12; Gerçek Olmayacak Kadar Güzelsin

Start from the beginning
                                    

Hâlbuki birkaç dakika öncesinde gerçekten çok yorgun ve uykusuz gözüküyordu. Şimdi, benim yanımda otururken ve benim evime beraber vakit geçirmek için giderken çok neşeliydi.

Radyodan bir müzik açtı ve müziğe o güzel sesiyle eşlik ederken arada sırada tatlı gülücüklerle bana bakıyor, parmaklarıyla dizlerine vurarak müziğe ritim tutuyordu.

Bir yola bir de onun bu çocuksu neşesine bakarken içimde git gide büyüyen bir mutluluğa şahit oluyordum.

Telefonumun çalmasıyla birlikte kırmızı ışıkta durduğumuzda cebimden telefonumu çıkartıp Yoongi'nin aramasını cevapladım.

''Söyle tatlım.''

Yoongi kıkırdadı. ''Tatlım mı? Mutlu olmadığın sürece bana böyle hitap etmezsin.''
Taehyung'a baktım ve göz göze geldiğimizde geniş bir gülümseme sundum. ''Mutluyum çünkü.''

Yoongi imâlı bir şekilde ''hımm''ladı ve ekledi. ''Hoseok şarap almak için Lacuna'ya gitti fakat seni bulamamış. Jimin bir anda çıkıp gitti demiş, merak ettik.''

''Taehyung'un setine geldim, onu görmem gerekiyordu ve şimdi beraberce bana gidiyoruz. Bende sizi arayacaktım aslında.'' dedim ve yeşil ışık yandığında ilerledim. Bir elimle telefonu bir elimde direksiyonu tutuyordum.

''Seokjin sen kimsenin ayağına gitmezsin.'' dedi Yoongi, şaşkın bir ses tonuyla.

Tekrar Taehyung'a baktığımda gözlerini üzerimden çekemediğini fark ettim. Büyülenmiş gibi bakıyordu. ''Taehyung kimse değil Yoongi. Hoseok'un sana her şeyi anlattığını biliyorum.''

Yoongi pes eder bir şekilde nefes verdi. ''Evet, tamam. Öpüşmenizden haberim var.''

Omuzlarımı sallandırarak hafifçe kıkırdadım. ''Elbette her şeyden haberin var. Hoseok'un ağzının durmayacağını biliyordum, özellikle sana karşı. Her neyse, akşama bize bekliyorum.''

''Aslında bizde Hoseok ile şey konuşmuştuk, beraber sokağın sonundaki karaoke bara gidelim mi? Bayadır dışarda takılmadık.''

''Bunu Taehyung'a sormam lazım, haberleşiriz.''

''Tamam, haberini bekliyorum.'' dedi ve o sırada arkadan Hoseok'un bağırış sesi geldi. ''Taehyung'a selam söyle!''

''O sevgiline söyle çenesini kapatsın.'' dedim ve telefonu kapattım.

Arabayı sağ kenara çekip dörtlüleri yaktığımda Taehyung'a döndüm ve bakışlarının hâlâ üzerimde olduğunu gördüm. Dakikalardır donmuş bir ekran gibi bana bakıyordu.

Değişen tek şey git gide büyüyen gülümsemesi ve gitgide daha da derinleşen bakışlarıydı. Elimi gözünün önünde bir aşağı bir yukarı yaptım ve bir anda bileğimi kavrayıp beni ensemden tutup kendine çekti.

Dudaklarımız birbirini bulurken aynı anda tebessüm ettik. Arabanın camlarının siyah olmasının verdiği rahatlıkla öpücüğümü daha da derinleştirdim.

Dilim diline değdiğinde irkildim, sanki vücudum bir iğne ucu tarafından uyarılmış gibi hissettim fakat bu hissi öyle çok sevdim ki, daha fazlası için kendimi biraz daha bastırdım.

Neredeyse kucağıma geleceği sırada geriye çekildi ve nefes nefeseyken alnını alnıma yasladı.

''Duramıyorum, ne yaptın bana?''
''Durmanı istemedim.''

Taehyung gözleriyle etrafı işaret etmek istercesine bakındı. ''Arabadayız.''
Nefes vererek gülümsedim. ''Öyleyiz ve bu öpüşmeyi daha güzel bir hâle getiriyor.''

Flame Of Love | Taejin Where stories live. Discover now