Diğer garson kız mutfağa girince bana gülmeye başlayınca iyice sinirim bozulmuştu. Siparişler hazır olunca tepsiyi elime aldım,duruşumu dikleştirdim ve masaya doğru yürüdüm. Siparişleri masaya yerleştirirken acayip yakışıklı olan çocuk gülerek bana baktı. Sakin ol Bella..tabakları sakın düşürme Bella..özellikle içecekleri sakın dökme Bella.. Sonunda kendime hakim olabilmiştim. Siparişleri sapasağlam yerleştirdiğime sevinmiştim. ‘Afiyet olsun.’dedim. Hızla tezgaha gittim tepsiyi koydum ve bu çocuğu bir daha ne zaman görürüm diye düşünmeye başladım. Birkaç gün sonra okula ödev teslimi için gittiğimde hocanın kapısını çaldım,içeri girdim ve donakaldım. Cafedeki çocuk buradaydı. İyide burada ne işi vardı ki ? Yoksa bizim okulda mıydı ? Daha önemlisi bizim bölümde miydi ? Kafamda deli sorularla hocanın yanına gitmeye başladım giderken de şaşkın ve hayran bakışlarla çocuğu süzüyordum. O da bana yine o tatlı gülüşüyle bakıyordu.

 

 

Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. En iyisi kalp ve ruh sağlığım için şu çocuğa bakmamalıydım. Yani en azından ödevimi teslim ettikten sonra ölebilirdim. Sonuçta bu ödevle bayağı uğraşmıştım. ‘Bella bende tam çıkıyordum ki sen geldin ödevin nerede ?’ ‘Burada efendim.’dedim ödevimi uzatarak.Ödevimin sayfalarını üstünkörü çevirirken yüzü gülümsedi. ‘Aferin Bella iyi iş çıkarmışa benziyorsun. Bu arada Edward’la tanıştın mı ? Senin gibi son sınıf okuyor.’ Edward mı ? Adı Edward mıydı ? Aslında tarzına uymayacak eski bir isimdi fakat ona yakıştırmıştım. Hafifçe gülümsedim, elimi uzatarak ‘Merhaba Edward.’ Dedim. O da gülümsedi ve ‘Merhaba..güzel gülüşlü kız.’ Hocanın yanında rezil olmuştum ama çokta etkilenmiştim. Edward’la tanışmanın şaşkınlığını hala üzerimden atamamıştım. Bir daha onu ne zaman göreceğimi düşünürken bu gerçekten büyük bir tesadüf olmuştu. Ayrıca bana ‘güzel gülüşlü kız’ demişti. Bunlar aklıma gelirken bile sırıtıyordum. Durakta otobüs beklerken aniden yağmur yağmaya başlamıştı. Gökyüzüne bakarak ‘Olamaz.’ Dedim. Gidişata bakılırsa otobüs gelene kadar sırılsıklam olacaktım. Durağa sinmeye çalıştım ama pek işe yaradığı söylenemezdi. Hava da soğumaya başlamıştı. O sırada yanımda bir karartı durdu hatta tepemde bir karartı oluştu. Önce tepeye baktım bir şemsiye..çok güzel. Yanımdaki şemsiyeli adama baktığımda bu Edward’dan başkası değildi.

 

 

 

Ona baktığımda bana her zamanki gibi gülerek bakıyordu. Birinin yüzündeki gülümsemenin sana ait olması çok güzel bir şey çünkü bende ona aittim ve gülerek bakıyordum. ‘Sen nerden geldin masallardan mı geldin ?’dedim Sırıtarak ‘Hayır okuldan geldim. Seni bu halde mi bırakacaktım yani. Üşümüş ve ıslanmış bir halde.’ ‘Çok naziksin. Sen olmasan hasta olurdum büyük ihtimalle.’ ‘Ben senin yanında her zaman olurum güzel gülüşlü kız.’ dedi göz kırparak. Bu sözden sonra hayatım değişmeye başladı işte. O benimdi hiç yanımdan ayırmadığım, kalbimi emanet ettiğim, hep sıkı sıkı sarıldığım ve sarılacağıma inandığım biriydi. Hep yan yanaydık, sınavlara beraber hazırlandık, ödevlerimizi beraber hazırladık, projeler çizdik ve sonunda okulumuz bitti. Mezuniyetten sonra gece balo vardı. Edward beni evimden alacaktı o gün çok heyecanlıydım ve de çok mutluydum. ‘Anne bu ayakkabılar bu elbiseye uydu mu sence ? Ya Edward beğenmezse.’dedim kaygıyla. ‘Bella Edward senin yüreğini seviyor. Bu çocuğu iyi tanıdım artık o seni asla bırakmaz. Ayrıca o ayakkabılar harika oldu onlara bir servet ödedik.’ dedi ve gülerek odamdan çıktı. Edward beni almaya geldiğinde bahçede ona sıkı sıkı sarılmıştım. ‘Birileri bugün beni çok özlemiş.’ dedi gülerek saçımı öptü.

 

 

 

Sinirli bir tavırla ‘Sen özlemedin galiba Edward.’ ‘Bella sürekli beraberiz özlememe fırsat vermiyorsun ki.’ Bunun üstüne Edward bir kahkaha kopardı. Bende onu sertçe indim. Edward bir an tökezledi. ‘Benden sıkıldın demek Edward böyle mi olacaktık biz ?’diye bağırdım sinirle. Edward daha çok gülmeye başlayınca arkamı döndüm ve sinirle yürümeye başladım. Arkamdan geldi ve beni kolumdan yakalayıp kendine çevirdi. ‘Ne olursa olsun kimse seni benim aklımdan çıkaramaz. Sen her an her saniye yanımda olsan bile seni özleyeceğim ve sevmeye devam edeceğim. ‘Bende seni seviyorum Edward. Hep sevmeye devam edeceğim.’ Okulun bölüm birincisi olduğu için Edward bu gece konuşma yapacaktı. Gözlerini benden ayırmayarak şaheser ve beraber hazırladığımız konuşmayı okudu. Sahneden ayrılmadan önce mikrofonu eline aldı ve bana bakarak ‘Söylemek istediğim ve hayatımı değiştirecek bir kararım daha var. Benimle evlenir misin Bella ?’ Şaşkınlıktan küçük dilimi yutmuştum fakat cevap verebilmiştim. ‘Tabi ki evlenirim.’ Şimdi çok romantik olmasa da romantik bir aşk gibi görünüyor. Ama Edward’la ayrılmamızın asıl sebebi anlattığım o basit kavgalar değildi. Ben bunları düşünürken kapı çaldı. Kapıyı açtım ve dondum kaldım ama konuşabilmiştim. ‘Senin ne işin var burada ?’ dedim öfkeyle.

Herkese merhabalar öncelikle bu hikayeyi daha önceden bir sayfada yayınlamıştım görüpte alıntı yaptın diyenler olabilir söyleyeyim dedim :)

İyi okumalar 

HEM ÇARE HEM DERTSİNWhere stories live. Discover now