aynı yolda birlikte yürümek • aynı çıkışa erememek

Start from the beginning
                                    

Sıraya doğru hafifçe eğildi, sakince konuştu ve sınıftan çıkıp gitti. "Birdaha bir şey olursa bana söyle, ağlama. Ağlayacaksan da benim yanımda ağla ki seninle ilgilenebileyim. Biri bir şey söyler ya da yaparsa da beni buluyorsun! Kimse seni ağlatamaz."

Gitti. İçimden "Senden başka kimse mi?" dedim. Nasıl olup da her defasında hatalarının içimden sinilinip gittiğini düşündüm. Altıncı sınıftım artık, minik değildim ama değişmemiştim. Ya da bana öyle geliyordu. O ise biraz değişmişti. Yedinci sınıf olmasından mıydı, yedinci sınıfı ikinci kez okuyor olmasından mı yoksa büyüdüğünden mi bilmem ama değişmişti. Sadece biraz aptaldı belki de...

 Sadece biraz aptaldı belki de

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Fazla alınganlık yorar bizi; fazla dikkatsizlik ise karşımızdakini. Bazen alalade söylenen sözcükler bıçak gibi cana saplanır. Söyleyen farkında dahi değildir sözcüklerinin bıçakla bir ilişkisi olabileceğini. İşiten ise hemen gönlünü kırgın hissetmeye meyilli olduğu gibi, karşısındakine kızmaya da meyillidir bazen. Oysa olması gerek konuşmak, bir çözüme ulaşmaktır. Sizin hiç tahmin etmeyeceğiniz cümlelerin ardında çok başka manalar yatıyor olabilir. Üslup bir hazinedir, bir silahtır. Onu en doğru kullanan en güvenli şekilde yaşar. Ne kalbi kırılır, ne kalp kırar. Üslupla çözmeli her problemi, kibar bir üslupla. Hem anlamaya hem anlaşılmaya hedef koyulmuş bir üslupla.

-s.k.

🍒

Dil, Yüce Allah'ın insanlara bahşetmiş olduğu büyük nimetlerden ve Yüce Allah'ın yaratmış olduğu en ilginç varlıklardan, insanlara yapmış olduğu en büyük ihsanlardan biridir. Küçük olmasına rağmen çok büyük bir kulluk aracı olabileceği gibi tam tersine çok büyük bir suç aracı da olabilir. Kişinin Müslüman olup olmadığı ancak dilin söyleyeceği şehadetle anlaşılabilir. Var olan veya olmayan, yaratılan veya yaratan, hayali veya gerçek, bilinen veya bilinmeyen hiçbir varlık yok ki dil onunla ilgili olumlu veya olumsuz, onay içerikli veya reddedici sözler söylemesin.

Dil daha çok, başıboşluğa ve kendi haline bırakılmaya meyillidir. Dolayısıyla gerekli dengenin sağlanabilmesi için din, açlık konusunda olduğu gibi dilin zapt edilmesi yönünde de birçok öğretide bulunmuştur.

 ● ''Sessizlik bir erdemdir ancak çok az insan bu erdeme ulaşabilir.'' 
(Hz. Peygamber )

''Allah'a ve kıyamet gününe inanan, iyi şeyler konuşsun veya sussun.''
(Hz. Peygamber )

● ''Müminin dili, aklının ardındadır; bir şey söylemek istediğinde önce aklıyla onu düşünür ardından diliyle onu onaylar. Ancak münafığın dili aklının önündedir; bir şey yapmak istediğinde aklının onayını almaksızın diliyle onu onaylar.'' 
(Hz. Peygamber )

● Emirü'l-Müminin Hz. Ali (a.s.), yolda yürürken boş sözler söyleyen birisiyle karşılaşınca şöyle buyurdular: ''Konuşarak, Rabbine göndereceğin bir mektubu, yanındaki meleklere yazdırıyorsun, öyleyse sana yardımcı olacak şeyler söyle ve diğer sözleri bir kenara bırak.''

● Emirü'l-Müminin Hz. Ali'nin (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: İnsan dilinin altında saklıdır. Dolayısıyla sözlerini ölç ve akıl ve bilgiye sun. Allah için ve Allah yönünde ise dile getir, aksi halde susmak daha iyidir.

● İmam Zeynel Abidin'e (a.s) "Konuşmak mı daha üstün susmak mı?" sorulduğunda şöyle buyurdular: ''Her biri kendine göre sıkıntılar taşır. Hiçbir sıkıntı taşımadıkları durumda konuşmak daha üstündür.''
 "Bu nasıl olur?" diye sorulduğunda ise şöyle buyurdular: ''Yüce Allah peygamberleri ve onların vasilerini susmaları için insanlara göndermedi, susmakla cennet kazanılmadı; hiç kimse susmakla Allah'ın vilayetine girmedi, cehennem ateşinden korunmadı ve Allah'ın gazabından korunamadı. Bunların tamamı konuşmakla elde edilir. Ay'ı güneşle nasıl karşılaştırabilirim. Susmanın üstünlüğünü konuşarak ifade edebilirsin ancak konuşmanın üstünlüğünü sessiz kalarak ifade edemezsin.''

BekleyişWhere stories live. Discover now