1| Park Jimin

394 36 101
                                    


Bölüm 1:
"Park Jimin"

05.12.2018 - 22.36
Busan

Gözlerimi kapatıp denizin rahatlatıcı sesini dinledim. Ne zaman mutsuz olsam, deniz kenarına gelir denizin rahatlatıcı sesini dinlerdim. Bazen ise ağlar, bağırır ve çekip giderdim. Bugün de üzgündüm.

Nedensizce üzüldüğüm anlardan biriydi bu akşam. Sol gözümden düşen damla ile irkildim ve elimin tersi ile sildim gözyaşımı. Ağlamak istemiyordum.

Gözlerimi açıp etrafıma baktım. Gece burada kimse olmuyordu. Sabah da olmuyordu. Kimse varamıyordu buranın güzelliğine.

İlerideki kumlarda oturan siyah saçlı çocuğa gözüm takıldı. Ne işi vardı buralarda? Daha dikkatle baktığımda ağladığını fark ettim.

Yerimden kalkarak usulca yanına yürümeye başladım. Çıplak ayağıma çarpan dalgalar ayrı bir zevk veriyordu.

Siyah saçlı çocuğun yavaşça önüne geçtiğimde hafifçe kafasını kaldırdı. Kahverengi gözleri, minik burnu, dolgun dudakları ve alnının önüne düşen bir tutam saçı ahenk içindeydi. Kim böyle bir çocuğu üzebilirdi ki?

Önüne çömeldim ve gözlerine baktım, neden ağlıyordu?

"Neden ağlıyorsun?"

Cevap vermedi ve gözyaşının akmasına izin verdi. İşaret parmağımı titrek bir şekilde süzülen gözyaşına bastırdım ve yanağından aşağı doğru çekerek gözyaşını sildim.

"Neden ağlıyorsun?"

Gözlerini kaçırdı ve eline bakmaya başladı.

Konuşmaya başlayınca sesindeki o aciz tınıyı fark ettim. Öyle güzel sesi vardı ki, bülbüller bülbüllüğünden utanırdı.

"E-elimi bıraktı"

"Kim?"

Gözlerini gözlerime çıkararak bakmaya başladı.

"Sevilmenin ne o-olduğunu biliyor musun?"

"Biliyorum"

"Ne-nedir?"

Eliyle gözyaşını sildi ve meraklı gözlerini dikti bana. Derin bir nefes aldım ve başka yere bakmaya başladım.

"Aşk öyle bir şeydir ki onca renk arasından sadece birini algılayabilmektir. Aşk o kadar güzeldir ki hayallerinden bile kıskanırsın onu. Aşk o kadar güzeldir ki dokunamadığın gökkuşağına dokunursun. Ellerini tutarsın huzuru bulursun."

Gözümden düşen bir damla yaş aktığında gözlerimi kapatıp başımı aşağıya eğdim. Ellerimde hissettiğim sıcaklıkla gözlerimi araladım. Elimi tutuyordu.

"O benim elimi bıraktı, geriye sadece siyah bir adam kaldı. Ne kadar siyah olsam da ellerini tutunca huzurlu olabilir misin?"

O bir melek olabilir miydi? Nasıl böyle güzel bir kalbi olabilirdi?

"Sen melek misin?"

Dişleri göründü, gülümsüyordu. Çok güzel gülümsedi. Melek olmasa bile benim gözümde hep melek olarak kalacaktı.

"Senin için melek olabilirim."

Gülümsedim ve ellerimin üzerindeki elini okşadım. Hızlıca gözyaşımı sildim ve ayağıya kalktım. Karşımdaki siyah saçlı çocuğa elimi uzatınca hiç tereddüt etmeden tuttu elimi ve ayağıya kalktı. Elini elimden ayırmadan gözlerime bakıyordu.

"Benim adım Jimin, Park Jimin. Senin adın ne?"

Tebessüm ettim,

"Sumin, Kim Sumin."

"Memnun oldum Sumin"

"Memnun oldum Jimin"

Gülümsedim ve geri çekildim. Son bir kez gözüne bakarak arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Yürürken ağzımdan en güzel mırıltı kaçmıştı,

"Park Jimin"

🌙

Herkese yeni kitapla merhaba...

Bu kitaba başlama sebebim kitap adından da belli oluyor zaten :)

Değişik bir şekilde bu kitabı yazarken kelimeleri çok güzel dans ettirdiğimi, kendimi daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum.

Umarım siz de severek okur ve kütüphanenizde Filter için yer ayırırsınız :)

Hepinizi seviyor ve minnoş yanaklarınızdan öpüyorum.

Diğer bölümde görüşmek üzere okitoda'nın okitoları♥

𝘧𝘪𝘭𝘵𝘦𝘳 ༄ 𝒑𝒂𝒓𝒌 𝒋𝒊𝒎𝒊𝒏Where stories live. Discover now