldız mandıraya geçmiş Kuzey ise ofis arayışına girmişti.

"Merhaba"

Emlakçı ile tokuşup gösterdiği yerleri teker teker gezerken cebine uygun bir tane bulup anlaşmaya yapmıştı. İşleri tamamen bitince sahilde dolaşmaya çıktı. Attığı her bir adım, peşinden geçmişe ait bir anı getirirken gülümsedi. Bundan birkaç yıl önceye kadar dönmeyi hiç düşünmediği yere tekrar dönmüştü. Yıldız'la ilk göz göze geldiğinde içinde bir kıpırdama olmuştu. Bunun adı aşk değildi. Bunu biliyordu. Sadece, onu gördüğünde mutlu olmuş ve ne kadar özlediğini farketmişti.

Hayatta bazı anlar vardır, yaşanası mutluluklar..

Onun adı Aşk, sevmek, sevda...

Öyle güzel duygu ki tüm baktığın yerler daha güzel, dinlediğin tüm müzikler, tınılar, sözler daha anlamlı .. Ama öyle güzel bir duygunun da bir kusuru olur.
Ya çok seven ya da çok sevilen olursun ama en önemlisi kelebek misali güzel olan bu duygunun ömrü de kısa olur :(

Ne kadar kısa olursa olsun, ne kadar kaçmak istersen iste hayatta bir kere bu duygu ile yanmak herkesin kaderidir.. Yaşanacak en güzel duygulardan biriyken neden çoğu zaman kaçarız ya da ıskalarız ki?

URGANWhere stories live. Discover now