*************

                                                       -KONTROL GÜNÜ-

Kolumdaki saatin alarmı çalmaya başladı. Gözlerim kapalı bir şekilde alarmı susturdum. Kendimi biraz hasta hissediyordum. Ama bugün meydanda olmam gerekiyordu. Formlar ile ilgili bir şey olacakmış, yani öyle dediler. Ellerimle gözlerimi ovuşturdum ve banyoya yöneldim. Zihnimin açılması için kendimi soğuk duşa attım. Duştan çıktıktan sonra hemen üzerimi giyindim ve aşağı indim. Annem elinde bir bezle etrafın tozunu alıyordu. Dün akşam pek fazla yemek yiyemediğim için çok açtım. 

'' Anne ben kahvaltıya gidiyorum.'' dedim ve ayakkabılarımı giydim. 

'' Tamam kızım, zaten dün akşam pek iştahın yok gibiydi. Hasta falan mısın?'' diye sordu endişeyle.

'' Hayır, yani evet. Dün akşam biraz midem bulanıyordu ama şimdi iyiyim, merak etme.'' Kafasını pek de inanmayarak salladı. Vakit kaybetmeden çıktım. 

Meydana yaklaşınca saatime baktım. Daha 10 olmasına çok vardı. Ama neden tüm gençler buradaydı. Biraz daha yaklaşınca meydanda bekleyen en az iki düzine asker gördüm. Hepsi elinde silahıyla bekliyordu. Bizimkileri bulma ümidiyle yemekhane kısmına geçtim. Biraz etrafa bakındım ama onları göremedim. Nasıl olsa gelirler diye hemen bir tabak aldım ve kahvaltımı yapmaya başladım. 

O sırada tabağıyla yanıma birisi daha oturdu. 

'' Günaydın, Roseline.'' 

'' Sana da günaydın, Jonathan.'' İkimizde sessiz sessiz kahvaltımızı yapmaya devam ettik.

'' Kontrole hazır mısın?'' diye sordu birden. 

'' Anlamadım. Ne kontrolü?''Elindeki çatalla kalabalığı işaret etti.

'' Gördüğün şu kalabalığın nedeni yaklaşık yarım saat sonra olacak kontrol için.'' dedi sıkıntıyla.

'' Formlar ile ilgili bir şey olduğunu duymuştum.'' dedim etrafa bakarak. Aslında bizimkileri bekliyordum. Yarım saat içinde gelip kahvaltılarını yapmaları gerekiyordu. 

'' Neye bakıyorsun sen öyle?'' Hafif kalktığım sandalyeme geri oturdum.

'' Hiç arkadaşlarımı bekliyorum. Bir an önce gelmezlerse kahvaltı edemeyecekler gibi duruyor.'' dedim ona bakarak. Kafasını salladı.

'' Dün gördüğüm çocuk mu? Onu mu bekliyorsun?'' Kafamı salladım.

'' Evet, o. O ve diğerlerini.'' dedim heyecanla. Çünkü Edward elinde bir tepsiyle bize doğru geliyordu. Yerimizi bildiği halde ona seslendim. Yaklaştıkça yüzündeki gülümseme silindi. Direkt olarak Jonathan'a bakıyordu. Tepsisini masaya bıraktı. Oturduğunda bile gözleri ondaydı. Ve Jonathan'ın da öyle.

'' Günaydın Edward. Ben de nerede kaldınız diye merak ediyordum.'' dedim.Gözlerini Jonathan'dan çekerek bana gülümsedi.

'' Eve uğradım ama annen erkenden çıktığını söyledi.'' Kafamı salladım.

'' Evet, öyle oldu. Dün gece pek iştahım yoktu. Sabah kalkınca çok açtım.'' dedim mahçup bir şekilde.  Masa sessizleşmişti. Jonathan gülümseyerek elini Edward'a uzattı.

'' Merhaba, Edward. Ben Jonathan. Şey... Roseline'nin arkadaşıyım.'' Edward önce kendisine uzanan ele baktı ama sonra sıktı.

'' Merhaba.'' dedi ve elini  çekti.

THE ESC: PLANLANILANWhere stories live. Discover now