Shizaya Dünyası

%51 Evet?

İzaya durgun bakışlarıyla tanımadığı tavanı izlerken bir kez daha burada tam olarak ne olduğunu yada neler döndüğünü tahmin etmeye çalıştı. İlk olarak çıplaktı bilekleri yatak başlığına bağlanmıştı ki bu yüzden uyuşan kollarını pek hissetmediği bir gerçekti. Daha geniş bakacak olursa neredeyse üstüne yayılmış biri göğsünde uyukluyordu. Sarı saçlı olması ve bildiği sarışın barmen gibi kokması dışında pek bir sorun yoktu. Ama anlamak istese de tüm algıları burada karmakarışık oluyordu. Yani aklında çığlık çığlığa dönen tek soruya cevap bulamıyordu.

BURADA TAM OLARAK NELER OLUYOR-DU?!

Üstündeki beden yavaşça hareketlenip dudaklarını göğsüne sürtünce kendini tutamadan küçük bir inleme koyverdi. Bu lanet herif tam olarak nerede yattığının farkında mıydı çok merak ediyordu. Tam kırpıştırdığı gözleriyle etrafı kolaçan edecekken belinin orada duran koca elin tenini okşayarak kalçalarında durmasıyla nefesini tuttu. Sarışının elini oradan çekmek istese de bileklerinden bağlı olduğu için kollarını oynatamıyordu üstelik.

-Lanet olsun bu da ne ya?!

Siyah tüylü aşk kelepçesini çekiştirerek daha da zorlarken çıkmamasına kızıyordu. Daha buraya nasıl geldiğini anlayamazken içinde bulunduğu durum aşırı kuşkuluydu.

Kalçasındaki el yeniden hareketlenip poposunu sıkıca kavrayınca ne yapacağını şaşırdı. Ne diye uyuyan biri tarafından tacize uğruyordu ki?

-Hey çek elini!

İzaya sağa sola hareketlenip kendini kurtarmak isterken üstündeki adam kendine rahat bir pozisyon bulmak için daha da üstüne yayıldı.

-Kes şunu uyumaya çalışıyorum.

-Ah öyle mi Shizuchan çok affedersin, senin kıymetli uykunu böldüğüm için kusura bakmazsın artık değil mi?!

-Sorun değil...

İzaya, hala uykulu modda kendi bedenine yapışıp normal bir şey hakkında konuşuyorlarmış gibi cevap veren Shizuoyla sağ gözünün seğirmesine engel olamadı.

-Bana baksana se-ah!

İzaya gözlerini sonuna kadar açıp, kafasını kaldırmış üstünde yükselerek kibirli bakışlarla kendisini izleyen Shizuoya baktı.

-Sen şu an tam olarak ne yaptığını sanıyorsun Shizu-chan?!

-Ne yapıyormuşum pire?

Shizuo elini oradan çekmeden daha da İzayaya yaklaşarak onu çıldırtmayı denedi. Her saniye ona gittikçe yaklaşırken onun tepkilerini an be an takip ediyordu.

Tabi ki İzaya gayette onun ne demek istediğini anladığını ama anlamamazlığa yattığını biliyordu. Gözlerini devirip suratını iyice suratına yaklaştırmış sarışına bakarak yalandan gülümsedi. Onunla oynamak istiyorsa ona istediğini verecekti.

-Ha yani bu halini benden delice hoşlanmana yormam da sıkıntı yok? Öyle mi Shizu-chan?

Sırıtan surat ifadesinin yavaşça solmasını izlediği canavarına bakarak her zamanki sinir olduğu yandan gülüşünü attı. Onun surat ifadelerini okuyarak ne düşündüğünü anlamak çok kolaydı.

-Ne o Shizu-chan yanlış bir şey mi söyledim yoksa tam tersi.. çok doğru bir yere parmak mı bastım? Söylesene benden ne kadar hoşlanıyorsun hımm? Çok mu?!

Shizuonun kendisine bakan donuk bakışlarıyla tek kaşını kaldırırken hala bir tepki vermemesi İzayanın canını sıkıyordu. Üstünde sadece durmuş ona bakıyordu.