WHERE DO BROKEN HEARTS GO?

2.2K 141 24
                                    

-ÖNCEKİ BÖLÜM-

Harry ürkek adımlarla kapıdan içeri girmeye çalıştı.Louis karşısında gördüğü Harry ile şaşkınlıga ugradı.Harry hiç bir şey demeden öylece Louis'e bakıyordu.

İçinde biraz kırgınlık,biraz üzüntü ve acı vardı.Her zaman ki gibi...

''Aşka inandığını söyle bana...

Kırılmış kalpler.. .

İki kere düşünmek zorunda değilsin ...

Gözlerime bakarken ...

Göremiyor musun?... ''

-ŞİMDİKİ BÖLÜM-

-''Eger Leanorda biraz daha aşagı tarafıma vursaydı ya da daha farklı bir açıdan...felç geçirebilir veya ölebilirmişim.''

Loş ışıkla aydınlanan evde Louis sessizce onu dinliyordu.Harry başından geçenleri anlatıyordu.

-''Doktorlar bir daha çizemeyecegimi söyledi.''

-''Ya evet onlar bunu her zaman der..ve sen sonunda başardıgında..senin bir dahi oldugunu bunun bir mucize oldugunu söylerler.''

Kısa bir sessizlik oldu.Konuyla hiçbir alakası yoktu ama Harry bunu sormazsa rahat etmeyecekti.

-''Neden beni görmeye gelmedin?''

-''Niçin gelecektim?''

-''İki hafta komada,bir ay da rehabilitasyonda kaldıgımı düşünürsek...gayet yeterli bir sebep degil mi?''

Louis içkisini yudumladı.

-''Elini eski çevikliliğini geri kazanmak istiyorsan günde birkaç kere mastürbasyon yapmanı öneririm.''

Harry dediği şeye içinden hayret ediyor ve ona küfürler yagdırmak istiyordu.Bu sefer ona aldırmadı ve merak ettiklerini sormaya devam etti.

-''En azından..hayatta olup olmadıgımı ögrenmek için arayabilirdin.''

-''Eger ölseydin kesin duyardım.'' dedi Louis tüm soğukkanlılıgıyla ve devam etti.

-''Ayrıca senin terapistin veya doktorun degilim.Annen gibi yanında oturup elini tutacakta degildim.Senin için yapacak hiç bir şeyim yoktu.''

Harry başını salladı.Onun için yapabilecegi şey aslında çok basitti.

Ve bu iki basit kelimeden oluşuyordu.

-''Hala hiç bir şeyi hatırlamıyorum.'' buruk gülümsedi Harry.

-"Hatırladıgım tek şey, mezuniyet...Dans etmişiz.. muhteşemmişiz.."

-"Evet...fena değildik."

-''Sonra beni..öpmüşsün.Herkesin ortasında..''

-''Hatırlamıyorsun sanıyordum.''

-''Sarah söyledi.''

-sessizlik-

-''En son hatırladıgım tek şey,dans salonundan çıkışımız.''

Louis,Harry'nin unuttugu o anları daha dün yaşanmış gibi,açık,tüm siyah parlaklıgıyla,gözünün önünde canlanması ,kalbinin milyonlarca açılan deliklerin yanına yenisini ekletiyordu.

En kötüsü de bu anıları tek onun hatırlamasıydı.

Bu yük çok fazlaydı.

Kimse yoktu onun yanında o an.

Sadece o vardı ve o...herşeyi hatırlıyordu.

Agzını zorlukla açtı Louis,ona bakan yeşil gözlere karşı.

-''Ben hatırlıyorum. -derin bir nefes- hepsini hatırlıyorum -yutkunma- çok hızlı hareket ediyordu ve....sen çok uzagımdaydın. -göz kapanma- koştum.Ama onu durdurmak için yeteri kadar zaman yoktu.Sonra vurdu. -fazlasıyla derin bir nefes almasa anılar içinde boğulacaktı- ve artık çok geçti.Yapabilecegim hiç bir şey yoktu...-üç virgülden daha fazlasına ihtiyacı vardı- soguk betonun üzerinde öylece yatıyordun - alınan tüm nefes geri verilir- ''

Harry neredeyse aglıyacak duruma gelen Louis'nin yanına dogru gitti.Eliyle kolunu sıvazladı.

-''Bu senin hatan degildi.'' Eliyle çenesini tuttu.Kafasını kaldırdı ve gözlerini kendi gözlerinde sabitledi.

-''Bu senin hatan degildi.''

-sarılış-

-iç rahatlatıcı bir sarılış-

''Senin unuttugun her şeyi hatırlıyorum.''

***

Öğleden sonra Harry'nin annesi Louis'nin ofisine girdi.

-''Hoşgeldinz...lütfen oturun.'' annesinin ciddiyeti Louis'i germişti.

-''Fazla zamanını almayacağım Louis.''

Evet Louis iyi şeyler olacagını hissetmiyordu.

-''Biliyorsun ki Harry'nin başına birtakım olaylar geldi ve...bunlarda istemesende ucu sana değiyor.''

-''Lütfen lafı uzatmayın.'' Louis kaşlarını çattı.

-''Uzatmayacagım.Bak Louis..Tanrı bana oglumu geri bagışlamışken onu benden alma.

-sustu- onu gelmediğin hergün oradan çıkıp seni görmeye gelebilmek için daha hırslı çalıştı.Ama sen bir kere bile onu görmeye gelmedin.''

''Her gece seni görmek için oradaydım.''

-''Onu umursuyorum.''

-''Onun iyiliği için.Onu bir daha görme...eger onu umursuyorsan.''

-Louis'nin içindeki acı eğer illa birşeyi temsil edecekse bu şüphesizki onun bile kendisine itiraf edemediği Günışığın'a karşı olan aşk'ı idi.-

Opps geri döndüm sanki :DD Kısa oldu biliyorum ama yeni bölümü yarın ekliyecegim merak etmeyin.

****Bu arada çevirisini yaptıgım snapchat l.h 'i yayınladım.Sayfamda bulabilirsiniz.

Yorumlarınızı bekliyorum !!!!!!!!!!!!

SUNSHINE(Larry Stylinson)Where stories live. Discover now