5

1K 158 32
                                    

"Beni mi?"

Cevap vermek yerine yüzüme bakmaya devam etti. Hiçbir mimiğimi kaçırmak istemiyor gibiydi. Şaşırmıştım. Hadi ama... Yanında oturduğum çocuk Benjamin Cuthbert'tü! Bu çocuk bana asla bakmazdı. Benimle ilgilenmezdi de. Ama... Benim mezuniyetimde kavalyem olmak istiyordu! Tanrı aşkına!

"Kötü mü olurdu?" dedi duraksaya duraksaya. Tepkimden bir şey anlamadığını görebiliyordum. Birbirimize anlamsız bakışlar attık, yeniden. 

"Henüz... Bir yıldan fazla var?"

Yeniden omuzlarını silktiğinde bu hareketinin bulaşıcı olduğunu ve ona çok yakıştığını düşündüm. Tanrı'm... Geniş omuzlu erkekler... Terbiyemi bozacak kadar güzel bir görüntüydü bu. "Tahminlerime göre planlı-programlı bir kızsın. Balo gecesi kavalyesini de aradan çıkarmış olursun?" Ah, işte, yine o aptal -birazdan biraz daha fazla seksi- gülüş. Öylece yüzüne baktım. Koyu gri tişörtünün açıkta bıraktığı boynunda görünen benlere baktım. Normalde böyle ayrıntılara takılmazdım ama bu minik detay, karnımı gıdıklamıştı.

"Aslına bakarsan... Balo gecesi için planım bir saat durup eve gidip kitap okumak olur sanırım." 

"Bu 'balo' güzelim. Liseden bir kere mezun olur insan. Böyle bir şeyi tek başına geçirmek istemezsin. Bence?" Beni ikna etmeye çalışıyordu ve bu şekilde fazla tatlı göründüğünü düşündüm.

"Pekala. Düşüneceğim."

"Harika," dedi gülümsemesi genişlerken.

"Benden daha güzel ve popüler kızlardan oluşan bir çevren olmasına rağmen, neden benimle gitmek istiyorsun?" dedim büyük bir merakla. Gülüşü zayıfladı, bakışları kısıldı. Ve şu, dudak sıyırma hareketi... Onda bir tik haline gelmişti ama bunu yaparken karşısındakinin karnınında bir ağrı oluşmasına neden oluyordu. Tanrım...

"Hoşuma gidiyorsun, uzun bir süredir. Farklı olmanı seviyorum."

xxx

yerden 50 metre yukarıdaWhere stories live. Discover now