17; Çilekli Kurabiyeler

En başından başla
                                    

Bir süre mutfağın pervazında durup onu izledi Taehyung. Burada durup esmer olanın onu izlediğini hiç fark etmiyordu, mutfakta bir şeyler yaparken kendini kaybediyordu, bambaşka bir dünyaya açılıyordu Seokjin.

Burada olduğunu belli edermişçesine öksürdüğünde Taehyung mutfağın içine girdi ve Seokjin, yoğurmaya çalıştığı hamurundan başını kaldırıp ona baktı.. Alnından ortaya dikkatlice ayırdığı saçları alnına terden yapışmıştı.

Yanına vardığında yanağına bulaşan unu elinin tersiyle nazikçe sildi esmer olan. Bu hareketine karşılık gülümsediğinde sevgilisi de gülümsedi. ''Uyandığımda yoktun, ne yapıyorsun burada?''

Hamuru yoğurmayı bıraktı ve yorgunca Taehyung'un gözlerine baktı. ''Çilekli kurabiye yapıyorum. Geçen sefer tattığında çok sevdiğini söylemiştin.''

Taehyung başını salladı, ellerini pantolonunun cebine sıkıştırdı ve kalçasını tezgâha yasladı. ''Neden uyandığımda seni görme şansımı elimden aldın ki?''

Esmer olanın sesi mızmızlanan bir çocuk gibi çıkmıştı adeta. Seokjin, sevgilisinin sesindeki o tınıyı fark ettiğinde tam önüne geldi, bacakları böylece birbirine temas ediyordu.

Seokjin, Taehyung'un asık bir şekilde yere bakan yüzünü çenesinden tutup kaldırdı. Belli ki koca bebek ilgi istiyordu, öyleyse Seokjin ona en güzel ilgiyi verecekti. ''Hey, üzgünüm. Seni incittim mi?''

Taehyung, bir anda sevgilisinin belini kavrayıp bedenlerini birbirine bastırdı. Seokjin'in gözleri ani yakınlığa karşılık büyürken dudakları da heyecanla aralandı. Hamur kaplı elleri öylece göğüs hizasında, havada duruyordu. Seokjin, kendi planının içine düşmüştü.

''Sadece beni sabah güzelliğinden mahrum bıraktın. Seninle çok daha fazla vakit geçirmek istiyorum.''

Seokjin başını salladı ve yutkundu. Bu tür yakınlıklar Seokjin'i her seferinde hazırlıksız yakalıyordu ve istisnasız hep heyecanlandırıyordu.

Taehyung sevgilisinin böyle gördüğünde şunları düşünüyordu; ''tanrım, ürkek bir kuş gibi kollarımın arasındaki bedeni ve bu ürkek kuşu her şeyden çok istiyorum.''

''Senin için yapmak istediğim çok fazla şey var ve eğer geç kalkmış olsaydım günümüzün yarısını yemiş olurduk.''

Taehyung, sevgilisinin yaptığı açıklamaları pek dinlemiyor gibiydi. Mümkünmüş gibi onu biraz daha kendine çekti, erkekliği Seokjin'in sağ bacağına temas eder vaziyetteydi.

Esmer olan, terden alnına yapışan siyah saçları sevgilisinin yüzünden geriye doğru taradı ve tüm güzelliğiyle açılan alnına ardı ardına öpücükler bıraktı.

Seokjin, hissettiği öpücükler karşısında neredeyse erimiş haldeydi. Gözleri yumuşakça kapalıydı ve dudak kıvrımlarında belirgin bir tebessüm yer edinmişti.

Taehyung, sevgilisinin alnından sonra un bulaşan yanaklarını öptü ve son olarak dudaklarına geldiğinde duraksadı.

Seokjin'in çoktan hızlanmaya başlayan nefesi Taehyung'un aralanan dudaklarına çarpıyordu ve nefesi öyle sıcaktı ki...

Bu yaşadıkları an ikisine de ilk öpüştükleri zamanı hatırlattı. Taehyung, boşta duran elini Seokjin'in yanağına yerleştirdi, yüzünü biraz daha kendi yüzüne çekti.

''Dudağındaki,'' dedi Taehyung, bakışları Seokjin'in dudakları ve gözleri arasında gidip geliyordu, ''çileği alabilir miyim?'' Fısıltı gibi çıkan bir sesle cevap verdi Seokjin. ''Alabilirsin.''

Flame Of Love | Taejin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin