14

276 28 8
                                    

Kafamı yastıktan kaldırdıktan sonra telefonumu elime alıp saate baktım saat gece 05:49'du. Bu saatlerde normalde uyanmam ama nedensizce uyanmıştım.

Yatakta sağa sola dönüp durdum. Uyuyamayacağım sanırım. Canım sıkıldı ve yatağımdan ayrılıp yıldızlara bakmak için dışarı çıkmaya karar verdim. Kapıdan çıktığımda birinin ağlama sesi geliyordu.

Bir taşın üstüne oturmuş bu kişi de kim? İlk önce dua etmek için gelen başka biri olabileceğini düşündüm ama vücudu bir insana göre çok küçüktü. Yanına yaklaşmaya başladığımda yavaş yavaş bu kişinin kim olduğunu anladım.

Mayi

Mayi ağlıyordu.

Arkasından yanına yavaş yavaş yaklaştıktan sonra seslenmeye başladım."Mayi iyi misin?" Beni fark eden Mayi hemen burnunu çekmeye başladı ama maalesef ağladığını benden gizleyemedi.

Yanına geçip oturdum. "Neden ağlıyorsun?" Dedim en sıcak tavırımı takınarak. Bana dönüp gözlerime baktı. Sonra önüne dönüp başını eğdi. Ne zaman geldiğini bilmediğim Kayi'nin sesini duymamla arkama baktım.

"Neler oluyor?" Aslında bunu benim sormam lazım. "Kayi ağlıyordu ve bende ne olduğunu sordum." Kayi yanımıza gelip oturdu. İlk önce Mayi'ye kardeşi gibi sarıldı sonra da Kayi Mayi'ye"Ona anlatıcak mısın?" Dedi.

"Bilemiyorum. Kelimem..sen yap." Dedi Mayi fakat hiçbir şey anlamadım. "Kendini hazırla Mori seninle Mayi'nin kendini feda etme hikayesinde yola çıkacağız" Ben yine hiçbir şey anlamıyordum fakat bu yolculuk hüzün dolu gibi duruyor. İşte başlıyoruz.

" Bundan yıllar önce biz Kayi ve Mayi tapınak meleklerinin bizi seçmesi için diğer hizmetçiler gibi bütün meleklerin karşısında dizilmiş seçilmeyi bekliyorduk. Tapınak melekleri öldüğünde hizmetçileri de onunla beraber ölür. Bu yüzden ölmüş meleklerin yerine geçen melekler hizmetçilerini yani bizleri seçiyordu. Biz orada dışlanan hizmetçilerdendik maalesef. Önümüzden bir sürü melek geçmişti ve hizmetçilerini almıştı ama biz hala seçilmeyi bekliyorduk. Sonra o son melek geldi. Mucizevi bir şekilde bizi seçti. Hizmetçileri olduk. Biz onunla yıllarımızı geçirdik ve eğlendik biz bir aile olduk. Sonra o gün bir festival günü meleğimiz çok büyük bir hata yaptı. Sonu ölüm olan bir hata yaptı. O ölürse bizim de ölmemiz gerekiyor demiştim değil mi? Eğer bir hatadan dolayı bir melek ölürse onun hizmetçileri ölmez. Bu bizi sevindirmiyordu tabiki. Biz meleğimizin ölmesini istemiyorduk. O meleğe benden bile çok değer veren Kayi hızla sana bahsettiğim Jisoo meleğinin yanına gitti. Ona geçmişte iyilik yaptığını ve karşılığında vermesi gerekenin bugün vermesini istediğini söyledi. Jisoo sana söylediğim gibi Tanrının yanında yani en yüksek kademede hizmetçi. Tanrıyı ölmemesi için ikna etmeye çalıştı. Ama bu affedilemez bir şeydi. Mayi ve ben ama en çok da Mayi cezanın yarısını almaya karar verdi. Ve sonuç olarak cezalar şöyle oldu.
O melek şeytana dönüştü
Kayi günlük verilen kelime sayısı ile konuşabilecek kelimelerini aşarsa ölür
Ve ikimiz sonsuza dek yüzümüzdeki maskelerle dolaşacağız.
Bir hizmetçinin güç kaynağı yüzüdür ama biz..ah~"

Başını öne eğdi. Sonra tekrar konuşmasına devam etti.

"Bu yüzden Mayi festivalleri sevmez ve çok konuşmaz." Gözlerim dolmuştu. Gerçekten inanamıyordum. Mayi'yi kendime çevirip hızla sarıldım. "Ben bilmiyordum özür dilerim." Sarılıyorduk. "Üzülme. Bu seferki her zamankinden daha güzel olacak. Festival yap M-" Sarılmayı bıraktı ve yüzüme baktı. "Kelimesi bitti." Kayi'nin söylediği şeyle içime sanki büyük bir şey girmişti. Acıtıyordu.

"Söylesene Kayi bu melek Jeon Jungkook mu?" Kayi derin bir nefes verdi.

"Evet!"

Jeon Jungkook ben seninle ilgili daha neler öğreneceğim?

MORİ /JKΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα