13~

2.3K 151 107
                                    

"Hey Polina artık bitir hazırlanmayı." Diyip kafama çorap fırlattı Jasmin. "Hey eyeliner çekiyorum değme bana bi iki dakika." Diye bağırdım.

"O çorabı valize koy ve otobüsü kaçıracağız hızlı ol." Dedi. Göz devirdim. Makyajım tamamdı. Çok güzel olmuştum.

"Lili gelmiş mi?"

"Evet kapıda bekliyor."

"Peki hazırım montumu alayım çıkalım." Diyip yağmurluğumu üstüme aldım. Hava çok soğuk sayılmazdı.

"Kızım dikkatli olun. Başınıza bir şey gelir falan kendinize iyi bakın. Hasta olmamaya özen gösterin."

"Öf anne tamam ya."dedim. Bıkmıştım konuşmalarından. Hep böyleydi.

Sarılmadan, öpüp veda etmeden çıktık evden. Sadece "Sende kendine iyi bak. Bay." Diyip kapıyı çekmiştim.

Aramız bozuktu. Çok konuşurdu. Ve ben çok konuşan insanları sevmezdim. Çok bağırırdı. Ben yüksek sesten haz etmezdim. Annemle çok zıttık. Tek benzer tarafımız. Yüzüm ona çok benziyordu.

"Ah Polina. Kesinlikle o eyeliner için 1,5 saat önce kalktığına eminim fakat kanıtlayamam." Diyip güldü Lili.

"Haklısın beyb." Diyip öpücük attım. Jasmin'le birbirlerini övüyorlardı bende onlara gülüyordum ki okul otobüsünün kornası duyuldu.

Valizlerimizi otobüsün arka tarafına yerleştirdikten sonra arkadaki 3'lü koltuğa oturmuştuk. Burası sanki bizim için 3 taneli yapılmıştı.

"Kızlar hazır mısınız?" Diyip güldüm. Onlar da gülümsediler. Ellerimizi yumruk yapıp tokuşturduk. Aynı anda "go to İzmir." Dedik. Kahkaha atmaya  başladık.

Hepimiz Amerika doğumluyduk fakat zamanında ailelerimiz İstanbula yerleşmişti. Okulun bir programı vardı ve bu sayede Amerika'ya gidip ücretsiz dil eğitimi alıp Türkiye'ye geri dönmüştük. Dönüş yolunda uçakta tanışmıştık. İstanbulda yaşıyorduk ve okuyorduk. Fakat Amerikalı olduğumuz için bizi havalı bulan insan çoktu. Oysa pek öyle değildik. Tanındıkça samimi geliyorduk insanlara. Şu an ise okulun bir gezisi vardı ve 3 gün boyunca İzmirde 5 yıldızlı bir otelde kalacaktık. 17 yaşında olmamızdan kaynaklanıyor olabilir çok mutlu ve heyecanlıydık. Bizim gezi sınırlarımız ailemizin çemberindeydi çünkü.

Ve mutluluğumun diğer bir sebebi ise Ufuk'un İzmirde olması olabilir.

Yola çıkalı daha yarım saat olmuş veya olmamıştı Jasmin uyumuştu.

Lili kitap okuyordu. Bu kız her baktığımda başka kitap okumayı nasıl beceriyordu? Nasıl bu kadar hızlı okuyor ve bu kadar kitabı nerden buluyor hiç anlayamamıştım. Ben kitap okumaktan nefret ederdim.

Telefonumu elime aldım. Ufuk'u aramak için  tuşuna bastım.

Ufuk'u tanıtayım size. 1,5 yıllık sevgilim kendileri. Uzak mesafe ilişkisi. Lise 1'in başında sosyal medya aracılığı ile tanışmıştık. Uzak mesafe ilişkilerini nasıl yapıyorlar diye düşünen ben birden kendimi böyle biri ile konuşurken bulmuştum. Aramızda kilometreler olmasına rağmen hep yanımda sanki. Ve ona güvenim tam. Mükemmel bir insan. Benden ilgisini hiç eksik etmez. Hep mutlu eder. Hiç görüşmememize rağmen böylesine sevmiş olmamız garip biliyorum. Ama kader işte . Sizi pek ilgilendirmesin ama taş gibi çocuk kendileri. Ve beni de çok seviyor. Sevgili sevgilim.

My Heart ❤️' aranıyor.

"Alo sevgili sevgilim nerdesin?"

"Oteldeyim bitanem. Annemle babam bir kaç gün baş başa kalmak istiyorlarmış. Evlilik yıl dönümleri de. O yüzden evden atıldım galiba." Diyip kahkaha attı.

"Aaa ne güzel."

"Dimi dimi darısı başımıza." Diyip tekrar kıkırdadı.

"Terbiyesiz..." güldüm "... hangi oteldesin güzel bi yerde kal bari."

"İzmirin en ünlü otelindeyim şu 5 yıldızlı olan."

Resmen gideceğim otelde kalıyordu. Bu benim için bir şanstı ona gittiğimi söylemeyip sürpriz yapacaktım. Mutlu olcaktır.

"Ne güzel." 

"Dimi ya hemde şansıma uğurlu rakamım olan odada kalıyorum. 333 şaka gibi. Ve mükemmel bir manzaram var. Senden mükemmel olmasa da."

Kıkırdadım "Çok tatlısın pislik."

Lili bana tiksintiyle baktı. İki parmağını ağzına sokar gibi yapıp kusma numarası yaptı. yüzümü buruşturup dil çıkardım. Gülüp kitabına geri sokuldu.

"Herneyse sevgilim kapatıyorum ben acıktım biraz." Dedi. "Peki sevgilim iyi bak kendine iyi doyur kendini."

"Tamam anneee!" Dedi çocukların annesine sitem ettiği gibi. Güldüm. Öpücük atıp kapattım telefonu.

Lili kitabının son sayfasını gözlerini kocaman yapmış bir şekilde okuyordu. Ne ara bitirdin kızım kitabı ya. "Ühüüü." Yaptı kitabı bitirip bana bakarak. "Ne oldu?" Ağlıyormuş gibi yaptı. Gözleri doldu.

"Ya kitaba ağlanır mı? Manyak."

"Ağlanır!" Dedi sitem ederek.

"Ya ne güzel arkadaşlar diyordum pislik gitti onu sevdiğini söylediği halde sadece kendini düşünerek arkadaşını öldürdü. Ve arkadaşı onun için uzaklara gitmeyi düşündüğünde kızmıştı beni bırakıp gidemezsin diye. Pislik adam öldürdü benim masum aşkımı." Dedi gözünden bir yaş düştü.

Karaktere aşkım demesi mi yoksa bu kadar sinirlenmesi mi garip olan bilemedim.

"Altı üstü bir kitap." Dil çıkardı.

Kitabın kapağına baktım. 'FARELER ve İNSANLAR' pek ilgimi çekmedi. Adı bile saçmaydı.

Jasmin hala uyuyordu. Bu kız hep uyuyordu. Lili telefonunu çıkardı ve internetten bi şeyler okumaya başladı. Muhtemelen kitapları valizdeydi. E ne yapsın gidene kadar internetten okuyacaktı mecbur. Bu da hep okuyordu.

Ben ise kafama göre takılıyordum. Güzel.

...

Bölümleri unutuyormuşsunuz o yüzden erkenden attım. Artık pek ara vermeyi düşünmüyorum özellikle tatilde.

Hatalarım olan yerleri belirtirseniz mutlu olurum.

Polinayı böyle hayal etmiş miydiniz?

Sizce onu değiştiren olay nedir?

ŞİZOFREN MİSİN?~texting~Where stories live. Discover now