Bölüm 5 "Dedikodu"

15.7K 888 108
                                    

Okuyan varsa lütfen yorum bırakabilir mi? :)

Açelya içindeki sıkıntıyla yerimde duramıyordu. Annesi kaç kere etini cimdirmişti ona buna laf taşıdığı için ama asla akıllanmamıştı. Şimdi bu yediği bırak mahalleyi karıştırmayı ülkenin magazin basınını yerle bir etmişti. İşte vakti anne sözü dinlese az dilini ısırsa şimdi kimse bu halde olmazdı. Son iki gündür herkes tek tek sorguya çekiliyordu ama hiçkimse tek kelime etmemişti. Hem hikaye zaten Açelya'nın anlattığı gibi de değildi ki...

O görevli eksik duyup eksik anlatmıştı bir de magazin basını olayı allayıp pullamıştı hal böyle olunca ortada üzüntüden dolayı harap olmuş bir anne işlemediği suç yüzünden günah keçisi olan bir koca vardı.

Alpaslan Kolhanlı iki gündür herkes tarafından topa tutuluyordu. İlk gün adam baygın yatmış, sakinleştiriciler sayesinde. Şimdi ise hastanede kaos ortamı vardı. Basın açıklaması için ortamın biraz daha sakinleşmesi beklenirken yine ortaya gizli muhbirler çıkmasın diye hastanede herkes sorguya çekiliyordu. 

Bunun yanı sıra Açelya'nın vicdanı da için için kavruluyordu. Napıcaktı?

İki gündür gözüne uyku girmiyordu. Özellikle  hastanede haberlerden sonra olan kavga her şeyin tuzu biberi olmuştu. İki gündür herkes adamın yüzüne çarpılan gazeteyi konuşuyordu. Sonrasında adamın sakinleştiriciliyle ancak sakinleşmesi ayrı bir olaydı. Bugün nöbet sırası da ondaydı. Dedikodusunu yaptığı evliliğin bir hastası olarak Neriman Hanım'a bakma sırası ondaydı. Elindeki tepsiye bakarak ofladı. Kapıya çalmak için eli yukarı kalkmıştı ama içerden gelen seslerle bir süre kapıda kalakaldı.

"Neriman Hanım haberlerin hepsi asılsız. Nasıl sizin kızınız yoğun bakımda yatıyorsa benim de karım orda yatıyor. Siz acınız varsa benim de acım var beni-"

"Senin evladın yok, beni anlayamazsın. Eş acısıyla evlat acısı bir olmaz, olamaz. Hele bir evladını kucağına al o zaman de ki bana benim evladım başkasının oyuncağı olsun gıkım çıkmaz de, sonra bunları konuşuruz senle . Ben gördüğümü bilirim bu saatten sonra. Kızım hele bir uyansın annesine olanları anlatacak. Eğer kızım kendi hayatından vazgeçecek kadar mutsuzsa, bu evlilik bırak bir günü bir  dakika dahi sürmeyecek. Bunu bil. Şimdi çık odamdan. Kızım uyanana kadar ya da sen kendini aklayana kadar senin her yüzüne baktığımda kızımın o çaresizliği aklıma gelicek. Sen de beni anla. Çık şimdi."

Neriman Hanım'ın yorgunluktan kısılmış pürüzlü sesi ile Açelya kalbine saplanan paslı bıçağı çevirdikçe çevirdi. Bir daha tövbe etcekti bu işlere bulaşmayacaktı. Çenesini dikmese gerekse de milletin lafını ona buna taşımayacaktı. Adım sesleri kapıya gelirken hafif geri çekilirken odadan çıkan adamın sözlerini duydu.

"Kızınızı tanıyorsunuz. Eğer ben Azra'yı bu kadar mutsuz etseydim Azra bu hayattan kaçar mıydı yoksa bana bu hayatı zindan mı ederdi? Kızınızın hayata karşı olan dimdik duruşunu çok küçümsüyorsunuz. Uyandığında her şeyi size tane tane anlattığında çok utanacaksınız."

Adam kapıyı açmasıyla hemşeriyi görüp kaşlarını çatsa da bir şey demedi. Zaten rezil olacakları kadar basına rezil olmuşlardı kafası vardı Alp'te. Damatla kayınvalidesinin kavgası duyulsa kaç yazardı artık bu saatten sonra. Hemşireye "Kolay gelsin," diyerek yanından ayrıldı.

Açelya, kadını birkaç kez yoğun bakımın kapısında kızına bakarken görmüştü. O zamanda üzgün olan bu kadın şimdi ise şu iki günde iyice çökmüştü. Omuzları çökmüş ellerini kucağında birleştirmiş ellerine bakıyordu.

Mokita AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin