BÖLÜM-2

134K 3.1K 547
                                    

Mayadan

Sabah Ecenin bağırmasıyla pardon anırmasıyla uyandım. 

"Maya hadi kalak, kalk hadi Maya, hadi kalk Maya"

"Ece sesin kes, sesini kes Ece, kes sesini Ece"

"Ufff kalk hadi okula geç kalacaz"

Bu anırmaya karşılıklı tüm uykum kaçmıştı. Zorlu bir sürecin ardından yataktan kalktım.

"Oldu mu Ece?" Drdim sinirli bir şekilde.

"Evet oldu" dedi sırıtarak.

Kendimi banyoya attım elimi yüzümü yıkadım. Yıkadıktan sonra okul formalaraımı giyip aşağıya indim.

"Ece kahvalti yok mu?" dedim ügün bir sesle

"Yuhh Maya geç kaldık okulda atıştırırsın "

"Off ama yaa"dedim. Hayal kırıklığna uğramıştım. Şimdi tosta ve meyvesuyuna kalmıştı midem

Okul çantamı alıp Ece ile okul yolunu tuttuk hiç derse giresim yoktu gezmek istiyordum. Hem bügün hava mükemmeldi. Rüzgarlıydı ama sıcak esiyordu. Ve insanı mutlu ediyordu. Bu havayı seviyorum.

"Ece ben okula gitmek istemiyorum. Hatta şu dakka yolumu eve döndürüyorum."

"Saçmalama Maya. Sadece 8 saat. Dayanabilirsin"dedi. Çok azmışgibi söylüyor bide.

"Yaaa hadi Ece bir günden ne olur ki" dedim. Ve tabiki en tatlı bakışımı kullandım. Tatile giden yok bebim için Ece'den geçiyordu. Çünkü o anne gibiydi. Tabi etrafı için sorumlu ama kendi icin bir o kadar da sorumsuz biriydi.

"Maya sen bir gün yok yazılırsın. Ama benim 9 gün yokluğum var 10 olursa sınıfta kalırım" işte sorumsuz derken bundan bahsetttim.

"Ufff iyi Ece ben geri dönüyorum"

"Tama ama dikkat et"

"Tamam"

Geri dönmeye başladım hiç yürüyesim yoktu koşabilirdim. Uzun zamandır okuk yüzünden koşamıyordum. Hafta sonları ise günüm uyumak ve kurslarla geçiyordu. Koşmak için önümde hiçbir engel yoktu. Hemen eve gittim. Zaaten çok gazla ilerlememeiştik. Odama çıktım ve gardrobumda bulduğum spor eşyaları hızlı bir şekikde aldım. Siyah dizimin çok az altında olan siyah tayt, üstüne mavi bir sporcu atleti ayakkabı olarak da mavi  spor ayakkabyı giydim. Yanıma su da alıp dışarı çıktım ve koşmaya başladım nereye koştuğumu bilmiyordum bilmediğim yerlere girmek eğlenceliydi. Bilmediğim sokaklara girer kaybolur sonra Ece'yi beni alması için aradım. Tabi dersteyse arayamaz kendi kendime yolumu bulurdum. Sokakatan sokağa koşarken ormanlık bir alana girdim oldukca güzeldi. Burayı ilk defa keşfediyordum. Ama büyük ihtimalle favori yerim olacaktı. Yarım saat koştuktan sonra ormanda bir ağacın altına oturup dinlenmeye başladım. Hem nefesimin düzene girmesi için büyük bir çaba harcıyirdum hem de su içiyordum. Ta ki o sesi duyana kadar. Bir adamin bağrış sesi geliyordu. Nerden geldini merak ediyordum ve oturduğum yerden hızlı bir şekikde ayaklandım. Sesin geldiği, yöne doğru gitmeye başladım. Ormanda bir sesin nerden geldiğni bulmak ciddi ankamda zordu. Ses ormanın baya içinden geliyordu dışardan bakınca asla gözükmezdi. Ormanın içine girdim sesin geldiği yöne doğru gittim. Tabi gittiğim yer doğruysa. Ve evet doğruydu. Ama doğru olmaması için her şeyimi verirdim. Karşımda bir adam sandalyeye oturtmuş karşısında bir sürü adam vardı. En önde, adamın önünde olan eli silahlı tahminen 22-23 yaş civarlarında takim elbiseli oldukça karizamtik bir taş vardı. Hemen kalın bir ağacın arkasına saklandım. Evet bunu yapmam hiç doğru değildi. Ama o merak duygusu her şeyi bitiriyordu. Ama göremezlerdi çünkü ağaç fazlasıyla kalındı. Siyah takım elbiseli adam sandalyedeki adama yumruklayarak soru soruyordu
"Lan  sen kimsin seni kim gönderdi?" Diye ve seside ultra karizmatikti. Yumruklamaya devam ediyordum. Hani o filimlerde olan sahneleri şu anda sehircisiz bir tiyatroda yaşıyor gibiydim. Ama korkuyordum. Sandalyedeki adam gülerek

"Sanane lan" dedi

Bunlar böyle giderken takım elbiseli taş olan silahı adamın kafasina dayayıp tetiğe bastı ve o anda o sesin paniğiyi ile hafifi bir çığlıj attım. Çünkü adamî vuracağı aklıma gelen en son şeydi. Hafif bir şekikde bağırmıştım fakat bunu duymuşlardı. Beni ilk farkeden takim elbiseli oldu ben koşmaya başladım tek duyduğum ses sanırım o taş takım elbiseli olan adamlara

"Koşun lan yakalayın kızı" Dediği oldu.

Ben koşuyordum nereye gittiğmi bilmeden. Ama en sonunda ayağım bir ağaçın köküne takıldı yere düştüm Allah kahretsin. Ben burası favori yerim olacak derken sadece şkaya yapıyordum. Şimdi ise mezarım olacak. Arkamdaki adamlar beni yakaladı ve sürükleyerek takım elbiseli taşın yanına getirdiler. Dizimde hafif kaniyordu takim elbisel taş

"Ne işin var senin burda?" Dedi. Bağırarak. Korkuyordum.

Sorusuna cevap vermedim  çünkü  gözümün önünde adamı vurmuştu. Hiç acımamıştı. Bana neden acısıb ki? Şu dakka beni den vurabilirdi.

Yine kükreyen bir sesle

"Ne işin var lan burda senin? "

Cevap vermezsem ölürdüm aslında cevao verirsemde ölüceğim kesindi. Ama cevao vermem en azından öküm zamanımı uzunlaştırırdı.

"B..ben s ... sadece k ... koşuyordum ç..çigliklar g ... gelince ....."

Lafimi kesti

"Çığlıklar gelince merakından buraya geldin dimi"

Başımı sallamakla yetindim ne iş almıştım ben başıma ya arkadan bir takim elbiseli

"Demir Bey ne yapalım" dedi. Demek adı Demir'di. İsmini öğrendiğime mi sevinsem ölücek olmama mı üzülsem...

"Eve götürün sakın elinizden kaçırmayın"Dedi takim elbisel

"Tabi Demir Bey"

Beni kaldırakarak arabaya bindirdiler hiç itraz etmedim  Etseme de kendimi yorardım ama bunlardan kaçamazdım...

Meraba arkadaslar umarim güzeldir multimediyada Maya Demir var neyse öptüm sizi bayaby ettik.

MAFYA(DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now