9; Dudakların Şarap Kırmızısı

Start from the beginning
                                    

Taehyung masaya doğru yürürken arkasında kalan müzik aletlerini eliyle gösterdi.

''Geçen geldiğimde onları görmemiştim.''

Seokjin piyanoya ve gitara bakıp gülümsedi. ''Ah, evet. Hoseok doğum günü partimde yayıntı istemiyorum, dedi. Benim odama taşımıştık.''

''Sen mi çalışıyorsun onları?'' dedi Taehyung, sandalyesine otururken.

''Evet. Yemekten sonra çalabilirim, merak ediyorsan.''

Taehyung büyük bir sevinçle ellerini çırptı. ''Evet, çok isterim.''

Seokjin, tenceredeki yemeği ikisinin tabaklarına koyduğunda Taehyung gerçekten hayretler içerisindeydi.

Kokusundan bir şeyler anlamıştı fakat yine de belki benzetiyorumdur diyerek kendini pekte umutlandırmamıştı ama evet, doğruydu.

Kore yemeği yapmıştı Seokjin ve Taehyung eğer fazla olmayacağını bilse kalkıp sıkıca sarılırdı karşısındaki adama.

''Teşekkür ederim.'' dedi Taehyung, gözleri ışıl ışıl bakıyordu.
''Rica ederim, canının çektiğini söylemiştin umarım beğenirsin.''

''Çok düşüncelisin. Üstelik en sevdiklerimden birini yapmışsın!'' dedi Taehyung, önünde duran acı soslu pirinç kekine bakarken.

Ağzının sulandığını hissetti ve tam yemeğini kaşıklayacağı sırada Seokjin'in mırıldanmasıyla durdu.

''Ah, unuttum. Sen yemeye başla, geliyorum.''

Taehyung yine de o gelmeden yemeğe başlamanın uygun olmadığını düşünüp beklemeye başladığında Seokjin elinde bir şişe şarap ve iki şarap kadehiyle geri geldi.

''Sana tattırmak istediğim özel bir şarap var demiştim.''

Şarabın tıpasını açtı ve kırmızı şarabı kadehlere özenle doldurduktan sonra kadehlerden birini kendine bir diğerini Taehyung'a verdi. Yerine geri otururken yüzünde tatlı ve memnuniyet dolu bir gülümseme vardı.

Bana alışıyorsun, diye düşündü Taehyung. Benimle daha rahat olmaya başladın...

Aklından tüm bunlar geçerken yüzünde gülümsemeyle nihayetinde ağzını sulandıran yemeğini kaşıkladı ve ağzını dolduran yemeği afiyetle yedi.

Tadı o kadar güzeldi ki, bu yemeği sadece Seokjin'in elinden yemek istiyordu artık. Sanırım yemek yapma konusunda gerçekten marifetliydi.

Taehyung ağzının doluluğunu umursamadan sordu. ''Evde yemekleri hep sen mi yapıyorsun?''

Seokjin ağzındaki lokmasını yutup cevap verdi. ''Yani, Hoseok ile bölüşüyoruz. Değişmeli desem daha doğru olur.''

''Elin çok lezzetli, Seokjin. Çok marifetli birisin.''

Seokjin utanarak gülümsediğinde şarabından minik bir yudum aldı. ''Teşekkürler, beğenmeme sevindim.''

Taehyung, Seokjin'in şarabını yudumladığını gördüğünde kendi şarabını hatırladı ve ağzındaki lokmayı midesine gönderip birkaç saniye sonra şarabını yudumladı.

Ağzındaki tat öyle güzel, öyle güçlü ve öyle nahoş hissettirmişti ki... Hayranlıkla gözlerini büyüttü. ''Bu şarabın markası ne böyle? Harika bir tadı var!''

Seokjin gururlu bir şekilde sırıttı. ''Babamın şarabı. Lacuna'nın özel şarabı, sana bahsettiğim.''

Taehyung bir yudum daha aldı ve tadı daha derinden hissedebilmek için gözlerini kapattı. Elindeki şarap bardağını yumuşak yumuşak sallandırıyordu ve ağzındaki tadın onu ele geçirmesine izin veriyordu.

Flame Of Love | Taejin Where stories live. Discover now