Bölüm 4

499 26 4
                                    

Haftasonu gelmişti. Esme'ye onlara gideceğimizi haber vermiştim. Kalacağımızı düşünüp normalde kullandığımdan daha büyük bir çanta hazırladım. Jake her ne kadar giyinik olmaktan hoşlanmasa da onun için de birkaç kıyafet koydum. İşlerimi bitirdiğimde salona gittim.

"Nessie, güzelim, gitmeden bir şeyler yemek ister misin?" diye sordu Jake. Başımı sallayıp reddettim.

"Avlanmayı düşünüyorsun sanırım?"dedi.

"Evet, Esme'nin yemek pişirmesinin tek sebebi olarak da fazla doymuş bir halde gitmek istemiyorum. Ayrıca istersen bir süre ben de kullanabilirim," dedim. Sürücü lisansımı almıştım ama Jake ısrarla kendisinin sürmesi gerektiğini söylüyordu.

"Haydi çıkalım o zaman," dedi. Çantamı aldım ve arabaya bindim. Yol uzundu. Jake müzik açmıştı. Açıkçası, müzik zevklerimizin pek de aynı olduğunu söyleyemezdim. Telefonumu açıp listemden Dusk Till Dawn'ı açtım. Sözlerinin anlamlılığı bu şarkıyı gerçekten sevmeme yol açıyordu.

"çünkü sana dokunmak istiyorum bebeğim
ve seni hissetmek
güneşin doğuşunu izlemek istiyorum
günahlarının üzerine sadece sen ve ben

neşelen
kaçarken
hadi bu gece sevişelim
uzlaş
aşık ol
dene
(bebeğim tam buradayım)

ama bebeğim asla yalnız olmayacaksın
alacakaranlıktan şafağa kadar seninle olacağım
alacakaranlıktan şafağa kadar seninle olacağım
bebeğim tam buradayım
işler kötüye gittiğinde seni koruyacağım
alacakaranlıktan şafağa kadar seninle olacağım
alacakaranlıktan şafağa kadar seninle olacağım."

Jake şarkıyı değiştirmeme kızmamıştı. Gergin olabilirdi. Havasını değiştirebilmek, belki onu biraz olsun keyiflendirmek, konuşturmak için omzuna yattım ve elimi dizine koydum. Dizine koyduğum elimi hafifçe okşadı. Gözünü yoldan ayırmasa da yüzüne bakıp, ona iyice yanaştım.

"İyi misin? Keyifsizmişsin gibi hissediyorum. Tüm yol boyunca konuşup kafanı şişirebilirim, biliyorsun değil mi?"

"Sen konuştuğunda kafam şişmez güzelim. Biraz gerginim, evet. Etrafta Cullen dolandığında sana yeterince yakın olamıyorum." dedi. Anlamıştım. Aslında Carlisle onu rahatsız etmezdi, hem de hiç. Muhtemelen diğer aile üyelerinin de geleceğini düşünmüştü. Aniden ona dönüp:

"Tişörtünü çıkart," dedim. Şaşırmış bir şekilde bana baktı. Neden diye sormasına izin bile vermeden tişörtünü yırttım.

"Nessie?" diye seslendi şaşkın bakışını devam ettirerek.

"Yeterince yakın mıyım şimdi?" diye sordum. Boynuna bir öpücük bıraktım.

"Fazlasıyla yakınsın," dedi ve dudağıma bir öpücük bıraktı.

"Emmet'ı özledim dedim diye gitmek zorunda değiliz. Sadece Esme'ye mezuniyet için gelmelerini söylesek de olurdu," dedim. Jake hayır anlamında başını salladı. Ona sokulmuş şekilde otururken telefonumun çalması yüzünden, uzaklaşmak zorunda kaldım. Arayan annemdi. Telefonda olmasa bile, yüz yüze geleceksek, kesinlikle elbise işini söylemem gerekiyordu.

"Reneesme, bebeğim?" dedi annem. Sesini duymak beni rahatlatıyordu. Elimi kolyeme götürdüm. Çocukluğumdan beri çıkarmadığım kolyeme.

"Anneciğim! Nasılsın? Babam nasıl?" diye sordum. Ebeveynleri vampir olan birine göre fazla sevimliydim sanırım.

"İyiyiz tatlım. Alice bize gelip seni Esme ve Carlisle ile gördüğünü söyledi."

"Evet, Jake ile yoldayız şu an. Eğer gelirseniz hepinizi görmek isterim tabi." dedim.

Alacakaranlık: Jacob&RenesmeeWhere stories live. Discover now