1. Bölüm:"Başlangıç"

665 247 1.3K
                                    

       Bölüm Şarkısı      

    Sezen Aksu-Yetinmeyi bilir misin?

...


Sokak lambalarının sönmeye başladığı zaman... Ayın battığı, güneşin doğmaya başladığı anda hala uyanıktım. Fakat aklımın bana ettiği ihanet gibi gözlerim de bana ihanet ediyordu. Sakince kapanan gözlerimin ardından mayışmanın etkisiyle yorgana daha da sokuldum.

Göz kapaklarımın aralanmasıyla bir ses geldi. Aniden ayağa fırlayıp sesin geldiği yöne doğru gittim. Odamın karşısında bulunan mutfağa doğru adım atmamla yerdeki cam kırıklarını gördüm. Başımı yukarıya kaldırınca Aslı'nın mahçup bakışlarıyla karşılaştım. Boynunu yana eğip "Özür dilerim. Elimden kayınca birden..." dedi. Daha sonra çıkardığı mırıltılı seslerle kıkırdadım.

Yavaşça yanına yaklaşıp omuzuna dokunup "Önemli değil ama senin bu sakarlığın yüzünden evde sağlam bir şey kalmayacak diye korkuyorum." diyerek tekrar kıkırdadım. Sinirli ve bir o kadar şımarık bir imayla "Çok kötüsün yaa!" dedi.

Cam kırıklarını toplamak için eğileceği sırada kolundan tutup "Ben burayı toplarım. Sen bize birer kahve yap." dedim. Başıyla onay verip düzeldi. Ardından tezgaha doğru yürüdü. Raftan kahve kavanozu eline aldı ve kupaların olduğu yere yöneldi.
Bende önüme dönüp yerdeki cam parçalarını toplamaya başladım. Büyük parçaları elime aldıktan sonra ayağa kalktım. Çöpe yöneleceğim sırada ayağım takıldı ve yere düştüm. "Ahhh" diye bastım çığlığı. Büyük bir cam parçası avucumu boylu boyunca kesmişti.

Aslı korkup "Cemre!" diye bağırdı bir anda. Hemen yanıma koşup kaldırdı beni. Canım yanıyordu ama ağlamadım. Beni yere oturttu ve elime baktı. Çok kanıyordu. Pijamamda kan lekeleri vardı. "Birde bana sakar diyorsun." dedi.

Dudağımı büküp oturduğum yerden doğrulmaya çalıştım fakat Aslı omzuna baskı yaparak "Otur sen. Dolaptan birkaç malzeme alıp geliyorum." dedi.

Kanın hızlı akışıyla çizdiği yol, engebeli ve uçurumun kenarındaki bir yolu andırıyordu.
Ben gibi...

Yürüdüğüm yolda kaybettiğim insanlar, uçurumdan aşağı damlayan kandı. Ölümün etkileyemeyeceği tek kızdım belki de.

Gidenler için bugüne kadar gözyaşı dökmedim, dökmem de!

Düşüncelere dalmışken Aslı'nın "Cemre! Ne oldu? Daldın birden." demesiyle irkildim. Kendime gelmeye çalışarak "Yo-yok bir şey" diye kekeledim.

Aslı yanıma oturup elimdeki kanı temizledi. Canım yanıyordu ama belli edemezdim. Çünkü ben güçlüydüm. Ya da en azından öyle davranmak zorundaydım. Güçlüymüş gibi...

Elime tentürdiyot sürmesiyle başımı geriye atıp inledim. "Canını mı yaktım?" dedi üzgün sesiyle. "Biraz" dedim umursamayarak.

Elimi sargı beziyle sardı. İşini bitirdikten sonra sağ elimden tutarak kalkmama yardımcı oldu. Ayağa kalkıp Aslı'ya baktım.

"Ben buraları hallederim. Sen odana git." dedi.

"Peki tamam. Ben de gidip üstümü değiştireyim. Her yerim kan lekesi..."

"İyi olur. Yardıma ihtiyacın olursa seslenirsin."

"Merak etme. Halledebilirim."

"Cemre! Bu arada sana söylemeyi unuttum. Akşam mekanda şarkı söyleyecekmişsin. Haberin olsun."

"Ben bugün çıkmayacaktım. Kim dedi bunu sana?"

AYSARWhere stories live. Discover now