36| Yoongi hyung yine her zamanki formunda.

Start from the beginning
                                    

"Dışarıdan bakıldığında daha doğru görüyor olabilirsiniz evet ama istediği ilgiyi nasıl reddedebilirim? Yanıma gelip saçlarını okşamamı istediğini söylediğinde onu nasıl reddedebilirim ki? Bunu gerçekten yapamam"

"Haklısın, biliyorum. Sadece doğru olanın onun biraz yalnız kalması gerektiği olduğunu düşünüyorum ama senden ilgi isteyen kırgın birini reddedemeyeceğini de biliyorum. Kim olsa aynı durumda olurdu"

Derin bir nefes verip elimdeki yarısı bitmiş tabağı masaya bırakmıştım.

"Ben elimden geldiğince toparlanması için bir şeyler söylüyorum. Onu güçlendirmek için elimden geleni yapıyorum ama bu yeterli olmuyor. Böyle bir durumda ona tek başıma yetemem. Sizin de onun yanında olduğunuzu hissetmesi gerek. Elbette hissediyordur ama biliyorsunuz Taehyung temas olmadan yapamıyor"

"Doğru söylüyorsun" demişti Namjoon hyung. "Ona elimizden geldiğince destek oluyoruz tabi ama temas onun için önemli" diye eklediğinde olumlu mırıltılar çıkarmıştı diğer hyunglar.

"Sadece söylemek istedim. Yine de doğru bildiğin şeyi yapmaya devam et, onunla bizden çok daha yakınsın"

"Hyung, hayır" demiştim sözünü bitirir bitirmez. "Bakın, böyle şeyler düşündüğümüzü biliyorum ama Taehyungla sizden çok daha fazla yakın falan değilim. Bana anlattığı şeyleri size de anlatıyor, bana gösterdiği tavırları size de gösteriyor. Sizden tek farkım onunla istersem eğer sizden daha fazla temasta bulunabiliyor oluşumdur. Size yemin edebilirim bu konuda, başka bir farkımız yok."

"Seni suçlamadım Jungkook, haklı olabilirsin elbette"

"Beni suçlamadığını biliyorum hyung, sadece bunu söyleyen tek kişi sen değilsin. Biz birlikte olmaya karar verdiğimiz zamanda bunun olacağını da düşünmüştük, sırf böyle düşünmemeniz için elimizden geleni yapıyoruz ama gerçekten ciddi bir fark olmamasına rağmen böyle davranıp düşünmeniz bizi üzüyor" demiş ve saçlarımı geriye atarak derin bir nefes almıştım. "Neyse, bunu daha sonra konuşalım. Şu an önceliğimiz Taehyungun iyi olması. Dediğiniz gibi yanına daha az gitmeye çalışırım, siz de benim yerimi doldurursunuz" dediğimde Seokjin hyung ellerini iki yana sallamıştı.

"Beni yanlış anlama Jungkook, yerini doldurmak gibi bir amacım yok. Ki yerini dolduramam da-"

"Saçmalama lütfen hyung, seni yanlış anlamadım ve emin ol yerimi doldurabilirsin. Taehyung hepinize teker teker aşık, en çok da sana Yoongi hyung" diyerek bakışlarımı ona çevirdiğimde bir an afallamıştı. "Yanlış duymadın hyung, sana bu kadar tavırlı olmasının nedeni koşulsuz şartsız bir şekilde en çok sevdiği, hayran olduğu hyungundan destek görememesi. Eminim ki elini kana bulasan Taehyung senin suçunu üstlenebilecek kadar aşık sana"

Yoongi hyung sessiz kaldığında ayaklanmıştım. Biraz çıkıp hava almak gerçekten iyi gelebilirdi.

"Böyle bir anda söylenecek bir şey değildi belki de ama sadece konusu geçince içimde tutmak istemedim, umarım bana kızmamışsınızdır. Ve biraz sinirliymişim gibi konuştuğum için de özür dilerim, daha saygılı konuşabilirdim"

"Sorun değil Jungkook, yanlış bir şey söylemedin" dediğinde başımı sallayarak Namjoon hyungu onaylamıştım. "Ben terasta olacağım, bir şey olursa çağırırsınız beni" dediğimde bu sefer onlar beni onaylamıştı. Adımlarım terasa doğru yönelirken dışarı çıkmadan önce dolaptan soğuk bir içecek almıştım.

Yarı çıplak oluşumu umursamadan terasa çıktığımda havanın harika oluşu Taehyungu da buraya getirme isteğiyle dolup taşırmıştı beni. Bu isteğimi bastırarak bir armut koltuğa oturmuştum. Oturduğum yere yayılarak soğuk portakal suyunun kapağını açarak dudaklarıma götürmüş, birkaç yudum almıştım. İçimin serinlemesine yardımcı olduğunu saniye saniye hissettiğimde derin bir nefes vererek başımı geriye yaslayıp gözlerimi kapatmıştım.

İdol: taekookWhere stories live. Discover now