İki-Hoş Bir Karşılaşma

191 29 79
                                    

•••

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

•••

Oh Wonder-Dazzle

"ÇOK İYİ BAY SNAPE, gerçekten çok başarılısınız." Başarılsınız, ama size işe alamayız, cümlenin böyle devam edeceğini biliyordu Severus, fakat insanoğlu umutla ayakta duruyordu işte. "Fakat," Severus, adamın cümleye başlamasıyla gülümsedi, istemsizce. "Sizin için uygun bir konumumuz bulunmamakta. Üzgünüm." Dedi adam, gerçekten üzgünmüş gibi davranarak. Severus, hala hafifçe gülümseyerek başını salladı ve çıktı odadan, ardından mekandan. Severus, sinirli hissetmiyordu, alışagelinmiş bir durumdu onun için. Belki de, kalbinin derinliklerinde kalmamıştı yemek yapma isteği, sadece Bella ve Rodolphus'un isteği üzerine koşturuyordu restoran köşelerinde. 

Tıpkı boş bir umutla, yıllarca Lily'nin peşinden koştuğu gibi. Yanında olduğunda hissettiği sarhoşluğu, biraz uzağına gittiğinde yaşadığı ağrıyı özlediği için, yemek yapmak istiyordu hala belki. İçinizden diyebilirsiniz, ne gibi bir alakası olabilir, yemek ve aşkın, ikisine de sevgimizi katarız sonuçta, böyle güzel şeyler çıkar ortaya.

Yani, masallarda hep öyle anlatılmıştır.

Severus, mekandan çıkmasıyla bastığı kaldırımın üzerinde ilerliyordu hala, puslu hava hala kendini gösterirken, garip bir şekilde, güneş bugün Londra'da göstermişti kendini. Gözleri fazla ışığa alışık olmayan Severus, başını öne eğmiş -ki bunu fazla yaptığından, omurgasında bir eğrilik vardı, kaldırım taşlarının arasındaki ambalaj ve izmarit çöplerini takip ediyordu. Severus, siyah kabanının ceplerini bir sigara almak adına yokladı, boş olduklarını gördüğündeyse başını geri attı, yorgunlukla yüzünü buruşturdu. Etrafına göz attı Severus, bir büfe bulmak adına. Ve Londra, ona istediğini vermişti.

Severus, kabanının yakasını düzeltti, giydiği siyah, boğazlı kazağı kaşındırmaya başlamıştı onu.

Kaldırımdan inip, araç yoluna attı adımını, ona yol veren arabalara eliyle teşekkür ederek. Ellerini cebine soktu ve hızlıca karşı tarafa geçti, tüm dikkatini verdiği büfeye girdiğinde ise tuttuğu nefesini verdi, ne diye bu kadar stres olmuşsa? "Merhaba," dedi büfede çalışan orta yaşlı kadına. "Bir paket sigara alacaktım." Dedi cebinden ederi kadar para çıkararak. Kadın, hiçbir şey demeden, sadece sigara paketini verdi ve parasını aldı. Severus, başıyla bir selam verdi ve dışarı çıktı, açık havayla buluştuğunda bir sigara koydu dudaklarına, çakmağına vurdu, bu havada ateşin kendini ilk vuruşta göstermesi beklendik şey değildi tabii. Severus, sigarayı dudaklarının arasına koyup, bir elini rüzgara siper etti.

Fakat bu sefer, Severus istemedi ateşin gelmesini, ellerini yavaşça indirdi ve kaldırıma oturmuş, sırtını ağaca yaslamış kızıl kadına baktı. Ardından başını salladı, silkeledi kendini. Gördüğü her kızıl Lily Evans olmak zorunda değildi.

 I𝐍𝐅I𝐍I𝐓𝐘, 𝘚𝘩𝘰𝘳𝘵 𝘚𝘵𝘰𝘳𝘺 » 𝘈𝘭𝘵𝘦𝘳𝘯𝘢𝘵𝘪𝘷𝘦 𝘜𝘯𝘪𝘷𝘦𝘳𝘴𝘦Where stories live. Discover now