12

293 26 3
                                    

"Her şey hazır eminiz değil mi?" Dedim Tae'ye. Her şeyin kusursuz olması gerekiyordu. "Evet. Onu binanın arkasındaki tuvalete kitledim" Güzeel.

Birazcık fazla ekşın eklemiş olabiliriz ama bu gerekliydi. Neyse geliyorlar. İlk önce kız oturdu nikah masasına. Daha erkek ortalıkta yoktu.

Bizim oğlana göz kırptığımda o çıktı sahneye ve masaya oturdu. Nikah şahitleri olarak da biz oturunca kız ilk önce şaşırdı. İtiraz edecekti ki hakim hemen araya girdi.

"...... Hanım ...... Beyi eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
(.... Beyi diye geçilen yerde kızımızın sevdalandığı oğlanın ismi var.)

Kız ilk önce bir şok oldu. Yanına oturan çocuğun suratına da bakmamıştı zaten. Onu da görünce yüzünün gülümsemesini anlatamam. Bunların eline evlilik cüzdanını verdikten sonra hemen ortadan kaybolduk.

Çocuk bizi tam olarak tanımıyor sonuçta ve tanımak isteyecek. Bu yüzden hemen ortadan kaybolduk. Salondan hızla çıkarken Jungkookla göz göze geldim. Bana sırıtıyordu.

Yani anlamıyorum sırıtılcak ne var? Kaybettiği bir şeye sırıtıyo. Manyak mı ne?

...

"Çıkardım merak etme." Tae'nin söylediği şeyle içim ferahladı. Umarım kavgaya neden olmamışızdır dicem de az da olsa bir tartışma olacak gibi duruyor.

Napalım artık geri kalanı onların sorunu.

Tapınağa geri döndüğümüzde hep beraber bir kenara yayıldık. Gerçekten bu iş çok stresliydi. "Bir dahaki görevimize ne zaman başlayacağız?" Tae'ye gözlerimi büyültmüş bakarken şaşkınlığımı gizleyemiyordum.

"Daha yeni oturduk Tae." Tae yattığı yerde dikleşti. "Burayı daha çok tanıtmamız gerek. İnsanların gelmesi gerek ki seni de güçlendirebilelim" Aslında haklıydı. Güçlenmem gerek.

"Bu arada yeni gücün ne?" Yeni gücüm mü? Bana daha gücün geldiğini düşünmüyorum. "Sanırım daha keşfedemedim" İçimi rahatlatmak için güzel bir gülümseme sundu. "Merak etme yakında gelir."

Aklıma aniden gelen fikirle Tae'ye döndüm ve bağırdım. "Kayi, Mayi buraya gelin. Çabuk!" Onlarda gelince neşeyle ayağa kalktım.

"Haftaya festival yapmaya ne dersiniz? Hem böylece insanlarda buranın terk edilmemiş olduğunu anlarlar."

Tae aklında hesap yapar gibi gözlerini kaydırmaya başladığında Kayi hızla "Evet! Evet! Kabul et Taehyung! Evet!" Diye bağırmaya başladı. Mayi ise sessizliğini koruyordu.

Tae tedirgin bir şekilde Mayi'ye baktı ve bir şey söylemesini ister gibi başını kıpırdattı. Mayi ise gözlerini korkmuş bir şekilde yerde gezdiriyordu. Ben anlamadım yanlış bir şey mi söyledim?

"Neler oluyor?"

Mayi hızla odayı terk ederken Tae ayağa kalkıp yanıma geldi. Elini omzuma koydu. "Sana bu olayı açıklayamam ama festival için lütfen bize biraz süre ver." Başımla onayladıktan sonra o da odadan hızla ayrıldı.

Kayi ile baş başa kaldığımızda bana baktı ve "Sen acıkmışsındır" diyerek o da odadan çıktı.

Gerçekten neler olduğunu çok merak ediyorum
Uff

MORİ /JKWhere stories live. Discover now