Ruh um Öldü Bedenim Yaşıyor

28 13 9
                                    

Bugün ruhum yine ölü...

Yaşamaya çalışmak veya  abalamak ,çabaladıkça daha da derine batmak...
Bir insan için değer mi?
Canımızı sıkmaya,uykularımızdan olmaya,hayallerimizi yıkmaya,dünyaya küsmeye,insanlıktan uzaklaşmaya...

İnsanlar, acı çekerler. Başlarına kötü olaylar gelir, birilerini kaybederler, işlerini, sevdiklerini bir şeyleri kaybederek yakalanırlar bu illete. Eğer birde dostu yoksa yanında, bu acımsı duygu, katlanır kar topu gibi büyür.
Büyüdükçe içindeki nefret öylece soğursun herşeyden.

Herkes, herşey
Bu dünyaya ait olan ne varsa anlamsız gelir.
Bir köşede sessizce ölmeyi bekler yüreğin.
Bedeninse o sevmediğiniz bütün gerçeklerin içinde çırpınır.

Herkesin farklı bakış açıları var .

Bazı yazarlar vardır, masal anlatır çocukları mutlu eder, bazıları kendi hikayeleri resmeder, bazıları hayali karakterler yaratır koca bir roman yazar. Ben bunların hiçbirini yazamıyorum. Benim kalemim, acı dışında başka bir şey dökülmüyor. Bu hayatta sadece acı çektim, gördüğüm başka mutluluk veren bir duygu olmadı. Ben sadece yazılarıma kalbimi yansıtıyorum hepsi bu.

Benim küçükken kurduğum hayaller, büyüdükçe azaldı. Yavaşça tükendi. Zamanla olmayan, biten hayallerim bitme noktasına geldi. Hayallerimin gerçekleşmemesi her defasında bana, acı getirdi. Gelen acılar yaşamımı sarhoş gibi geçirmemi sağladı. Artık, gerçekleşmeyen ve sonu acı ile biten hayallerimi terk ettim.

Acı çeken kalbime söylediğim şey, dik dur, bunlar da günü gelip geçecek. Ağlıyorum ama sızlanmıyorum. Gidenin arkasından üzülüyorum ama, neden bırakıp gittin diye asla sorgulamıyorum. Yaşıyorum, her ne kadar zor nefes alsam da yaşamayı başarıyorum. Şunu bilmeni isterim ki, düzen dediğimiz şey yani benim iç huzurum zamanı geldiğinde, kendi dengesini tekrar bulacak.

Kalbime bir hançer gibi saplanan gerçeklerin baş kaldırdığı yerden bakıyorum şimdi hayata. Bu boşvermişlik hissi benim değil. Ne zaman gönlüm ayrılığa düşse peşinden gelen bu adım sesleri benim değil. Ben ayrılık adamı olamadım hiçbir zaman; bu ağlayan gözler, titreyen eller benim değil.

Bu ben değilim..
Belki delirdim ...

Hayat işte tam da bu noktada donarak devam eder. Akrep yelkovanı kovalamaz mesela, kan yürümez damarlarına, aldığın nefesi geri veremezsin, sokaklar hep çıkmazdır, günler güneşsiz, karanlık sessiz, mum ışığı alevsiz ve sen artık iki bilinmeyenli bir denklemsindir. Ayrılık usulca sokulur akan zamanın içine, bu hep böyle olmuştur ve böyle devam edecektir.

Vapurun sirenleri ötmeye başladı dün geceden beri. Yataktayım ama içimdeki sesler boğuyordu beni. Yaklaşan bir etki vardı. Bekliyordum, çok bekletmedi geldi. Açtım kapıyı, “Merhaba, ben ayrılık.” dedi. Eve gelen misafir geri çevrilmez bizde, aldım içeri. Karşılıklı oturuyoruz şimdi. Ben ona alışmaya çalışıyorum, o ise kendini bana sevdirmeye.

Sevdiğin birini kaybedersen, hayatın çok da önemli olmadığının farkına varırsın.

Sana ’gitme!’ demek isterdim ama yanımda kalmak istemediğini biliyorum. Kendimi düşünerek bencillik etmek yerine, seni düşünerek iyilik etmek istiyorum. Hiç değilse son defa, susarak hıçkıra hıçkıra.

Kendimden nefret etmemi sağladığın için teşekkür ederim.

26.......

Sonunu Bilmediğim YolWhere stories live. Discover now