Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mali-Koa-Honest
•••
DÜN GECENİN ŞOKU, Lily'nin üzerinde izlerini belli ediyordu hala. Şiirin güzelliğine kapılıp, bir fotoğrafla kendine yazıldığını öğrenmek, ergen Lily'i sevindirirdi belki. Ama o evlenmeyi düşünen bir kadın olmuştu artık, Severus ise bunu sakladığına göre ona karşılıksız duygular besliyordu hala. En çokta bu etkiliyordu Lily'i, hala.
Elbette gidip Severus'un kutlamasını mahvetmemişti, bir şey çaktırmamaya çalışarak durmuştu yanlarında. Odalara çekildiklerinde ise düşünmüştü sabaha kadar, ki hala aynısını yapıyordu. Tek kişilik, fazlasıyla gıcırtılı yatakta dizlerini toparlamış, kırpmadığından kızarmış gözleriyle duruyordu Lily Evans. Hayal kırıklıkları ve suçlulukla.
Sakın zannetmeyin ki, öfkesinin büyük bir parçası Severus'a, hayır değil. Kendisine. Ona umut verdiğini zannettiği için, James'i aldatmış hissettiği için kızgındı kendisine Lily. Ve yeni kazandığı arkadaşını, bu kadar sevmişken kaybedeceği için üzgün ve kızgın.
Severus'a olan kızgınlığıysa, anlatmamasındandı elbette. Lily'i bir oyuna sürüklemesinden, kandırılmış hissettiğindendi. Şimdiyse Lily, parkelerdeki sesleri dinliyordu, adım seslerini bekliyordu. Gidecekti Lily, bugün veda edecekti her şeye. Ve gidip James'e sımsıkı sarılacaktı, belki de anlatacaktı.
Beklenilen gıcırtılar çıktı parkelerden. Lily çoktan giyindiğinden kalktı ayağa, hızlıca. Çıkanın Rodolphus olmadığından emindi Lily, o kadar içmişlerdi ki dün gece, öğlene kadar uyanmazlardı muhtemelen. Saatin epey erken olduğu göz önünde bulundurulursa, Lily Evans'ın yüzleşme vakti gelmişti. Derin bir nefes aldı kadın, öyle titrek geçmişti ki boğazından, bu bile doldurmuştu gözlerini. Eliyle yüzünü sildi Lily, saçlarından geçirdi ve ensesini tuttu. Gözlerini kapadı ve telkin etti kendini, kapıya ilerliyordu şimdi.
Kapı kolunu çevirmeden önce, bir damla yaş aktı gözünden. Küçük bir hıçkırık kaçırsa da dudaklarından tuttu kendini, cesurca açtı kapıyı. Bir gün öncesinde huzurla yürüdüğü bu koridor, çirkinleşmişti sanki. Uçsuz bucaksız uzamış, daralmıştı. Lily'nin bacaklarını titretiyordu sanki, ürkünçtü. Dikkatli adımlarla yürüdü Lily, bacaklarının titremesini bastırmaya çalıştı.
Keşke daha uzun olsaydı bu koridor dedi Lily, içinden. Daha demin ürktüğü koridor zararsızmış aslında, önemli olan koridorun sonundaymış. Severus Snape, neşeyle dikiliyordu mutfakta. Onu neşeli görmenin bu kadar canını acıtacağını düşünmezdi Lily, çünkü sönecekti bu mutluluk az sonra. Lily konuşmayı başarabilirse elbette.
Öksürdü Lily, arkasını ona dönmüş Severus'a kendini belli etmek adına. Severus, ilk başta şaşkınca, sonra sevinçle döndü Lily'e. Güzelce gülümsedi, fakat bir sorun olduğunu anlayacak kadar zekiydi. Kaşlarını çattı yavaşça, Lily'nin yanına, kapının oraya geçti. "Günaydın." Dedi hala kaşlarını hafifçe çatarak, yaklaşmıştı ona iyice. Fakat Lily yanıt vermedi, konuşamıyordu neredeyse.
