Kesit 2

2.7K 256 177
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



hulya1453 Doğum günün kutlu olsun! İyi ki doğmuşsun. :-) Hep mutlu ol...

"Böyle değil." dedi karşımdaki kadın.

Ona biraz daha dikkatli baktığımda aslında bütünüyle aynı olmadığımızı fark etmiştim. Keskin çenemin aksine onunki daha yuvarlak ve köşesizdi. Black ailesinden miras aldığım gri gözlerimin yansıması onda Pendragonlarda sıkça görülen buğulu bir maviydi.

"Ama elimden geleni yaptım."

Başını salladığında saçları hafifçe yanlara savruldu.

"Elinden gelen bu değil tatlım."

Uyuyan bedeni biraz uzağımdaki odada uzanan Tom'u düşündüm. Olanlardan sonra elimden gelenin en iyisini yapsam da bunun artık bir işe yarayacağından şüpheliydim. Tanıdığım Tom beni asla affetmezdi. Bu kinin altından kalkabileceğimizden şüpheliydim.

"Çınarın gizem-"

"Onun gizemi, bunun sırrı!"

Yükselen sesim ilk önce beni bile şaşkınlığa uğratmıştı. Buna rağmen karşımdaki kadın ani çıkışımı gayet ılımlı karşılamıştı. Yüzündeki hafif gülümseme sabrımı zorlamaktan başka bir işe yaramıyordu.

"Artık bıktım! Her şeyin geri dönülmez şekilde bozulduğunu görmüyor musun? Bastığı dalları kontrol edebileceğimi düşünmüştüm. Ama işe yaramadı. Yanıldım, yanıldın! İzin ver en azından ben yere çakılmayayım!"

Güzelliği asırlara meydan okuyan cadı bana doğru bir adım attı. Yüzündeki gülümseme silinmişti. Gözlerini benimkilerden ayırmadan başını sağ omzuna eğdi.

"Bastığı dallara dikkat etmesi gereken sadece Marvolo değil."

Aniden bütün sinirim uçtu. Yerini benzersiz bir merak ve endişe almıştı.

"Bu da ne demek?"

"Buraya geldiğin zamanları hatırla kızım. Teyzesinin öğüdünün kendisine rehberlik etmesine izin veren Cassiopia'ya dön."

Dilim mühürlenmiş gibi hissederken gözlerim dehşetle açıldı. En başta izlediğim politika ve teyzemin öğüdü zihnime süzüldü. Ardından olayların gitmesi gerekenin tam tersine evrilmesi...

"Bu hikayenin kötü karakteri o değil..." dedim. Sesimin titremesini engellemek için çaba bile göstermedim. "... Benim." 

Başını iki yana salladı.

"Bunu bilemeyiz. Yıldızlar yerlerinden oynadı. Kader bu dünya için milyarlarca yol çizdi ve senin atacağın tek bir adım bile bunlardan binlercesinde değişikliğe sebep olacak. Kendi hikayenin aynı kalacağını düşünmemiştin öyle değil mi?"

"Ama-" cümlem aniden dudaklarımdan fırlayan hıçkırıkla yarıda kesildi.

Morgana Pendragon'ın gözü sağ gözümden akıp elmacık kemiklerimden çeneme yol çizen gözyaşlarından birini takip etti. Bakışları yumuşadı. Konuştuğunda sesi de bakışlarından payını alıp şefkate bulanmıştı.

"Merhamet et Morgana Cassiopia Pendragon. Hepimizin ihtiyacı olan bu."

Kafamda gördüğüm kabusun etkisiyle beliren yeni düşünceleri görür gibi konuştu.

"Zekanı nereden aldığın belli. Fakat bazı düğümleri açmak için o keskinlikteki bir hançer bile yetersiz kalabilir."

"O zaman sen söyle!" Tekrar hıçkırmamak için iç çektim. "Boğazıma kadar battığımı görmüyor musun?!"

"Her gizemi çözmek için zekanı kullanamazsın Morgana. Zihin bazen kördür. Kalbinle yaşadığın zaman bir gün gözlerini açacaksın ve içinde çırpındığın sırları çoktan çözdüğünü fark edeceksin"

"Anlamıyorsunuz Leydi Pendragon!"

Dikkatini çekmek için kullandığım ünvanına gülümserken içimden bir ses beni gayet iyi anladığını söylüyordu.

"Boğuluyorum! Buraya geldiğimden beri eksiğim. Benden bana kalan bir şey yok. Ben onlar olmadan bir hiçmişim!"

Başondan beri unutamadığım hatıralarım kuzenlerimle ilgili gördüğüm rüyadan sonra daha da gün yüzüne çıkmışlardı.

"Yürümeye devam etmek için ışığa mı ihtiyacın var kızım?"

Cevap vermek yerine başımı sallayarak onu onayladım.

"O halde başını kaldır."

Başımı kaldırdım ve tepemizdeki gökyüzüne baktım. Simsiyahtı. Hava açık olmasına rağmen gözlerim zifiri karanlığa alıştığında algıladığım sönük birkaç yıldızdan başka bir şey yoktu. Gökyüzünde ışık namına var olan tek cisim dolunayın üzerinden birkaç gün geçtiğini belli eden küçülmeye başlamış aydı. Onun ışığı bile sönük görünüyordu.

"Ama çok karanlık!" dedim Morgana Pendragon'a dönüp.

Aramıza hatrı sayılır bir mesafe girdiğini o an fark ettim. Benden uzaklaştıkça çevremizdeki karanlık bedenini daha çok sarıyordu. Buna rağmen kıkırdadığında karanlıkta ışıldadı.

"Kesinlikle öyle!" diye cevap verdi bana.

Ses tonu öyle neşeliydi ki bir an altında durduğumuz yıldızsız gecenin aldığım en mutluluk verici haber olduğunu sandım.

Kadının bedeni karanlığa karışmaya başladığında sesi kulaklarımda son kez yankılandı.

"Odana gittiğinde gördüğün kişinin buraya gelmeden önce gördüğün kişiyle aynı adam olup olmadığına bak."

"Ve..."

Şimdi sesi sadece bir fısıltıydı.

"... Tutunacağın şey gecenin karanlığı olsun."


"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Ben geldim! Önceden haber verdiğim için pek sürpriz olmamış olabilir ama olsun. Umarım bu kesit sizi mutlu etmiştir. Aslında kesiti profili den duyuru olarak yayınlayacaktım ama takip etmeyenler görmeyebileceği için buradan yayınladım. Bundan sonra büyük ihtimalle duyuru olarak gelecek kesitler. O yüzden takip ederseniz erkenden öğrenirsiniz.

Üzülerek söylüyorum, bu devamlı bir geri dönüş değil. Yani elbette geri döneceğim ama kesiti size küçük bir nefes arası olsun diye attım. Eski düzenli tempomuz için daha erken.

Umarım beğenmişsinizdir!

Düşüncelerinizi, dileklerinizi, merak ettiklerinizi, tahminlerinizi buraya alalım. Gizemli bir parçaydı. Bol bol yorum bekliyorum.»» 

Kendinize iyi bakın. Sağlıklı ve evde kalın. :-)

Pendragon Kehaneti [A Tom Riddle Story]Where stories live. Discover now