-14-

76 6 3
                                    


8 Haziran Pazartesi

Bugünden itibaren antrenmanlara katılmaya başlayacaktım. Raporunu hazırlamadığım iki futbolcu kalmıştı ve ödev teslimime ise bir buçuk ay vardı.

İspanya'da her şey düzelmesede hayat bayağı normalleşmişti. Bugün antenmandan sonra Jan'la öğlen yemeği için sözleşmiştik.

"Pazar günü ilk maçımıza çıkacağız. Tribünlerde hiç taraftar olmayacak olması beni biraz üzüyor."

"Böyle olmak zorunda biliyorsun."

"Evet biliyorum. Bu arada sana söylemem gereken bir şey var."

"Ne gibi bir şey."

"Ablam geçen gün bizimle görüşürken bir arkadaşına yakalanmış; o da durumu bilmediği için gidip annemi ilişkimiz için tebrik etmiş. Tabi annem ne olduğunu anlamadığından öyle boş boş yüzüne bakmış. Ablamda durumu idare etmek yerine her şeyi itiraf etmiş. Annem beni arayana kadar banada haber vermedi. Sabah annemden fırça yedim."

Jan'ın anlatıklarıyla yediğim lokma boğazımda kalmıştı, yutmak için içtiğim suda genzime kaçınca yüzüm morarmaya başlamıştı. Bir kaç dakika sonra kendime ancak gelebilmiştim.

" Ne dediğinin farkındasın değil mi?"

" Evet."

"Ne için fırça attı peki annen?"

"Ondan sakladığımız için."

"Sadece bu mu yani?"

"Ah evet. Başka ne için olacaktı?"

"Bilmem ki. Yani ilişkimize bir şey demedi."

"Dedi."

"Ne dedi?"

"Ah! Çok sevindiğini, seni çok beğendiğini falan."

"Ciddi misin?"

"Evet."

"Jan neden her şeyi yarım yamalak anlatıyorsun. Kalbime kastın mı var senin."

"Daha bitirmeden heyecanla yenisini sorduğun için olabilir mi acaba?"

"Başka şeyler de mi dedi yoksa?"

"Evet. Ailenle tanışmak istediğini söyledi. Tabi bende bunun için henüz erken olduğunu söyledim ama pek dinletemedim. Sonra mecbur kalıp seninkilerin henüz bilmediğini söyledim. O da güzlü saklı iş olmaz biran önce onlarada söyleyin dedi."

"Oha."

"Ayıp."

"Ağzım kapanmıyor şu an."

"İstiyorsan ben kapatabilirim."

"Saçmalama nasıl kapatacaksın. Ben kapaltırım. Sapık herif. Öpmek yok demedim mi ben sana?"

"Kapattım işte bak. Yani biraz konuştun sustun. Ben bunu kastetmiştim zaten. Ama senin aklın farkı çalışıyorsa bilemem tabi."

"Ahh pekala konumuza dönelim. Daha bir aydır bile sevgili değiliz. Ayrıca sen hala bana uygun bir eş adayı değilsin. Seni aileme tanıtamam. Yani kusura bakma canım."

"Ne demem gerekiyordu ailene uygun olmak için?"

"Aileme uygun olmak için değil o Allah'a uygun olmak için."

"Tamam biliyorsun araştırıyorum ve öğreniyorum. Bayağı yol kat ettim bile."

"Biliyorsun değil mi?"

"Neyi?"

"Bu işler bir kız için olmuyor. Bütün hepsine kalbinle inanmak zorundasın. Yoksa bir anlamı olmaz. Birbirimizi seviyor olmamız senin böyle kararlar almanı gerektirmez. Eğer sana uygun gelmiyorsa vazgeçebiliriz."

"Biliyor musun seni o kadar çok seviyorum ki senin için bir şeyler yapmak hiç zor gelmiyor. Ve inan bana öğrendiğim her şeyi anlamak için çok çabalıyorum. Ve emin ol anladıkça kalbim tıpkı sana olduğu gibi onlarada ısınıyor. Seninde yanımda olup bana yardım et enden başka hiç bir şeye ihtiyacım yok."

"Avv! Ama sen çok güzel bir adamsın. Seni çok seviyorum."


Evett. Geçiş bölümü gibi olsun. Eniştemiz kısa süre sonra Müslüman olacak. Zaten sonra aileler tanışır, nişan, düğün derken çok uzatmadan kitabı bitirmeyi planlıyorum. Öyle fantastik olaylar olmayacak yani normal bir şekilde bitireceğim. Tabi yine 10 - 15 bölümü daha var.
Bir sonraki bölüm doğum günüme özel olacak. Ondan sonrada sınav bitene kadar yazamayacağım. Umarım bu zamanda okunma ve vote sayısı artar.
Sevgiler..

PORTERO/JAN OBLAK Where stories live. Discover now