ARAF-5

699 279 347
                                    

 MERHABA PATATES KIZARTMALARIM ❤️

NASILSINIZ?

BENDE İYİYİM TEŞEKKÜR EDERİM 😀

LÜTFEN OY VERMEYİ UNUTMAYIN, ÜZÜLÜYORUM😢

SİZİ SEVİYORUM, İYİ OKUMALAR💞

******************************

"Sen gelmeyince ben geleyim dedim. Hasta olmamaya çalış, sen bana lazımsın."

Şaka mı bu????

Hızlıca çantamı yere atıp ayağa kalktım. Etrafımda kimse yoktu ama bunu yazanın beni izlediğini adım kadar iyi biliyordum. Korkuyor muydum?

Kesinlikle.

Korkumun dışıma yansımaması için içten içe dua ediyordum. Beni duyacağını tahmin ederek bağırdım. "Kimsin sen? Umarım bu yaptığının suç olduğunun farkındasındır. Seni dava etmekten gocunmam." gözlerimi kısarak etrafa bakarken duyduğum şeyle tüylerim ürperdi. Kahkaha atıyordu. Nerede olduğunu anlamaya çalışsam da sesi yankı yaptığı için tam kestiremiyordum. Sonrasında bir ses daha işitmiştim ama bu seferki ses adamdan değil telefonumdan gelmişti. Hızla çantamdan telefonuma baktım. 

Bilinmeyen Numara: Beni dava etmen için önce bulman gerekir prenses.

Sinirle kafamı telefondan kaldırdım. Telefon numaramı bile biliyordu. 'Evin adresini bilen numaranı mı bilmeyecek? Allah aşkına Hazal!' iç sesim bu kadar salak olduğum için isyan ediyordu. Bilinmeyene hitaben konuştum. "Merak etme. İşimi hallettikten sonra sana da sıra gelecek." bir tepki vermesini beklemeden yerden çanta ve dosyayı aldım. Hızlı bir şekilde arabama bindim. Tam şirket yoluna dönecekken bu halimle oraya gidemeyeceğimi fark ettim. Bu halde eve gitmek istemiyordum. Çünkü Merve'nin odamda kamp kurduğunu tahmin etmek zor değildi. Ne yapacağımı düşünürken önüme çıkan AVM ile gülümsedim. Arabayı park ettikten sonra önüme çıkan ilk giyim mağazasına daldım. Hemen kıyafetlerimi değiştirip Thomas Beyle konuşmak istiyordum. 

Çalışan benim bu halimi garipsese de bir şey demedi. "Hoş geldiniz efendim." kadına kafamı salladıktan sonra mağaza da göz gezdirdim. Amacım vücudumdaki çamurları kapatacak şeyler bulmaktı. Siyah bir jean, beyaz bir t-shirt ve kahve bir ceket işimi görebilirdi. Kıyafetleri aldıktan sonra kabinde hızlı bir şekilde üzerimi değiştirdim. 

Mağazadan çıkıp tuvalete gittim. Akan makyajımı sildim ve saçlarımı düzelttim. Aynada ki aksime baktım ve güldüm. "Şimdi gidip Thomas Beyle konuşabiliriz." kendi kendimi onayladıktan sonra tuvaletten çıktım ve otoparka yöneldim. Aslında açtım, dün sabahtan beri bir kahve ve elma ile duruyordum ama bu dava işini halletmek benim için daha önemliydi.

************

Şirkete vardıktan sonra asansöre binip Thomas Bey'in kat numarasına bastım. Ben sabırsızca yukarı çıkmayı beklerken asansör inadıma yaparmış gibi katları ağır ağır çıkıyordu. Bıkkın bir şekilde nefesimi verdim.  Asansör durduğunda hızlıca içinden çıktım. Thomas Bey'in odasına doğru ilerlerken sekreteri önüme geçip beni durdurdu. 

"Hazal Hanım, Thomas Bey ekibiyle toplantıda. Toplantı bitene kadar isterseniz şöyle oturun." eliyle oturmam gereken yeri gösterirken sekretere baktım. Tam koltuğa oturacakken beynimin derinlerinden bir ses yankılandı. 'Bizi oyalamak için yapıyor Hazal. Sakinleşmen için vakit kazanıyor. Şimdi o odaya gir ve Thomas'a hesap sor.' aldığım komutla tekrar sekretere döndüm. "Beş dakika da olsa mola verebilirler bence." sekreteri aşıp odaya girdiğimde gerçekten de toplantı yaptıklarını fark etmiştim. Herkesin gözü bana dönerken sekreterde arkamdan girdi ve Thomas Bey'e özürlerini iletti. 

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin