ters dönmek • akşam güneşi altında gökte son turlarını atan kuşlar

2.5K 217 54
                                    

Babama olur dediğim esnada utanıyordum ve kızarmıştım. Şaşırarak bana baktı. Onca zaman sonra birine olur diyordum. "Nasıl fikrini değiştirdi senin, bu mühendis bey?"

Bu kez şaşıran bendim. "Mühendis mi?"

"Annene dün dediydim..."

"O mesele kapanmıştı."

"Kimeydi bu onayın peki?"

"Sefa'ya."

Cevabımı duyunca asıl şaşkınlığı yaşamışlardı. Hatta suratlarında kaygı, tedirginlik, korku ve endişe de vardı. "Sefa mı?"

Başımı salladım. Evet, emindim. İçimde daha ufakken onunla ektiğimiz tohumlar filizlenmişti. İstihareye yatmış, çok güzel görmüştüm rüyamı. Ben Allah'ın işaret ettiğine inandığımı seçiyordum. Kalbimin işaret ettiğine inandığımı...

"Hülya, bunu kabul etmeden evvel bilmen gereken bir şey var kızım. Sefa kazada--"

Babamın sözünü yarıda kesmek hoş olmasa da yaptığım tam olarak buydu. "Biliyorum. Kazada aldığı yaralanmadan ötürü çocuğu olmama ihtimali var. Ama bu bir ihtimal. Ben Allah'a inanıyorum. O verecekse verir."

Babam şaşkınlıkla bana bakıyordu. Bense utandığım için arada bakışlarımı ona değdiriyordum yalnızca.
"Nereden biliyorsun bunu sen?"

"Baştan beri biliyorum. Ramazan amcayla çardakta konuşmuştunuz yıllar evvel. Mutlaktaydım, size kahve yapıyordum. Hepsini duydum. Ama büyük bir hata yaptınız. Bunu bilmek Sefa'nın hakkıydı. O bunu taşıyacak kadar güçlüydü."

"Biliyoruz kızım. Söyleyeceğiz..."

"Sakın!" dedim hiddetle. Aniden sesimin yükselişi onları ürküttü. Duruldum biraz kendimce. "Şimdi söylerseniz ben kabul etsem de o etmez benimle evlenmeyi. Siz tanımıyor musunuz sanki onu? İhtimal de olsa beni bu riske yaklaştırmaz. Kendisi yansa da bana küllerini dahi dokundurmaz."

"Seviyor musun onu? Söylesek, vazgeçse, üzülür müsün?"
Babamın ani sorusu bir an beni afallattı.

Yavaşça başımı salladım. "Allah'a dua ettim. Kim hayırlısı ile nasibimse kalbimi ona ısındır, yolumu da başka kimseye çıkarma dedim."

"Ve ona ısındırdı. Ve eğer o olmazsa hiçten evlenmeyeceksin."

Yutkundum. Öyle görünüyordu. Başka ihtimal düşünemiyordum. "Ramazan'a haber vereyim." deyip kalkıyordu ki annem onu durdurdu. Annem hâlâ emin olamamıştı. Bir kaç gün daha beklememizi, düşünmemizi söyledi. Ben zaten yeterince düşünmüş olsam bile annemi kırmadım. Onun fırtınasını biçmek istemedim. Tamam dedim. Bir kaç gün daha beklemek bana bir şey kaybettirmeyecekti. Aynı cevabı verecektim.

Akşamüstü annem yaptığı tatlıdan Zeliha teyzelere de götürmemi istedi. Bahçeden çıkıp yan evin bahçesine girdim. Kapı açıktı, tülü aralayıp içeri adım attığım sırada duvara yaslı çalı süpürgeei kayıp düştü, onu kaldırırken yerde ters dönmüş böceği gördüm. Kalkmaya çalışsa bile sırt üstü kalıyordu, başaramıyordu. Kulağıma konuşma sesleri girse de süpürgenin ucundan ufak bir dal koparıp böceğe yardım etmeye karar verdim. Tatlı tabağını az öteye koyup yere çöktüm.

Selma'nın sesini duydum ilkin. Diğer seslere bakılırsa mutfaktaydı ve bir şey hazırlıyordu.
"Sence abi?"

"Bilmem. Sence avukat olanı kabul etmez mi? İyi adama benziyor. Diğerlerinden daha çok gözüm tuttu."

"Abi, sevdiğin kıza eş mi beğeniyorsun! Manyak mısın sen!"

Selma'nın Sefa'ya olan azarını işitince bir an böceği unuttum. Yalnızca orada çökekaldım. Haklıydı. Ne yapıyordu Sefa? Bu nasıl sevmekti?

BekleyişWhere stories live. Discover now