üç

105 38 16
                                    

Sisli gecenin karanlığında yürüyordu genç adam. Nereye gittiğini umursamadan yürüyordu sadece. Fazlaca düşünceliydi o gün, belki bu yüzden köprünün korkuluklarına sımsıkı tutunmuş genç kızı fark edemedi bir süre. Kafasının içine dolan hıçkırık sesleriyle ancak kendine gelebildi ve sağına döndü.

Dönmesiyle donakalması bir oldu, hareket edemedi bir an. Sanki zaman durmuştu, etrafındaki her şey yok olmuştu ve yalnız karşısındaki kız vardı. Esen yumuşak rüzgar dalgalandırıyordu genç kızın saçlarını, gözlerini önünde uzanan denize dikmişti. Sanki bakışlarını fark etmiş gibi genç adama döndü.

Düşüncelerinden kızın ağlamaktan çatlamış sesiyle sıyrıldı genç adam, "Neden öyle bakıyorsun?"

Panikleyerek kekeledi genç adam, "H-hiç, öyle dalmışım." Derin bir nefes alıp toparlamaya çalışarak, "Neden bu saatte burada duruyorsun, hava soğuk hasta olacaksın."

Omuz silkmekle yetindi genç kız, tekrar önünü dönerek kendini korkuluklara yasladı. Bir damla yaş süzüldü yanaklarından, o bir damla yaş genç adamın yüreğini yaktı. O an güldürmek istedi bu kızı, ne yapıp edip güldürmek istedi. Genç kızın hemen yanında korkuluklara yaslandı.

Derin bir nefes çekti ciğerlerine, "Sana neden ağladığını sormayacağım. Yalnızca kaldır başını benim için ve gökyüzüne bak." kelimeler dudaklarından dökülürken genç kız ona doğru döndü anlamayarak. Birkaç saniye öylece baktıktan sonra yavaşça başını kaldırdı gökyüzüne doğru.

Genç adam devam etti. "Görüyor musun yıldızları?" Hafifçe başını salladı kız. "Ne yaşadın, ne üzdü seni bu kadar bilmiyorum. Ama bak yıldızlara. Hâlâ hayattayız ve yıldızlar gökyüzünde hâlâ parlak ve hür."

Genç kız ona doğru döndü ve gülümsedi. Kalbi tekledi genç adamın, o da gülümsedi.

"Adın ne?" Bu iki kelime dâhi genç adamın kalbini yeniden tekletmeye yetmişti. Kendine geldiğinde konuştu. "Câhit, senin?'

Genç kız önüne döndü ve gözlerini denize dikti. Fısıltıyla karışık konuştu. "Süveyda."

Sessizce önlerine döndüler. Yalnızca ay ışığında uçsuz bucaksız denizi seyrettiler. Rüzgar yaladı geçti yüreklerini, evleri oldu deniz. Ve Eros ok attı kalplerine o gece, aşkla doldu yürekleri...

Medya; Nilipek - Gömülür

çiçekler ektim acılarımaWhere stories live. Discover now