3. Bölüm:"Küçük Zeyrek"

465 154 530
                                    

Medya~Alişir Karadağ

Ekrana dokun!!
Alttaki yıldıza bas😊
Teşekkürler 😘

Bölüm şarkıları
Taladro-Artık Size Kanmam
Simge Sağın-Ben Bazen

...

Masumiyet müzesindeki insanların yüz hatları eskimişcesine yıpranmıştı. Çölde suyu arayan insanoğlunu denizde boğduğunda hiçbir sonuç elde edememesi gibiydi. Ölümün dramını üstünde taşıyordu.

Yaşarken ruhu çürümüştü insanın. Bedeninin sağlamlığı bir işe yaramıyordu. Güzelliğinin peşine düşmüş ki bedeni gözler önünde...

Vücuduyla insan kalbi kazanmanın peşindeydi herkes. Halbuki hayatın tadına bedenle değil ruhla varsaydı, insan kalbi bir kuş misali konardı yüreğine. Masum görünüşüne kanmaz, deli yüreğine kanardı.

Yaşadığım günün ertesini tahmin bile edemezken, bu bilinmezliğin ortasındaki çukura batıyordum. Başkaları tarafından bu bataklığa çekiliyordum.
Elim kolum bağlı iplerle, boğuluyordum. Sessizliğimin umurlarında olmayışı yanıltıcı gelmedi bana. En azından bir annemin olması beni huzurlu kılıyordu.
Onun kızı olamadım, onunla uzun bir yolumuz olmadı. Ölümünü bile hatırlayamıyordum. Ne acıydı onu anımsayamamak, hatıralarıyla dolamamak.
Ona kızgındım.
Ona, beni bırakıp gittiği için kızgındım.
Beni annesiz, kimsesiz bıraktığı için kızgındım.
Babasız, evsiz, yurtsuz, yuvasız bıraktığı için...
Bir kardeş yerine kuzenim Barın'la birlikte büyüdüğüm için...
Anne-baba sevgisi, şefkati yerine babaanne nasihatları ile büyüdüğüm için...
Kızgındım, en çok da kırgındım.

Ama gönlümde taht kuran tek kadındı. Yaptığı her şeye rağmen, babama ettiği ihanete rağmen sevdiğim kadındı. Annemdi.
Hayallerimde yaşattım onu bugüne dek.

Kimsesizliğe alıştırdılar beni. Annesiz babasız bıraktılar beni. Ama hep yanımda olan dostlarım vardı. Aslı vardı, Barın vardı, Serkan vardı. Onların boşluğunu kapatmaya çalışan bir avuç insan...

Bilinmezlikte kaybolmuşcasına nefesi yüzüme çarpıyordu. Aldığı her nefes göğsüme bir bıçak gibi saplanıyordu.
Yüzüme doğru getirdiği parmağını çenemin altına baskı uygulayarak başımı olduğundan daha da yukarı kaldırmamı sağladı. Gözlerimin içine bakıp "Babanın ölmesini istemezsin değil mi küçük kız?" dedi.
Ardından önümden çekilerek hem babamı hem beni rahatça görebileceği bir yere geçti.

Kendimi cevap vermek için hazırladığımda, fırsat vermeyip tekrar konuşmaya başladı.

"O belgeler için ne kadar uğraştığımı, kaç gece kaç gündüz uyumadan çalıştığımı bilemezsiniz. Dünya piyasasına girişi bu ihaleyi kazanınca yapacağız. Ve inanın ki sırf o belgeler için bile yok edebilirim sizi. Gözümü dahi kırpmadan öldürürüm sizi. Bana yamuk yapmayın!"
Söylediklerini algılamam uzun sürmedi. Kafama dank eden şeyle ona doğru bir adım yaklaştım. Babamın şuan ne hissettiğini ne yaptığı bilemiyordum. Çünkü onun olduğu tarafa hiç bakmıyordum.

Karşımda kasıntı bir şekilde duruyordu. İçimden gelen cesaretle "Sana diyorum ki o belgeleri bulacağım ve sana vereceğim. Bunun karşılığında senden sadece babamın canını istiyorum. Ama sen galiba bunu anlamak istemiyor gibisin. Beyninle ilgili problem yoksa anlaştığımızı düşünüyorum." dedim.

AYSARWhere stories live. Discover now