9. Bölüm: "İhtilal"

50 2 0
                                    

İstediginiz slow bir parçayı dinleyebilirsiniz. İyi okumalaar.

🎧

Sustuklarımın sivri uçları keskinleştikçe damağımda bıraktığı acı katmerleniyordu. Yaramın birikip aktığı yolun üstünde bir adam vardı, varlığıyla yaramı hafifletiyordu ama yaramı dikmek istedikçe daha da açıyordu. O iki et parçasının, birleşmek gibi bir gayeye sahip olmadıklarını biliyordum. O iki et parçasında abimin naaşı yatıyordu nasıl kapanırdı ki.

Şimdiyse dikişlerimin arasından sızan bir iltahap vardı; babam.

Yaramın derinlerine tuz basmış, agzımı kapatmıştı. Çıglıgım bedenimde yükselip kalbimin kıyılarında sönmüştü. Yanımdan geçenler ise bir tekmeyle yaşamımı sorguluyordu. Kadir Aganın ogullarının kötü fikirleriyle mücadeleye başlayamadan Baranın ruhunun naaşı bırakıldı avuçlarıma. Tam Baranı avuçlarımda sarıp sarmaladım gökyüzüne bırakacaktım ki abimin ellerime vurmasıyla hem Baran kaydı avuçlarımdan hem abim. Son darbeyi de babamın sözleriyle aldım, ellerim artık kalkamaz kimseye uzanamaz olmuştu. Bir yumruk olup herkese kapandı, kendime bile.

Annem, göz pınarlarında kuruyan yaşların iziyle, dizlerime pansuman yapıyordu. Sesimi çıkarmak canımın acıdıgını haykırmak istesemde tepkisizce durup annemin işini bitirmesini bekledim. Yengemde yatagımın ucunda bir eli belinde diger eliyle de dudaklarını sıkıştırıp, yaramın görüntüsüne bakıyordu. "Elleri kırılsın inşallah!"

Annem seslice burnunu çekti. Dudakları titriyordu, çocuklarına gelen en ufak yara eskileri sıyırıyordu. "Ceylan, Bavogil yemek yedi?" her ne olursa olsun annem bu evi çekip çevirmeyi biliyordu. Dedem gilin aç kalmasını istemezdi.

Yengem yanıma dogru yaklaşıp dirsegimdeki bandın ucunu düzeltirken, ben annemin ellerini izliyordum. "Bavo yemedi, Malik'in yanına gidecekmiş. Zıbo Ana da beni yanından yolladı. Tarhana yapacakmış, Malik için"

Hastanede abimin babama söylediklerini oldugum yere çöktügümü ve kalkamadıgımı, Mümtaz abinin beni kaldırıp eve getirdiğini, annemin beni görünce feryat figan ettigini hatırlıyorum. Babam o sözlerden sonra evde de tek kelime etmemişti. Annem dirsegime ve dizlerime pansuman yapıp yüzüme krem sürmüştü. Birazdan abime gideceklerdi.

"Sen tarhanayı hazırla sofraya sar ben götürürüm. Ogluma şifa olsun" sesinde ki kendini tuttugunu belli eden yer burnumu sızlatmıştı. Babam olanları anlatmış olabilirdi. Annem gözlerime bakmıyordu. Yoksa benden utanıyor muydu? Ben bir şey yapmadım ki kendimi savundum bana dokunmasına izin vermedim o herifin.

"Hastanede yemek çıkmıyor mu? Tarhanaya içeri sokmazlar." annem elindeki pamugu ve bezleri toplarken yengeme bitkin baktı. Gözleri çogu şeyleri söyledi aslında. 'Ben artık yoruldum' demek istiyordu belki de. "Hastanedekilerde yemek mi sanki. Dedigimi yap sen"

"Abim" bogazımı temizleyip konuştum. "Bugün çıkar mı?"

Annem yine bakmadı yüzüme. "İnşallah" dedi. Gözlerindeki nehir yine doldu. "müsade var mı?" Babamın gür sesiyle hepimiz kapıya döndük. Yengem tülbentini düzeltip babama yol açarken annemde yatagımın ucundayken ayaga kalktı. Eşorfmanımın dizlerime kadar çıkarılan paçalarını indirdim. Annemin yaptıgı pansumanına zarar vermeden yapmıştım bu işi.

Babam yatagımın ucuna oturup onu yan profilinden görecegim şekilde konumlandı. Elindeki tespihi gerginlikten olsa gerek sıkıp duruyordu. Annem ve yengemde babama pür dikkat bakıyordu. Babam bogazını temizledi. "Biliyor musun? Ben hep babam gibi olmayacam derdim." babamın sesiyle dudaklarımı ısırdım. "Onunla vakit geçirip hatalarını gördükçe ben çok iyi bir baba olacam derdim. Onun hatalarını yapmıcam çocuklarımla arkadaş gibi olup, hatalarında bile önce dinleyecem dedim." bakışlarımı bacagımın üstündeki ellerime diktim. Avuç içim çiziklerle doluydu. "Şimdi dönüp kendime baktıgımda görüyorum ki babamdan pek farkım yokmuş. Büyük konuştugum her şeyi yapmışım. Malikle bagırmadan konuşamıyorum, seni dinlemeden suçladım. Ben olmak istemediğim babam gibi oluyorum ve kendi çocuklugumdaki korkuyu yaşıyorum. Babam gibi olmak." başını iki yana sallayıp derin bir nefes verdi. Ona sarılıp sen dedem gibi degilsin demek istesemde gururumun incinen yanı izin vermiyordu. Annemin gözlerinden yaşların aktıgını gördüm. Yengem bir eli belinde diger eli tülbentiyle titreyen dudaklarını saklıyordu. "Şimdi sana ne desem bilirim ki yeterli gelmez. Senin yaptıgın mücadeleyi görmedim, senin üstüne gelen şerefsizlerden habersiz sana bagırdım. Hata ettim kızım. iyi baba olamadım. Senden ricam beni daha fazla utandırma." Eliyle yüzünü sıvazlayıp burnunu çekti. "Bu mevzuda bu odadan dışarı çıkmayacak, Ceylan gelinim senden şüphem yoktur. Bilirim ki ailenin sırrını dışarı çıkarmazsın."

BERFU-BARANOn viuen les histories. Descobreix ara