20.Bölüm: Neyin Peşinde?

45.7K 4.3K 16.6K
                                    

Selam peri tozları!

Hemen kendinize sessiz bir köşe bulun ve hikayemize kaldığı yerden devam edin :,)

Keyifli Okumalar!

Boool bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen ⭐️

*

Neyin Peşinde?

*

Ve her şeye rağmen onu hissedebilmek dünyanın en güzel şeyiydi.

*

Mezuniyetten 3 ay önce

Güneş Koleji'nin olduğu caddeye gelene kadar ellerimiz ayrılmadı.

Bir yanım hala deli gibi korkuyordu. Yekta'nın bir şeyler peşinde olduğu düşüncesi zihnimi kurt gibi kemirip bitirse de diğer yanım her şeye rağmen anı yaşamamı istiyordu. Bade yüzünden o kadar alışmıştım ki rezil olmaya, hayal kırıklıklarına ve daha kötü onlarca şeye... Yekta'dan bir darbe gelecekse eğer, o zaman gelene kadar mutlu olmakla yetinmek istiyordum.

Çünkü bu an, benim yıllarca zerresini bile imkânsız olarak hayal ettiğim andı.

Ve gerçekti.

Bu yüzden düşünmek değil, hissetmek istiyordum. Ellerinin sıcaklığını, varlığını...

"Geldik," dedi göz ucuyla bana bakarak.

"Geldik," diye tekrarladım. "Şimdi ne yapacağız?" diye sorduğumda anlamayarak yüzüme bakmaya devam etti.

"Neyi?" diye sordu kaşlarını çatarak.

Çenemin ucuyla ellerimizi işaret ettim.

Güneş Koleji'ne Yekta'yla el ele girersem şayet, muhtemelen öğrencilerin hiçbiri bu dedikoduya dayanamaz saniyeler içinde kocaman ayırdıkları gözlerini kırpmaya bile vakit bulamadan can verirlerdi.

"Ha o mu, kalabilir..." dedi ve omuz silkerek önüne döndü.

Yıllardır görmezden geldiği bir kızla neden şimdi bu şekilde görünmek için can atıyordu ki?

Bir şeylerin peşinde olduğuna adım kadar emindim artık. Heyecanla canımın yanacağı anı beklemekten başka şansım yoktu ne yazık ki.

Bakışlarımdaki endişeyi anladığında merakla kaşları çatıldı.

"Bir sorun mu var?" diye sordu gözlerimin içine bakarak.

"Bilmem," dedim sakince. "Sadece... biraz... şey..."

"Ney?"

"Garip," dedim dürüstçe.

"Olayları fazla mı abartıyorsun yoksa kendini fazla mı önemsiyorsun?" diye sordu küçümseyici bakışlarla.

"Kendimi fazla önemsediğim falan yok!" diye karşı çıktım hemen. "Nereden çıkarıyorsun?"

"Saçmalıyorsun çünkü," diye itiraf etti rahatça. "El ele tutuşmanın nesini bu kadar abartıyorsun?"

Bu anlar yaşanıyor muydu sahiden, rüyada falan değil miydim?

Yekta, el ele tutuşmamızdan rahatsız olduğum için beni azarlamıştı değil mi?

Söyleyecek bir şey bulamamıştım. Cevap vermeyeceğimi anlamış olmalı ki konuşmaya devam eden Yekta oldu.

"Hayata bir kere geliyorsun peri kızı, keyfin ve kahyası ne istiyorsa onu yap," dedi ciddi bir tavırla. "Bak bana," dedi elimi tutan elini benimkiyle birlikte havaya kaldırarak. "Elini tutmak istedim ve şu an tutuyorum."

Yalancılar ve YabancılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin