Bölüm 37

113 4 1
                                    

Ertesi gün

YALIN' DAN

Bir önceki akşam Dicle ile birlikte uyuyup ertesi sabah doyasıya vakit geçirdikten sonra akşam olunca ondan ayrılmak bana çok zor gelmişti. Ama Dicle' nin verdiği cesaretle birkez daha annemin karşısına çıkmaya karar vermiştim. Bu sefer ilkine göre daha umutluydum. Belki... belki bizi terk etmek için önemli bir sebebi vardı, diyordum.

Elimi yüzümü yıkayıp odaya girdim aynanın karşısına geçip gömleğimin yakalarını düzeltirken Deniz' e:

- Kuzen, ben hava almaya çıkıyorum.

Deniz elindeki dergiyi bırakıp bana doğru geldi:

- Çık çık da önce bana, bu iki gündür olan mutluluğunu üç gün önceki mutsuzluğunu anlat da çık. Senin bu dengesiz hallerine alışkın değilim ben, dostum.

Gülümseyip Deniz' e döndüm.

- Anlatacağım ama bir şartla?

Kollarını bağlayıp sorarcasına bana baktı.

- Neymiş o şart?

- Beni sorularınla boğup ayrıntıya girmeyeceksin.

Kollarını indirip koltuğun kenarına oturdu.

- Pekala soru sormayacağım.

- Pekala. (derin bir nefes alıp Deniz' e buraya gelmemin asıl sebebini anlatmak için hazırlandım) Ben buraya annemin burada olduğunu bilerek geldim. O moralimin bozuk olduğu günde onu gördüm ama Dicle' m bütün mutsuzluğumu unutturup beni mutlu etti. Hem de çok mutlu etti. Tahmin edemeyeceğin bir şey yaparak çok çok mutlu etti. Hadi şimdi kaçtım, deyip kapıya doğru yöneldim.

Deniz şaşkınlığını atlatıp:

- Dur, dur, dur ne demek annemin burada olduğunu bilerek geldim?

- Soru sormak yok dememiş miydim?

- Bu bir soru değil ki şaşkınlığımın bir ifadesi.

- Ama soru değil mi?

- Her neyse, bana her şeyi anlatmadan hiçbir yere gitmiyorsun Yalın, deyip kolumdan tuttuğu gibi beni oturttu.

- Ama benim şu an çıkmam gerekiyor. Dicle' nin verdiği cesaret kırılmadan annemin karşısına çıkmalıyım.

- Yani buraya gelmenin sebebinin annen olduğunu Dicle' de biliyor.

- Evet. Yoksa asla onsuz buraya gelemezdim.

- Bundan benim niye haberim yok?

- Gerçekten burada olduğunu öğrenmeden söylemek istemedim.

- Buraya emin olmadan mı geldin?

- Hayır burada olduğunu biliyordum. Sadece gözümle görmek istedim. Yoksa bütün belgeler burada olduğunu kanıtlıyordu.

- Bana bu meseleyi en baştan anlat. Ama önce iki gündür mutlu olmanın sebebi Dicle mi? Onu söyle. (Utangaç bir bakış atıp saçlarımın arkasını okşadım. Kısa süre sonra Deniz gözlerini kısıp bana baktı) Yoksa düşündüğüm şey mi gerçekleşti?

Güldüm, elimi saçlarımdan çektikten sonra bende onun gibi gözlerimi kıstım.

- Neymiş o düşündüğün şey?

Deniz birden kahkaha attı.

- Yok artık! Oldu mu böyle bir şey?

- Sence?

- Aman Allah' ım olmuş! Ya evlilik teklifi? O ne oldu?

- Onu da sabahında teklif etmiş olabilirim.

ÇOCUKLUK AŞKIM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now