-Her Son Yeni Bir Başlangıçtır-

707 11 0
                                    


-HER SON YENİ BİR BAŞLANGIÇTIR-

Demir parmaklıkların arkasında görüş açısının zar zor mümkün olduğu karanlık kuytuda Felix ve ben yan yana olmamıza rağmen, içimden bir ses kötü halde tökezlediğimizi söylüyordu. Evet bu doğruydu, tökezlemiştik, hemde neredeyse başarmak üzereyken...

Felix'in sessiz, korkak ve umutsuz bir hali var. Gözümüzü açtığımızdan beri tek bir kelime dahi etmedi. Pekala onu anlayabiliyorum; buraya neden getirildiğimizi düşünürken, koluma bakarken, ve bizden alınan şanslarımızı izlerken... 10 şans. Şanslarımızı tüketmiştik...

Dahası, infazımızdan endişe etmekten ziyade, bu kadar çabanın başarısızlığına üzülüyorum...

Bir tıngırtı... Dikkatimi dağıtmaya yetiyor. Kapı açılıyor ve iki koruyucunun üzerine doğrultmuş oldukları silahlarının arasında içeriye Patrick giriyor.

'' Bakın bir yanlış anlaşılma olmalı.'' Diyor Patrick. '' Beni dinleyin, benim Başkan Matthew Wilson ile baş başa konuşmam gerekli.''

Koruyucu, Patrick'i silahının ucuyla dokunarak yürümesini söyledikten sonra onu herkesin görebileceği şekilde bize doğru itekliyor.

''Yanlış yapıyorsunuz diyorum size!''

Koruyucunun parmağı hâlâ tetiğin üzerinde... Sanki kaçabileceğimiz bir yer varmış gibi...

Kapılar arkasından kapınırken Patrick, çılgınca kapıyı yumrukluyor, '' Bakın büyük bir hata yapıyorsunuz, bana bu şekilde davrandığınız için pişman olacaksınız!''

Belli belirsiz başını sallayıp, '' Peki öyleyse, sizi burada bekleyeceğim..'' diyor.

Gözlerini tekrar bize çevirdikten sonra " Sadece beş dakika..'' diyor. '' Sonrası kötü olur.''

Derin bir nefes alıyorum, bakışları benimkilere kitlenince bu durum vücudumdan bir ürperti geçmesine sevep veriyor.

Parker kuruyan dudaklarını ıslattıktan sonra, Patrick'e küfür eşliğinde büyük bir yumruk savuruyor. Bu hızlı ve aynı zamanda beyin sarsıntısı geçirttirecek türden. '' Lanet olası herif! Beni onlara yem yapacaktın..''

''Hey! Hey! Durun kendinize gelin!'' diyor Tad, ayırmaya çalışırken.

''O pis ellerini üzerimden çek Parker!'' diye hırlıyor Patrick.

Ağır ağır iç çekiyorum ve tekrar arkama yaslanıyorum. Dizlerim uzun zamandır aynı pozisyonda oturmaktan dolayı uyuşmuş durumda.

''Bırak Tad, o güzel bir dayağı hakkediyor'' diyor Felix. '' Onun yüzünden buradayız ve onun yüzünden infaz edileceğiz!'' derin bir nefesi serbest bıraktıktan sonra, '' O kadar yaklaşmışken...''

Kendimi berbat hissetmeye başlıyorum. Kalbim göğsümden her an fırlayacakmış gibi çarpıp, içim kaskatı kesiliyor ve nefes alamayacak gibi hissediyorum. Kuvvetimi toplayıp vücudumu dikleştiriyorum, ayağa kalkmak için duvardan destek alıyorum.

Karıncalanma önce kollarıma sonra omuzlarıma ya­yılarak sırtımda uyuşukluluk bırakıyor. Bu histen hoşlanmıyorum. Aslında hoşlanmadığım o kadar çok fazla durum var ki...

On beş dakika kadar sonra, herkes sakinleşince, Parker, tamamen sabrı tükenmiş bir halde, Patrick'e bakıyor. Sanki tımarhaneye kapatılması gerekli gibi, sanki insan içinde dolaşması tehkikeli gibi. Sanki bıraksak onu şurada boğacakmış gibi...

Patrick yapmacık bir duygusallıkla iç çekip dudak­larını büzdükten sonra daha öncede söylediği gibi bir kez daha sakin bir dille şarkı söylemeye koyuluyor.

SADECE 10 ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin