GİTTİM. ŞİMDİ KOCA BİR MEVSİM DEĞİL HAYAT GİRDİ ARAMIZA

717 67 204
                                    

▪︎

Kızgın bir akşamüstüydü vaktiydi, keskin bir bıçak gibi batıyordu soğuk parmakuçlarımıza. Kasketimi saçlarıma geçirerek iskarpinlerimin tozunu almış ve faytona binmeden soluğu Jungkook ile vakit geçirdiğimiz odamda almıştım. Ne zaman bir şeylere kızsam, öfke bitmez tükenmez zehirini bedenime enjekte etse bir nefese ihtiyaç duyuyordum. Daha doğrusu bütün yaratılan varlıklar bu duygudan muzdarip değil miydi? Nefes almak sırf burundan geçirdiğimiz havayı ağızımızdan vermek değildi. Oslo da eğitim aldığım bir kaç yıl boyunca üstlerimiz bizlere en basit, cahil bir insanın bile anlayabileceği nefes alma teknikleri ile ilgili bitmek tükenmeyen tezler yazdırıyordu. Kaç milyon doktor adayı bu tezleri bilinmedik toprak parçalarında yazsa da yine de nefes almak sahiden de ağız ve burun ile mi yapılıyordu.. öyleyse ben neden 24 yıl boyunca bir kere bile nefes alamamıştım. İçimin sızısı yegane sevdam bu körpe delikanlının bilinmedik yüreğinde mi gizliydi 24 yıllık nefesim, aşığım.. yanağının yarası mı kalmıştım ben onun o vakit..

Saçlarından öptüm, gözlerinden ve belleğime kazımak istercesine, hiç unutmamak için uzun uzun ona baktım. Ardından boş gözlerini tavana dikerek, uğultulu dalgaların kıyıya vurdurduğu cümleleri sıraladı bana "Demek yemeğe gidiyorsunuz.." saçlarını okşayarak bunu onaylamış ve soğuk bir tebessümü kuşların kanatlarına yük edip gökyüzüne salmıştı. "Kimler olacak bu yemekte peki?" Baş parmağımın ucuyla yanaklarını okşayarak izliyorum güzelliğini, masumluğu bir bebeği andırıyor. Ölü bir güzelliği var. İnsanın kalbini yakan boğazını düğümleyen öldüren fakat ölüyken dirilten bir güzelliği. Şiir gibi insanın habire yazası geliyor dağlara, kıyılara, sulara bile kazıyası geliyor kelimelerini. "Liam, Elio ve ailesi aramızda, iş konuşacağız." Dudaklarını büzerek ve alnını kırıştırarak ellerini ellerime kilitliyor ardından da omuzlarını düşürüyor "Elio bugün benimle oyun oynamaya gelecekti ama." Dudaklarına doğru eğilip dudaklarımızı birleştiriyorum dokundurup çekiyorum insanın sinirlerini bozan bir değiş oluyor bu. "Ona söyleme olur mu? Sürpriz yaparız.." kafasını aşağıya yukarıya sallıyor ardından da göğsümü patpatlıyor "Başka kimler olacak yemekte-" Kollarımı bedenine dolayarak onu hayali bir kafese alıyorum ardından da omuzlarına öpücükler konduruyorum kıkırdıyor. "Söylesene sen derdin ne bir kadın olmasından mı korkuyorsun yanımda."

Bugün daha mutlu, daha az ağlıyor bir kaç haftadır, üstelik hapları vermeyi geçiştirdiğim zamandan beri normal her şey. Kendi kendine bile konuşmuyor, gülmüyor sonra yaptığı uçuk şeyleri bile azalttı. O haplar onu öldüren şeyler, onlarmış çiçeğimi solduranlar. Tuz gibiyiz birbirimizin yarasına merhem olmak yerine yaralarımızı kanatıyoruz. Yaralı kuşa kurşun atanlardanız yani. "Kadınlar mı? Onlar da kim Bayım halt etmiş benim yanımda o kısraklar.." kollarımın arasından sıyrılarak ters dönüyor kaçmaya çalışıyor kafesinden, bir kuş gibi uçmaya çalışıyor.

Uçuyor.

Onu yatağına bırakıp kollarını, avuçlarını, dudaklarını, parmaklarının uçlarını öpüyorum. En sevdiğim şey onu öpmek elimde vakit varken yapabilmeliyim zira bir fotoğrafa seni özledim diyerek öpüşlerimi sıralamak delilik olabilir.

Onu yastığına yatırarak uzun uzun bakıyorum. Kimseyi düşünmemek için kimsenin yüzüne bakmıyorum Jungkook'u tanıdığım günden beri.. Aklım, kalbim her şeyimle onun olmak istiyorum. Aklım onun için çalışsın, yüreğim onun için atsın, kollarım ona dokunsun, adımlarım ona koşsun.. dudaklarım hep onu öpsün bir başkasını değil.. kimsenin tadını alamasınlar et parçalarım ondan başka yok olsun bu evrende.. kül olsun parçalansın..

Bakışları soğuk hep ama yine de yakıyor içimin küllerini. Öylesine nedensizce dokundum bedenine. Giysisinin eteklerinden kaldırarak yaralarına dokunup parmaklarımı dudaklarıma bastırıp gezdirdim her bir morluğuna. Öpüşlerimi seviştirdim bedeniyle. Ardından da kendiliğinden dolan gözlerimi verdiği mendilin uçları ile silerek, göğsünün üzerine bastırdım ve onu öylece bırakmamam gereken bir zamanda odasının kapısını kapayarak kayboldum.

DARİA ☆ KOOKMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin