Berceste

245 16 6
                                    


Shizuo ard arda gelen tok kapı seslerini duysa da görmezden gelmeyi tercih ederek kafasını kaldırdığı yastığına geri gömdü. Bu saatten sonra ne kimseyi göresi ne de iki muhabbet edipte görüşesi vardı. Artık onun için yalnızca yatağı ve kendisi vardı. Başka kimse yoktu. Hiç kimse...

Kafasına kadar çektiği yorganı hafif kaldırarak açılan tek gözü ile yatak odasının aralık kapısından az biraz görülen dış kapıya baktı. Rahatsız edici zil sesi kesilmişti. Gelen kimse sonunda pes edip gitmiş olmalıydı. Derin bir nefes alıp yeniden yatağına yayılacakken karnından gelen gür gurultularla oflayarak istemeye istemeye yatağından çıktı. Bırakmayarak omzunun üstünden tuttuğu yorganı pelerin gibi arkasında sallandırarak salon kısmındaki birleşik mutfağına yöneldi. Biraz birkaç bir şey yedikten sonra hayata küsmeye kaldığı yerden devam edecekti. Şu zamana kadar yaptığı gibi devam ederek.

Shizuo koridordan geçerken önüne gelen çöpleri ayağıyla iyice duvar dibine ittirerek kendisine yol açtı. Küçüklü büyüklü çöp poşetlerini, bira şişelerini, pizza kutularını, kırık eşyaları ve diğer şeyleri. Resmen etraf küçük bir çöplük alanına dönmüştü ama bu şu an onu hiç ama hiç etkilemiyordu. Ayağıyla ittirdiği çöp yığınlarının içinden ayağına batan kırık ayna parçalarıyla küfretti. Ayağının altına şöyle bir bakarken bu durumu umursadığı pek söylenemezdi. Ki öyleydi de. Omuz silkip ilerlemeye devam ederken ayağından sızan kanların arkasında belli belirsiz ayak izi çıkarmasını takmadı. Mutfak kısmına geldiğinde buzdolabını açarak neredeyse bomboş olan içine bakarak esnedi. Küflenmeye yüz tutmuş küçük peynir parçası, yarısı çürümüş iki domates, büzüşmüş bir salatalık ve iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar beş altı zeytin ile resmen öğrenci evi buzdolabı gibiydi. Açtığı gibi kapadığı buzdolabıyla yönünü tekrar yatak odasına çevirdi. Zaten kendi yemeğini hazırlamasına gerek yoktu ki başından daha sipariş verse daha iyi olurdu.

*********

Gelen pizzasını almak için parasını eline alıp kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında elinde tuttuğu pizza kutusuyla oynayan gençle göz göze gelince olanlar yine oldu.

-C-CANAVARR!!!

Genç elindeki pizzayı yere düşürürken arkasına bakmadan düşe kalka merdiven kısmına koşarak apartmandan çıkarken onun bu hallerini dudağının kenarını ısırarak izleyen sarışın elinde sıkmaktan buruşturduğu paraları kapıyı kapattığı an yere savurdu. Bükülen metal paralar yere çarpıp sekerken çıkardıkları takırtılar kalbinde oluşan derin dalgalanmaları tetikliyordu. Kendisini tutamayarak yan tarafındaki masaya yumruğunu indirince anında ikiye ayrılıp etrafa saçılan parçalarıyla yeri boyladı. Tabi bu kızgın olan sarışını pek sakinleştirmeye yetmiyordu. Derin nefesler alırken karşı tarafındaki cam sürahiden gördüğü yansımasıyla daha da çıldırarak eline aldığı sürahiyi camdan atarak yıkma işlemine kaldığı yerden devam etti. Buna dayanamıyordu. Artık insanların gözünde hepten canavara dönüşmüş olması onu içten içe mahvediyordu. Kendisinden tiksiniyordu, şuan ki görünüşünden iğreniyordu...

Eline aldığı kanepesini fırlatmak için havaya kaldırdığında çalan kapısıyla duraksadı. Elinde kaldırdığı koca kanepeyle hareketsiz beklerken kapıda her kim varsa ya da ne için geldiyse şimdi onu görmek istemediğini biliyordu. Yine bir kaç dakikanın ardından kesilen kapı sesiyle elindeki kanepeyi yerine koyarak oturdu. Dirseklerini dizlerine koyarken ellerini kafasındaki saçları yolar gibi sımsıkı kavradı.

-Ah ah karalara bağlamış Shizuchanı her gün göremezsin ne güzel bir manzara. Fotoğrafını çekip anı olarak mı saklasam ne yapsam...

Shizuo ani bir şekilde kafasını kaldırıp penceresinin köşesine oturmuş sanki eğlence alanındaymış gibi ayaklarını ileri geri sallarken eğlenen surat ifadesiyle kendisini izleyen İzayaya baktı.

Shizaya DünyasıWhere stories live. Discover now