Kaşlarımı çattım "Hayır" dedim göğsünden de aynı anda ittirdim. "Kalk üstümden!"

"Ahu!"

"Ne var?"

Melih'in kararmaktan artık neredeyse siyaha kaçan ela gözleri ürkütücü ve tehditkârdı. Bir insan bir insanı bakışlarıyla korkudan altına ettirirse, kesinlikle o kişi ilk olarak Melih'ti. Yarım kaldığı için mi sinirliydi, yoksa onun sabrını sınadığım için mi? Bilinmezdi.

Gözlerimi Melih'in gözlerinden kaçırdım ve yerimde bir kez daha kıpırdandım. Melih ani bir hareketle üzerimden kalktı. "Lanet olsun!" diyerek aynı anda da söyleniyordu. Yataktan kalktığında, ellerini sertçe saçlarından geçirdi. Şuan karşımda tam anlamıyla öfkeden kudurmuş bir aslan vardı. Birden önünü bana döndü ve işaret parmağını bana doğru salladı.

"Bilerek yaptığını biliyorum Ahu. Bilerek beni baştan çıkarttığını biliyorum. Sırf beni cezalandırmak için böyle yapıyorsun değil mi?"

"Ne?" dedim yalancı bir şaşırmayla "Ben mi seni cezalandırıyorum?" teessüf ederek başımı iki yana salladım. "Ben kim seni cezalandırmak kim?"

"Yoo yoo, çokta güzel cezalandırıyorsun." Eliyle kendini gösterdi. "Resmen beni maymuna çevirdin."

Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Melih karşımda maymundan ziyade beş yaşındaki oyuncağı elinden alınan bir oğlan çocuğuna dönüşmüştü.

"Utanma utanma, rahatça gül ya." Diye çıkıştığın   da. Dayanamayarak bir kahkaha attım. Melih'in delici bakışları beni parçalamak ister gibi üzerimdeyken, kendimi zar zor toparlayıp "Aşk olsun Melih" dedim

"Aşk oldu zaten! Seks olmuyor!" diye kükredi Melih.

Ben gülmeye devam ettiğimde Melih "Sikeyim böyle işi" diyerek bana arkasını döndü. Hızlı adımlar atıyor, kendi kendine söylenerek daha önce icat edilmemiş küfürler mırıldanıyordu. Banyo kapısının önüne geldiğinde, gülmeyi bir anda kesip yatakta toplandım. Aslında bildiğim ama sırf keyif alabilmek için onun ağzından duymak istediğim soruyu sordum.

"Nereye gidiyorsun?"

Melih ateş püskürten gözlerini, zevkten dört köşe olmuş gözlerimin içine dikti. Sinirden yanaklarını içine göçürecek kadar çok sıktığı dişlerinin arasından konuştu.

"İzin verirsen banyoyu kullanacağım. Maalum rahatlamam lazım ve bunu karım yapmadığı için soğuk duşa ihtiyacım var."

"Hım" dedim anladığımı belirtir gibi. Gülmemek için resmen kendimle büyük bir savaş veriyordum. "Tamam, hadi sen gir duşunu al. Bende duş alacağım dah-" daha cümlem bitmeden Melih banyonun kapısını sert bir şekilde suratıma kapattı.

Birkaç saniye şaşkınca baktım kapıya, daha sonra kendimi yatağa sırt üstü atarak sessizce gülmeye başladım. Kendi kendimi Melih'i alt ettiğim için tebrik ettim. Kazandığım zaferi yatakta bir oyana bir buyana yuvarlanarak kutladım. Sevinmem bittiğinde yataktan kalkarak odada göz gezdirdim ve aradığım telefonumu Melih'in başucundaki komodinin üzerinde buldum. Tekrar yatağa oturdum ve dizlerimin üzerinde sürünerek komodinin yanına geldim ve telefonumu elime aldım.

Bu kez yüz üstü yatağa uzanarak telefonumdan Google girip bizim evlenmemiz hakkında çıkan haberlerde göz gezdirdim. Bazı haber ve magazin siteleri acımasızca haber yaparken, bazıları ise evliliğimizin bir iş ortaklığıyla alakalı olduğunu yazmışlardı. Ama çoğu da bizi birbirimize yakıştırmış. Yılın en gözde çifti, yılın büyük aşkı ve beklenilen aşk düğünü gerçekleşti gibisinden güzel haberler yapmışlardı. Üstün körü önüme çıkan haberleri okumaya dalmıştım ki bir anda banyonun kapısı açıldı.

BUZ YANIĞIWhere stories live. Discover now