•Özür Dile

970 58 34
                                    

Eve gelmiştik . Kapıdan çıkarken elime tutuşturulan zarf para doluydu . Neyse ki paramı alabilmiştim.

Eve gelene kadar ne Tae ne de ben konuştuk. Tek bildiğimiz benim bir intihar mektubu yazmaya başladığımdı. Evet ben bir intihar mektubu yazıyordum. Ama benim ölümüm cinayet olacaktı.

Bu mektup sadece öylesineydi. Öyle boştu , öyle ağır. Öyleydi işte. Ben ne kadar güçlü görünsem de yorgundu benim, bedenim , ruhum.

İçim acıyordu . Yol boyu kafamı cama yaslayıp , düşündüm . Uzun yollar bana sırdaş olurken öyle yandım ki . Oysa ben su değil miydim?

Kor bir ateş tüm hücrelerimi yakarken ben imkansıza adım atmıştım. Yağmurun dostluğuyla yarattığım denizime dev bir ateş parçası düşmüştü. Bir yangın başlamıştı artık. Dalgalarım şiddetliydi ama bu ateş tam denizimin, kalbimin üzerindeydi . Deniz yavaş yavaş buharlaşmaya başlamıştı bile.

Yağmur yağsın istedim . Ama bulutlarım sanki bana küsmüştüler.

Salonda uzandığım koltuktan kalkıp küçük balkonumuza çıktım. Tae geldiğimizden beri burada öylece oturup gökyüzünde görünen sayılı yıldızları izliyordu. Yerde dizlerini kendisine çekmişti. Yanına oturup bağdaş kurdum . Bana dönmedi .Yaptığım hatanın farkındaydık . Hemde oldukça. Bir süre daha izledik ayın bile parlamadığı bu gecede gökyüzünü.

'Korkuyorum Jimin.'

'Öyle çok korkuyorum ki sanki şu lanet kalbim yerinden sökülecek. Sanki sen gideceksin .'

Hala bana bakmıyordu . Gözümden düşen yaşa izin verdim . Oda farkındaydı ben yok olacaktım bu alevlerin içinde .

'Seni asla bırakamam ki ben Taehyung .' Hıçkırmamak için yanaklarımı ısırmaya başlarım .

'Bırakacaksın . Eğer bu ateşe kapılırsan bırakacaksın.. ... Lütfen bunu bize yapma kardeşim.'

'Su ateşe kapılamaz Tae. Onunla olamaz . Bu cinayet..... çok kanlı olur yoksa.'
Yavaşça bana döndü. Gözleri ıslaktı. Dudaklarını ısırmaktan parçalamıştı.

'Jimin su ateşe çoktan kapıldı. Bunu bu gece gördüm. Kendini kandırma.'
Sustum ne diyebilirdim ki . Ne söyleyebilirdim.

'Sana söz veriyorum Tae. Bu alev büyümeden su ateşi unutacak.'

Yalan.

Yalan.

Su ve ateşin aşkları çok acımasızdı.

Ateş bir gün suyu görmüş , yüce dağların ardında. Sevdalanmış onun deli dalgalarına. Hırçın, hırçın kayalara vuruşuna, yüreğindeki duruluğa . Demiş suya 'Gel sevdalım ol, hayatıma anlam veren mucizem ol.'
Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa. Al demiş yüreğim sana armağan.
Sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca ,kopmamacasına .Zamanla su buhar olmaya ateş kül olmaya başlamış. Ya kendisi yok olacakmış ya aşkı..
Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de yüreğindeki kaderi de ,alıp gitmiş uzaklara su. Ateş kızmış , ateş yakmış ormanları. Aramış suyu diyarlar , günler , geceler boyu. Bir gün ,suya varmış yolu. Bakmış o duru gözlerine suyun , biraz kırgın biraz hırçın . Ve o an anlamış, "Aşkın bazen gitmek olduğunu , ama gitmenin yitirmek olmadığını.
Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla . İste o zamandan beridir ki , Ateş Sudan , Su Ateşten kaçar olmuş . Ateşin yüreğini sadece su ,suyun yüreğini sadece ateş alır olmuş.

Şimdi düşünüyorum da benim hikayemde su ateşe kapılsa da ateş asla suya kapılamayacak.

Ayağa kalktım . Taehyung a elimi uzattım. Derin bir nefes aldı.

•Last Dance | Jikook Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon